Karabük deplasmanında ilk galibiyetini elde eden ve 3 puanla morâl bulan Elazığspor, 3. Hafta’yı bir maç eksiğiyle 4 puan ve artı 2 averajla 8. Sıra’da tamamlamıştı.
Rakip Turgutluspor ise kayıpsız geçtiği ilk 3 hafta sonunda 9 puanla 2. Lig Kırmızı Grubun Lideri olarak gelmişti Elazığ deplasmanına…
3 maçta da tek farklı skorlarla olmak üzere 3 galibiyet elde eden ve kalesinde sadece 1 gol gören Lider Turgutlusporla oynanacak müsabakanın zorlu bir mücâdeleye sahne olacağı baştan belliydi.
Bu arada, geçen hafta yaşanan istifa krizinden sonra; Elazığ Valisi Erkaya YIRIK’la telefon görüşmesi yapan ve ardından Karabük Maçı öncesinde Elazığ’a dönen Teknik Direktör Levent ERİŞ de deplasmanda kazanılan maçın rahatlığıyla takımının başında çıkmıştı sahaya.
Maç haftasının son sürprizi; geçen sezon olduğu gibi yine ekonomik sebeplerle takımdan ayrılan savunmanın tecrübeli İsmi Yiğitcan’ın, transferin son gününde tekrar Elazığspor’a dönüşü olmuştu?
***
Karabük Deplasmanı’nda forma giyen, ancak Turgutluspor Maçı’nda sakatlığı nedeniyle tekrar tribüne çıkan Ömer YILDIZ’ın yerine bu kez Fırat Sefa 11’de sahaya çıkarken, Teknik Direktör Levent ERİŞ’in sakatlık veya cezalı oyuncular dışında takımı bozmadığı ve kadro istikrarını sağlamak açısından da doğru olanı yaptığını söyleyebiliriz.
Ancak, geçen sezondan kalan ve “uyum” sorunu bulunmayan kadrosuyla mücâdele etmekte olan bordo-beyazlı temsilcimizin yedek kulübesindeki oyuncularına bakıldığında “11’de neden yok?” diyeceğimiz bir isme rastlayamıyorsanız, en güçlü tertip sahaya sürülmüş demektir!..
Transferin son günü takıma dönüşü sanki birçok talip olan kulüp varmış ve Elazığspor da ulaşılamayacak bir transfer yapmış gibi “abartılı” biçimde “gece yarısı operasyonu?” şeklinde lanse edilerek duyurulan Yiğitcan’ın antrenman durumunu bilmiyoruz, ancak uzun bir süre takımla çalışmadığı ve fizik olarak, özellikle de maç kondisyonu bakımından yetersiz seviyede olduğu muhakkak.
Elazığspor’un da mutlak ihtiyacı olduğu hâlde, gerek Yiğitcan’ın izâh etmeye çalıştığımız durumu, gerekse de takımda ilk günden beri çalışan oyunculara saygı duyma anlamında Levent hocanın Yiğitcan’ı yedek de olsa müsabaka isim listesine yazmayışı çok isâbetli bir karardı…
***
Kaleci Ahmet’in önünde; değişmeyen 4’lü savunmada sağbek Tufan, tandemin 2’lisinde sağda Ömer Faruk, solda Onur, solbek olarak da Hebat yer almıştı yine…
4’lü Savunmanın önünde özellikle defans ağırlıklı görev yapan ve 2 stoperin arasına sokularak oyunu geriden kuran Kaptan Kadir BEKMEZCİ “tek önlibero” olarak dikkât çekiyordu.
Sağ kanatta Cengizhan, sol kanatta Fırat Sefa, sağ içte Murat CEYLAN, sol içte Kadir TAŞOĞLU’ndan oluşan bir orta 4’lü ve önlerinde serbest oynayıp sağa sola deplase olan, bazen de Fırat Sefa ile yer değişen Muhammed ILDIZ’dan kurulu Elazığspor, 4-1-4-1 dizilişiyle, hücuma çıkışlarda da 4-3-3 geçişleriyle yayılıyordu oyun alanına…
***
Orta alan mücâdelesi şeklinde geçen ilk yarıda; ilk 10 dakikanın ardından topa hâkim olan Elazığspor, Kadir BEKMEZCİ başta olmak üzere, Muhammed ILDIZ, Cengizhan ve Murat CEYLAN’la organize ettiği pas trafiğiyle oyunda da üstün olan takımdı…
Kurulan üçgenlerle rakibe top göstermeyen bordo-beyazlılar, deplasman takımı olsalar, üzerlerine gelecek rakibe karşı hücumda geniş alanlar bulabilir, etkili kontrataklarla sonuca gidebilirlerdi ancak, yerleşik savunmayla fırsat kollayan Turgutluspor’a karşı tempoyu artırmadan ayağa pas yaparak top dolaştırmak, elbette rakibi rahat ettiren ve yormayan yanlış bir stratejiydi?
Turgutluspor’un maçın başında 13. Dakika’da geliştirdiği bir kontratağı, Murat CEYLAN’ın kademeye girmesi ve kaleye atılan şutu ceza alanında yatarak önlemesiyle atlatan Elazığspor, daha sonra Kadir TAŞOĞLU’nun rakip savunmadan seken bir şutunda topu önünde bulan Murat CEYLAN’ın kaleye yaptığı plase ama zayıf bir vuruşla çok net bir fırsatı değerlendiremedi…
Hele ilk yarım saat dolarken kazanılan bir serbest vuruşta duran toptan maçın en net gol pozisyonunu elde eden Elazığspor, ileri çıkan genç stoper Ömer Faruk’un 6 pasta bomboş durumda yaptığı kafa vuruşunda topun kale yerine auta gitmesiyle öne geçme ve oyunu kontrol etme imkânını yitirmiş oldu.
