Elazığsporlu Eski Yöneticilerden Siyasilere Veryansın!

Elazığspor Eski Başkanı İrfan Yumakgil Elazığspor ile yapılan toplantılarda kendisine de sözlerin verildiğini ancak hiçbir zaman hayata geçirilmediğinden dert yanarak 1 muhalefet dışında 4 iktidar milletvekilinin mecliste el kaldırıp indirmekten başka bir şey yapmadıklarını söyledi…

Elazığspor’da Cumartesi günü yapılamayan kongrede konuşan Elazığspor eski Yöneticisi ve Genel Kurul Üyesi Osman Dilek ile Elazığspor eski Başkanı İrfan Yumakgil Elazığlı Siyasilere çok sert göndermelerde bulundular…

Dilek ve Temenniler bölümünde kürsüye gelen Elazığspor eski Yöneticisi ve Genel Kurul Üyesi Osman Dilek, şuan Elazığ’da olan milletvekillerinin kahve kahve, sokak sokak gezerek propaganda yaptıklarını ancak Elazığ’ın en büyük marka değeri olan Elazığspor’un kaderini belirleyecek kongreye gelmediklerini söyledi.

Elazığspor’un küme düşmesi durumunda hem siyasi hem de bürokrasi olarak küme düşeceklerini ifade eden Dilek, Elazığlı Siyasilerin Elazığspor gibi dertleri yoksa peşlerinden gidilmemesi yönünde çağrıda bulundu. Kendilerinin yöneticilik döneminde milletvekillerinin telefonla arayarak Elazığspor’u ziyaret etmek için randevu aldıklarını anlatan Dilek; “Bizim mi onlara ihtiyacımız var, yoksa onların mı bize ihtiyacı var. Onların Elazığspor’a da ihtiyacı var, Elazığlılara da ihtiyacı var.”

Günışığı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nafiz Koca’nın ilk olarak gündeme taşıdığı devlet tiyatrosunun yıkılıp otopark yapılan arazi konusunda da konuşan Osman Dilek Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım’ın açıklamasına rağmen henüz daha Elazığspor’a gelen bir paranın olmadığını kaydetti.

Osman Dilek”in konuşmasından satırbaşları şöyle; 

Salonda belediyeyi, siyasileri ve valiliği temsilen kimse yok…

“Ağustos’tan bu yana 4. 5. Kongremizi yapıyoruz. Sebahattin bey her şeyi özetledi aslında. Ben aslında konuşmak istemiyordum. Katkı sağlamak noktasında ne yapabiliriz noktasından sonra ben devam etmek istedim. Fakat benden önceki konuşmacı kardeşimiz siyasilerin gerekeni yaptığını söyledi. Şimdi ben buradan haziruna ve protokole bakıyorum. Elazığ Belediyesini temsilen biri var mı? Siyasileri, vekilleri temsilen kimse var mı? Valilik makamını temsilen kimse var mı? Demek ki bu hadiseye bakış şekli bu. Bunlar böyle diye biz Elazığspor’u sahipsiz bırakacak değiliz.”

Önceden vekiller Elazığspor’u ziyaret etmek için randevu alırlardı…

“Biz bu dönemde 2 tane proje söyledik. Dedik ki artık bu para isteme, vekillerin arkasında gezme modundan çıkalım kurtulalım. Dedik ki bu şehrin bazı imkânlarından, yerlerinden faydalanan kardeşlerimizi bu katmanların içerisine katalım.  Fakat siyasilere gelince, biz daha önceki dönemlerde yöneticilik yaptığımız zaman bu şehrin vekilleri telefon açıyordu. Müsait misiniz Elazığspor’u ziyarete gelmek istiyoruz. Şu anki Elazığ’ın mevcut milletvekilleriyle o bir tanesi katkı sağlıyor. Az da olsa çokta olsa teşekkür ediyoruz. Diğerleri ise her toplantıda güzel şeylerin olacağını anlatıyorlar, anlatıyorlar. Bakın şuan Elazığ’dalar. Kahve kahve, sokak sokak gezip propaganda yapıyorlar. Omuzlarında ise Elazığspor’un atkıları var. Biz kimseden para istemiyoruz. Bizim projelerimizi onaylasınlar, ihale, sözleşme yapmasına gerek yok. Teminat yatırmaya gerek yok. 2 dudağının arasında. Bizim tiyatronun yeri yıkıldı arkadaşlar. Bu yer yıkıldığı zaman sayın valimizin açıklaması var. Bu otoparktan gelecek gelirlerin bir kısmı kimsesiz çocuklara bir kısmı da Elazığspor’a verilecek diye açıkladı. Şuan itibariyle Elazığspor’a bir kuruş otoparklardan giriş yok. Bunu kimseyi eleştirmek ve yermek için söylemiyorum.  Biz burada doğduk, burada yaşıyoruz, yaşamaya da devam ediyoruz. Kongreye girip çıkıyoruz. Yav arkadaş bir demokratik tepki olmaz mı? Eskiden Elazığspor’un 7-8 Bin tane taraftarı vardı. Her taraftan ses getiriyordu. Şimdi ise siyasetçilerimiz bakıyor. Bugünkü siyasetçileri söylüyorum. Yav bu adamların Elazığspor diye bir derdi yoksa gitmeyin bu adamların yanına.  Bizim bu şehrin bir belediyesi var. Her dönemde Elazığspor’a katkılar sağlamıştır. Bundan sonra sağlamayacak diye bir kural da yoktur.”

