Hasar Tespitine Yapılan İtirazlar Haklı Çıkar mı?
Merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesi olan 6.8'lik depremin ardından yapılan hasar tespit sonuçlarına itirazlar 17 bini geçti. Birçok depremzede binalardaki hasarın az gösterildiğini iddia ederek ilgili bakanlığa dilekçe yağdırdı...
Merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesi olan 6.8'lik depremin ardından yapılan hasar tespit sonuçlarına itirazlar 17 bini geçti. Birçok depremzede binalardaki hasarın az gösterildiğini iddia ederek ilgili bakanlığa dilekçe yağdırdı.Haliyle bu kadar itirazın olması yapılarda yapılan tespitlerde ne denli sağlıklı olup olmadığı noktasında akıllarda soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Çünkü geçtiğimiz yıllarda yaşanan Marmara ve Düzce depremlerinde yapılan hasar tespit sonuçlarına karşı da çok sayıda itiraz yapılmış ve sonradan bu itirazların büyük bölümü ikinci incelemelerde haklı bulunmuştu ve dolayısıyla bu durum ilk hasar tespitlerinin sağlıklı yapılmadığını ve gerçekleri yansıtmadığını göstermişti. O dönem Sayıştay'ın hazırladığı 'Bayındırlık Ve İskn Bakanlığının Marmara Ve Düzce Depremleri Sonrası Faaliyetleri' raporunda, hasar tespit çalışmasına katılan personelin büyük bir bölümünün deneyimli olmaması, bu personelin önceden yeterince eğitilmemesi ve hasar tespitinde kullanılan kriterlerin ve formların yeterli olmamasının da sonuçları büyük ölçüde etkilediği yer almıştı. Hl böyle iken, ilimizde de hasar tespit sonuçlarına itirazlar bu denli yüksek iken umuyoruz ki aynı şeyler söz konusu olmasın.
İlimizde yaşanan 6.8'lik depremden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilk faaliyeti, hasar tespit çalışması oldu. 24 Ocak'ta Elazığ'ı vuran depreminin yaraları sarılmaya çalışılırken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevlilerinin yaptığı hasar tespit çalışmaları sona erdi. Binalara hasar durumuna göre 'az', 'orta' ve 'ağır' statüsü verildi. Ancak birçok depremzede binalardaki hasarın az gösterildiğini iddia ederek, bakanlığa dilekçe yağdırdı. Bu kapsamda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 263 yıkık, 7 bin 698 ağır hasarlı, 1540 orta hasarlı, 558 de acil yıkılacak bina tespit edildiğini kaydetti.
MARMARA VE DÜZCE DEPREMİNDE HASAR TESPİTLERİ SAĞLIKLI YAPILMAMIŞ; GERÇEKLERİ YANSITMAMIŞTI
Hasar tespit çalışmalarını yapmak üzere binlerce teknik personel görevlendirildi. Şimdilerde ise hasar tespit raporlarına itiraz süresi devam etmekte ve bugün itibarı ile bu itiraz sayısı 17 bini aşmış bulunmakta. Yapılan hasar tespit sonuçlarına karşı çok sayıda itiraz olması ise akıllarda soru işaretleri bırakmakta. Bu itirazların fazla olması Marmara ve Düzce depreminde yaşananları akıllara getiriyor. Çünkü geçmiş yıllarda yaşanan Marmara ve Düzce depremlerinde de yapılan hasar tespit sonuçlarına karşı çok sayıda itiraz yapılmış ve sonradan bu itirazların büyük bölümü ikinci incelemelerde haklı bulunmuştu. Bu durum da ilk hasar tespitlerinin sağlıklı yapılmadığını ve gerçekleri yansıtmadığını göstermişti.