Cengizhan’ın bir cılız şutu dışında artık pozisyon üretemeyen Elazığspor, 90 dakika boyunca yaptığı ve bir türlü önlenemeyen top kayıplarıyla da kalesinde tehlikeler yaşadı!
İlk yarının son bölümünde 38. Dakika’da gelen maçın tek golü, müsabakada çok kötü bir yönetim sergileyen Hakem Ahmet ECEVİT’in rakip yarı alanın ortalarında Tufan’a yapılan faulü vermeyişi ve oyunu devam ettirişi sonunda geldi ve daha sonraki hakem kararlarının tartışılmasıyla birlikte, Elazığspor’un oyun disiplininden uzaklaşmasına yol açtı!..
***
Teknik Direktör Levent ERİŞ’in 2. Yarı’ya başlarken, ihtarı olan ve top kayıplarıyla göze batan Murat CEYLAN’ı oyundan alması ve Eren’i sahaya sürmesi doğruydu ama, Serik Belediyespor Maçı’nda temponun artırılmasına olumlu katkıda bulunan Eren, sağ önde başladığı 2. Yarı’da takıma gereken katkıyı sunamadı ve son 15 dakikada oyundan çıkarılan Tufan’ın yerine geçerek maçı savunmanın sağında tamamladı?
İlk Yarı’daki olumlu görüntünün aksine öne çıkmaya ve gol aramaya çalışırken bâriz top kayıplarıyla kalesinde tehlikeler yaşamaya başlayan Elazığspor, oyunu forse etmeye uğraşsa da birkaç karambol dışında rakip kalede net gol pozisyonu bulamadı?
Oysa yerleşik savunma anlayışından tâviz vermeyen Turgutluspor, üzerine gelmeye çalışan Elazığspor’un yaptığı aşırı top kayıplarından yararlanarak geliştirdiği kontrataklarla neredeyse her 10 dakikada bir rakip kalede gol fırsatları buldu ancak, bereket versin ki bunları gole çevirme becerisini gösteremedi ve farkı artıramadı!
***
Özellikle 2. Yarı’da 4. Hakem de dâhil olmak üzere yardımcılarıyla birlikte maçın önüne geçen Hakem Ahmet ECEVİT, ilk yarıda atılan maçın tek golü öncesinde Tufan’a yapılan faulü vermeyerek başladığı yanlışlarına, Turgutluspor’un Elazığspor’un geliştireceği umut veren / vermeyen her atağını kesmesine karşılık, hiçbirini ihtarla cezâlandırmayarak rakip takıma cesâret verdi ve oyunun temposunun düşmesine sebep oldu!
İlk yarının sonuna 2 dakika ilâve eden hakem, en az 5 dakika kesintiye uğrayan bu bölümde oynanmayan süreyi de oyuna ekleyemedi?
Maçın her duruşunda şeklen saatini göstermesine rağmen, müsabakanın sonuna 5 dakika ekleyerek yine oynanmayan süreyi ve oyuncu değişikliklerini hesaba katmadı?
Elazığspor’un maçın sonlarına doğru ofsayt gerekçesiyle iptâl edilen bir golü öncesinde; Muhammed ILDIZ’ın pasına ofsayt bayrağı kaldıran yardımcı hakemine uyan hakem Ahmet ECEVİT, hizada olmadığı için bu kararı da tartışma konusu oldu?..
***
Hakem kararlarına takılıp ister istemez oyun disiplinini kaybeden Elazığspor, bizim de dile getirmiş olmamıza rağmen hakemleri bir yana bırakıp, özeleştiri yaparak kendi hatalarını görmeli ve başarılı olmak istiyorsa oyun sistemindeki bâriz hatalarını gidermelidir!..
Bordo -beyazlı takım bu ölçüdeki aşırı top kaybıyla rakiplerini yüreklendirir ve özellikle iç sahada onlara kolay kontratak fırsatı vererek kalesinde her an tehlike yaşar!
Kadir TAŞOĞLU’nun geçen sezonki performansından çok uzak oluşunun ve durgunluğunun nedeni nedir bilemiyoruz ancak, bu oyuncunun Elazığspor’a katkısının artırılması başarı için şart diyor, teknik heyeti uyarıyoruz!
Son olarak Elazığspor’un geçen sezondan kalan ofansîf sorunu devam ediyor, bordo-beyazlı takım belli bir “hücum plânı” olmadığı için pozisyon üretemeden rastgele gole gitmeye çalışıyor ve boşuna efor sarfediyor?..
***
Medya’nın her ne kadar sahadaki takımların toplu fotoğraflarını çekmesi bile TFF’nin Yeni Tip Koronavirüs Tâlimatı’na göre yasak olsa da Elazığspor – Turgutluspor Maçı’nın son yarım saatine yetişen ilimiz protokolü, “3 koltuk boş bırakılacak” şartına rağmen yan yana oturarak kuralları çiğnedi!
Bir de ilgisizler deniliyor, oysa protokolden iki demeç Elazığspor’u ne de güzel anlatıyor…
Teknik Direktör Levent ERİŞ’i Elazığ’a dönmesi için ikna eden Vali Erkaya YIRIK; “Sâdece Elazığspor değil, tüm kulüpler maddi kaynak arayışında!” demiş…
Kan tahlili mevzusuyla gündemde olan Milletvekili Zülfü DEMİRBAĞ da; “Elazığspor yenilmesine rağmen, Lider Turgutlusporla başa baş oynadı” diyerek taraftara teselli vermiş!