“Şu anki mevcut milletvekillerinin de reklamını yapmaya hiç kimsenin hakkı yok.”

“Bakın arkadaşlar elektrikler tam açılmadı. Sebahattin Hocam ağır şartları var diye protokolü imzalamadı. Ama dışarı nasıl biliyor. Siyasiler elektrikleri açtı. Siyasiler açmadı, senin vekillerin açmadı. Açıldı diye siyasilerin reklamını yapıyoruz. Allah’tan korkun ya. Nedir bunların peşine takılmışız. Bizim mi onlara ihtiyacımız var, yoksa onların mı bize ihtiyacı var. Onların Elazığspor’a da ihtiyacı var, Elazığlılara da ihtiyacı var. Ama biz kendi değerimizi bilmiyoruz. Bu takım düştüğü zaman sadece Elazığspor küme düşmeyecek. Elazığ siyaseti de küme düşecek, Elazığ’ın bürokrasisi de küme düşecek. Hepimiz küme düşeceğiz. Biz bunu anlatamıyoruz. Bunu anlatmamız lazım. Kim alınırsa alınsın. İsrail’i kınama toplatısında gidin bütün sivil toplum örgütleri öğretmenevinin önünde. Bir taneniz de buraya gelin. Elazığspor sivil toplum örgütü değil mi? Ben bu toplantıya gelmeyen, Elazığsporluyum diyen, bunu siyaset ekmeğini yiyen, bürokrat ekmeğini yiyen, ticaret ekmeğini yiyen bütün herkese sesleniyorum. Proje bazında gelin Elazığspor’a destek olun. Öyle toplantılar yapıp, toplantıdan sonra güzel şeyler olacak deyip otellerde, şu anki mevcut milletvekillerinin de reklamını yapmaya hiç kimsenin hakkı yok.”

Osman Dilek’in konuşmasının ardından konuşan Elazığspor Eski Kulüp Başkanı İrfan Yumakgil ise 1 muhalefet dışında 4 iktidar milletvekilinin Elazığspor konusunda sözden başka icraatlarının olmadığını belirterek mecliste el kaldırıp indirmekten başka bir şey yapmadıklarını söyledi. Kendi başkanlık döneminde siyasilerle yapılan toplantıların sayısını unuttuğunu son yapılan toplantıdan sonra Ferrokrom’a veya Çimento Fabrikasına ziyaretlerde bulunuldu mu sorusunu soran Yumakgil Elazığspor’a gelir getirecek otoparkların da kimseye sorulmadan bir şahısa verildiğini ifade etti.

Yumakgil’in açıklamaları şöyle;