YAPI HASARLARININ TESPİTİNDE YAPILAN HATALAR, HUKUKİ DAVALARI DA BERABERİNDE GETİRİYOR***
Öte yandan depremler can ve mal kayıplarının ötesinde hukuksal problemleri de beraberinde getirmekte.Deprem sonucu ortaya çıkan yapı hasarlarının ve maddi kayıpların tespiti konusu da oldukça önemlidir ve sağlıklı bir şekilde yapılması gereklidir. Yapı hasarlarının ve yapılacak yardımların tespiti konusunda yapılan hatalar hukuki davaların açılmasına da sebep olmaktadır
SAYIŞTAY, DEPREM SONRASI FAALİYETLERİN İHTİYACA UYGUN YÜRÜTÜLÜP YÜRÜTÜLMEDİĞİNİ İNCELEMİŞTİ
Marmara ve Düzce depremleri sonrasında Sayıştay Başkanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca yürütülen faaliyetlerin ihtiyaçlara uygun biçimde yürütülüp yürütülmediğini değerlendirmek amacı ile hasar tespiti ve hak sahipliği çalışmaları, orta hasarlı binaların onarım ve takviyeleri ile geçici ve kalıcı konut faaliyetleri incelenmiş ve hazırlanan 'Bayındırlık Ve İskan Bakanlığının Marmara Ve Düzce Depremleri Sonrası Faaliyetleri'raporuna göre, özellikle 'Marmara depreminde hasar tespitleri ile ilgili böyle bir sonucun ortaya çıkmasında Düzce depreminin de etkisi olmakla beraber, hasar tespit çalışmasına katılan personelin büyük bir bölümünün deneyimli olmaması, bu personelin önceden yeterince eğitilmemesi ve hasar tespitinde kullanılan kriterlerin ve formların yeterli olmaması da sonuçları büyük ölçüde etkilemiştir' denilmekte. Raporda ayrıca 'Hasar tespitinde olduğu gibi, hak sahipliği çalışmaları da önceden gerekli şekilde eğitilmiş yeterli sayıdaki teknik personel tarafından yürütülmemiştir' İfadeleri de yer alıyor.
SONUÇLAR, İLK HASAR TESPİTLERİNİN BÜYÜK ÖLÇÜDE HATALI OLDUĞUNU GÖSTERMİŞTİ***
Ayrıca Sayıştay'ın raporuna göre Kocaeli, Sakarya ve Yalova illerindeki hasar tespit raporlarının yaklaşık üçte birine depremzedeler tarafından itiraz edilmiştir. Bu itirazların Kocaeli'nde % 86's ı, Sakarya'da % 50'si, Yalova'da % 42'si kabul edilmiştir. Bu sonuçlar ilk hasar tespitlerinin büyük ölçüde hatalı olduğunu göstermektedir. Elazığ'da da böyle bir durum ile karşılaşılması kaçınılmazdır.
İTİRAZLARIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ İKİNCİ İNCELEMELERDE HAKLI BULUNMUŞTU***
Rapora göre, 'Yapılan hasar tespiti sonuçlarına karşı çok sayıda itiraz olması ve sonradan bu itirazların büyük bir bölümünün ikinci incelemelerde haklı bulunması, ilk hasar tespitlerinin sağlıklı yapılmadığını ve gerçekleri yansıtmadığını göstermektedir ' denilmekte.
SAYIŞTAY: HASAR TESPİTİ, ÇALIŞMALARININ SAĞLIKLI YAPILMASI İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMASI GEREKİYOR!
Sayıştay Başkanlığının aynı raporunda, deprem sonrasında yürütülen hasar tespiti, hak sahipliği, orta hasarlı binaların onarımı ile geçici ve kalıcı konut faaliyetlerinin ihtiyaçlara uygun bir şekilde yürütülmesi için; hasar tespiti ve hak sahipliği çalışmalarının kısa sürede ve sağlıklı yapılması için gerekli önlemlerin alınması gerektiği de belirtiliyor. Yine 'Hasar tespiti ve hak sahipliği çalışmalarını yapacak olan yeterli sayıdaki teknik eleman önceden iyi bir şekilde eğitilmelidir. Hasar tespit kriterleri ve hasar tespit formları doğru sonuçların alınmasına elverecek şekilde geliştirilmelidir' denilmekte.
ORTA HASARLI YAPILAR, ARTÇILARLA AĞIR HASARLIYA DÖNÜŞMÜŞ OLABİLİR
Tüm bunların yanı sıra orta hasar muamması da halen devam etmekte… Yaşanan büyük artçı depremler sonrasında orta hasar raporu verilen binaların durumu da belirsizliğini korumakta. Orta hasar raporu verilen binaların birçoğu yorgun binalar olması hasebiyle yaşanan artçı depremlerle daha da hasar almış ve durumları ağır hasarlıya dönüşmüş olma ihtimali yüksek yapılar. Haliyle itirazların çok dikkatli bir şekilde gözden geçirilerek daha sağlıklı incelenmesi gerekmekte… Aksi halde hasar tespiti konusunda yapılan hatalarhukuki davaların açılmasını da beraberinde getirecektir. Hl böyle iken Elazığ depremi sonucunda yaşanan hasar tespit sonuçlarına yapılan itirazların sonuçlarında da Marmara ve Düzce depreminde bu yaşananların yaşanmaması için bir an evvel hasar tespit faaliyetlerinin dikkatle incelemesi gerektiğini anımsatıyor ve İlimizde aynı şeylerin yaşanmamasını umuyoruz. Haber: Songül DURSUN/ÖZEL