Ömer Serdar Kanal 7'de Konuştu: Kılıçdaroğlu ulusal güvenlik meselesi haline geldi!

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve Elazığ Milletvekili Ömer Serdar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yolsuzluk iddialarının uluslararası bir operasyonun devamı olduğunu belirterek, Kılıçdaroğlu'nun ise artık ulusal güvenlik meselesi haline geldiğini söyledi.

Ömer Serdar Kanal 7'de Konuştu: Kılıçdaroğlu ulusal güvenlik meselesi haline geldi!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığ Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Ömer Serdar, Türkiye ve dünya gündeminde yaşanan olayların masaya yatırıldığı Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in yönettiği İskele Sancak programının konuğu oldu. Siyasi, toplumsal ve ekonomik gelişmelerin değerlendirildiği programda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son dönemki çıkışlarını yorumlayan Elazığ Milletvekili Ömer Serdar, Kılıdaroğlu’nun daha önceki dönemlerde de bu tür davranışlarda bulunduğunu ifade ederek, “Bu yöntem Kılıçdaroğlu’nun hep yaptığı yöntemdir. Bu yaşananlar bir Kılıçdaroğlu klasiği oldu. Bu bir algı operasyonu. Bu tür iddialar yaklaşık 15-20 gün önce yurt dışında bir süre işlendi. Daha sonra  bu beklenti yükseltilerek CHP’nin grup toplantısına kadar  getirildi. Kılıçdaroğlu 17-25 Aralık sürecinde ve sonrasında da gayrı hukuki yöntemlerle elde edilmiş tapeleri getirdi. Meclis çatısı altında grup toplantısında, ulusal iradenin yansıdığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde millete dinletti. Artık Kılıçdaroğlu bir ulusal güvenlik sorunu haline gelmeye başladı. Bir ülkenin Cumhurbaşkanına böylesi isnatlarda bulunduysanız bunu ispatlamak durumundasınız. Bunların derdi bunu ispatlamak değil, bu konuda bir algı yaratmak. Toplumda yolsuzluğa bulaşmış bir iktidar yapısı ve iktidar çevresi algısını yaratmak.”şeklinde konuştu.  Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ile Amerika’da yürütülen Zarrab davasının aynı zamana denk gelmesinin de manidar olduğunu ifade eden, davayı yönetenlerin de Kılıdaroğlu’na belgeleri servis edenlerin de aynı aktörler olduğunu aktaran Serdar, “Zamanlama manidar. Amerika’da yürütülen bir dava var. Razzab davası ve bu algının yürütülmesi de bir takım yerlere hizmet edildiğini gösteriyor. O davayı takip edenler de aynı aktörler, bunu Kılıçdaroğlu’na servis edenler de aynı aktörler. 17-25 Aralık süreci öncesi gezi olaylarına baktığımızda,  15 Temmuz hadiselerine gelinceye kadar Kılıçdaroğlu’nun konumlandığı yere bakılırsa bunun bir iktidarın karşısında muhalefet tavrı olmadığını görürsünüz. Bu, Türkiye’nin karşısında olma tavrıdır. Onun için Kılıçdaroğlu ulusal güvenlik meselesi haline gelmiştir.”dedi.

“DAVAYA, CEZAİ BİR DAVA GÖZÜYLE BAKMADIK”

Vekil Ömer Serdar, programda yöneltilen; “Amerika’da devam eden Zarrab davası üzerinden Türkiye’ye siyasi operasyon mu çekiliyor.” sorusunu şöyle cevapladı: “Bu iki olayda da Türkiye’yi kriminalize etme durumu vardır. Zarrab davası Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik bir operasyondur. Biz zaten Zarrab davasına yaklaşım olarak cezai bir dava gözüyle bakmadık.  Yapılan yargılama aslında Türkiye Cumhuriyeti Devletine bir operasyonun uzantısı. Bu davayı anlayabilmek için bu süreçleri bir gözden geçirmek gerekir.  15 Temmuza gelinceye kadar bu operasyonlar devlete yönelik olarak devam etti. 15 Temmuzda da netice alınmadı. Gerek içerideki aktörlere,  gerekse dışarıdaki küresel desteğe rağmen milletin basiretiyle, kahramanlığıyla aşıldı. Bunu devam ettiren bir süreç var. Bunun için Zarrab davasına ceza davası olarak bakmıyoruz. O operasyonda da Türkiye’de iktidarı alaşağı etmek darbe dâhil yöntemlerinin hepsi uygulandı. Bu sefer de küresel işbirlikçilerin, ekonomik yönden sıkıştırmak gibi operasyonları var. Bu tam da böyle bir şey. Türkiye’nin ekonomik kurumlarını itibarsızlaştırarak içerideki operasyonlarla beraber yürüyen bir şey. Türkiye Cumhuriyeti Devleti iç dinamikleri ile zenginliğiyle, müktesebatı ile güçlü bir devlet. Bunun üstesinden gelecektir. İçeride bunların değirmenine su taşıyanlar sorumludur. Sorun muhalefetin devletin karşısında dışarıdakilerin yanında yer almasıdır. Milletimiz bunun da farkında. Türkiye’nin seçenekleri var ve üstesinden gelecektir.”