Av. Gizem Kalay

İŞÇİLERİN HİZMET TESPİTİNİ DAVA HAKKI

Av. Gizem Kalay

Türkiye'de iş olanaklarının sınırlı olması dolayısıyla işçilerin işten çıkarılma korkusu sebebiyle, işçiler çalışma süresi içerisinde bir takım haklarını talep etmemenin yanı sıra mağduriyetlerini gidermek için idari mercilere veya yargı yoluna müracaat etmemektedir.

Ancak son derece önem arz eden, emekliliği ve emekli maaşlarını doğrudan etkileyen Sigortalı Olarak Çalışma Hakkına sahip olan işçilerin bu haklarından feragat etmeleri Kanunen mümkün olmamakla beraber başvuru koşullarını da kaçırmamaları gerekmektedir.

Söz konusu hakkın ifası için bu yazımda Kanun tarafından işçiye sağlanan ‘’hizmet tespit’’ davasından kısaca bahsedeceğim.

Kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterilmesi halinde çalışırken bu durumda itiraz edemeyen işçilerin, işten ayrıldıktan sonra çalıştığı sürelerin işlenerek geriye dönük sigortalarının yatırılmasını sağlamaları hizmet tespit davası ile mümkün olmaktadır.

Bunun için çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde İş Mahkemesi’nde işverene karşı olarak ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun fer’i müdahil olarak bulunduğu açılan işbu dava neticesinde işçinin çalıştığı sürenin Mahkemece tespiti ile SGK, ilam ve talebe göre hizmet birleşimini yaparak karar verilen günlerle ilgili primleri kamu faizi işletmek suretiyle işverenden tahsil eder ve ayrıca bildirilmeyen her belge için ihbar cezası keser.

31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer Sosyal Güvenlik Mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur.Diğer bir deyişle bahse konu hizmet tespit davası açılmadan önce Kuruma müraacat zorunlu olmayıp, kamu düzenini ilgilendiren bir dava olduğundan tarafların belirttikleri delillerin haricinde Mahkeme’nin de re’sen araştırma yetkisi bulunması dolayısıyla oldukça titizlikle analiz edilen davalardandır.

Hizmet tespiti davalarında görevli Mahkeme  5510 Sayılı Kanunun 101.maddesi uyarınca İş Mahkemeleri’dir.Ancak İş Mahkemesi’nin bulunmadığı yerde görevli Mahkeme Asliye Hukuk Mahkmesi’nde de görülebilmektedir.Yetkili Mahkeme ise davanın açıldığı tarihte davalının bulunduğu yerleşim yeri Mahkemesi, işçinin çalıştığı işyerinin bulunduğu Mahkeme’dir.

Netice itibariyle sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde işçinin haklı fesih imkanı da bulunmakta olup, işçinin en temel özlük haklarından birisinin işveren tarafından yok sayılması ve buna ilişkin usülsüzlük yapılmasına karşın işçilerin bir avukattan yararlanarak Kanun tarafından kendisine sağlanan bu haktan yararlanmalarını öneririm.

Sevgilerimle..

Av. Gizem KALAY

Kartal/İSTANBUL

Yazarın Diğer Yazıları