Elazığspor ve Elazığlılar Ağar’a sahip çıktı meclise gönderdi…

“Ben bu yolda biliyorsunuz sağlığımı bile verdim. Biz Elazığsporlular olarak maalesef çok konuşuyoruz ama iş icraata gelince hiç birşey yapmıyoruz. Pamuk eller cebe dendiğinde işte o versin ben de vereyim.’ diyoruz. Ben kinayeli olarak çok laf söyledim bazılarına ama anlamadılar. 274 tane kongre üyemiz var. Biz Elazığlı olarak bu davaya sahip çıksak. Trabzon merkez nüfusu bizden azdır. Ama 5000 tane kongre üyesi var. Bizim de 3000 tane üyemiz olsa bunu da 5’la çarpsanız ne yapar 15 Bin. Bu 15 bin oy demek. Ben 1999 seçimlerinde sayın milletvekilimizin, sayın bakanımızın bağımsız olarak seçildiği zamanı size hatırlatayım. O gün Elazığ’da 7-8 bin taraftar var. Canı gönülden herkes Elazığspor’u destekliyor. O da birileri tarafından dışlanıldığı için bağımsız aday oldu. Elazığspor’a yaptığı iyiliğinden dolayı Elazığspor camiası ve Elazığlılar ona sahip çıktı ve meclise gönderdi. Bu aslında bize büyük bir örnek. Biz o gün de ileriye gideceğimize geriye geldik. Çakıldık.”

4 Milletvekili el kaldırıp, indirmekten başka bir şey yapmıyorlar…

“Şimdi 4 tane milletvekilimiz var. 4’ü de benim arkadaşım canım ciğerim. 5 tane milletvekilimizden biri Allah razı olsun karınca kararınca elinden geldiği kadar, muhalefet olmasına rağmen yardım ediyor. Diğer 4 tanesi benim dostum olmasına rağmen her platformda Sebahattin Başkanın dediği gibi biz o toplantıları 5-6 defa yaptık, sayısını unuttum. Her seferinde olacak, yapacağız dediler. Elazığspor’un sorunu bizim sorunumuz dediler. Geçen Hilton Toplantısı’nda birisinin çok güzel bir lafı var. Diyor ki ‘Biz seçilmiş bürokratız. Diğeri de diyor ki biz mecliste noteriz.’ El kaldır, indir den başka bir şey yapamıyorlar. Bu milletvekillerimizin geliri muhalefet milletvekilimizin kadar geliri var.”

Hilton’da yapılan toplantıdan sonra ne yapıldı, hep lafta kaldı?

Elazığspor’un elektrik borcu da Elazığspor’un değil. Elazığ Sporlarının tamamının borcu. Ama bunun faturası Elazıpğspor’a kesiliyor ne hikmetse. Ben evraksız ve belgesiz konuşmam. Beni çağırdıkları zaman canlı yayını kendileri yaptılar değil mi. Dediler ki İrfan Ağabey’i seçiyoruz. Biz birlik değiliz. Hepimiz birbirimizi eleştiriyoruz. İcraata gelince hepimiz kaçıyoruz. Biz 4-5 defa belediye başkanıyla da, milletvekileriyle de, valimizle de toplantılar gerçekleştirdik. O toplantılarda hep o Hilton’da yapılan toplantıdaki gibi güzel cümleler çıktı. Kaç gün geçti bak o toplantıdan Ferrokrom’a gidildi mi? Çimento Fabrikası’na gidildi mi? Yok. Şu Elazığ’daki kanser oranını herkes biliyor. Bu fabrika bizim nefes almamızı engelliyor. Hastalıklarımın başlıca sebebi. 1 kuruş dahi olsa Elazığ’ın hiçbir şeyine katkı sağlamıyor. Çimentonun bir okul veya çeşme yaptırdığını gördünüz mü? Ferrokrom’u gördünüz mü? 1800 tane işçi çalıştırdığını söylüyor.  Tamam da babasının hayrına çalıştırmıyor. Para kazanıyor. Cirosu 300 Milyon Euro. Şimdi ne olacak bizim gücümüzü belli etmemiz lazım. STK’lardan bir Eren Kurnaz’ı bir de Hacı Arif’i gördüm. Nerdesiniz? 80-90 kişiydiniz. Hani. Eski başkan arkadaşımız bugün alacağı faizlerden vazgeçse Elazığspor kurtulur.”

Belediye Başkanımızın parokometreler sözünün üzerinden 5 ay geçti…

Parkometreler konusunda sayın başkan dediki ‘Ben haftaya çözüyorum. 1 ay sonra da askıdan iner dedi. Elazığsporumuza hibe ediyoruz.’ dedi. 5 ay oldu. Elazığ’ın otoparkları var. Kimseye sorulmadan bir şahısa verildi. O şahısla ilgili bir vakıfa verildi. Siyaseten reklamlarda adamlar bir gecede reklamları direklere asmaya başladı. Gelin biz her şeyi dobra konuşalım. Biz bu memlekette yetişecek bir kişinin torununun hakkını birilerinin menfaati için yemeyelim. Biz her şeyimizle tezatız. Birlik değiliz.”