"Böyle bir mantığın içerisinde olamam"

Elazığspor Kulübü'nden istifa eden Basın Sözcüsü Eren Kurnaz Elazığ Fırat Gazetesine, kendisini istifaya iten nedenleri açık bir şekilde anlattı.

"Böyle bir mantığın içerisinde olamam"
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Tetiş Yapı Elazığspor Kulübü Basın Sözcüsü Eren Kurnaz’ın şok istifası, gündemdeki sıcaklığını koruyor…

Elazığspor’un efsane kaptanlarından Eren Kurnaz İrfan Yumakgil başkanlığındaki mevcut yönetimde transfer komitesinde görev almış ve basın sözcülüğü görevinde bulunmuştu. Eren Kurnaz Boluspor mücadelesinin ardından görevinden ayrıldığı açıklamasında bulundu. Yaklaşık iki haftalık görev sürecinde yoğun bir mesai içine giren Eren Kurnaz, kendisini istifaya iten nedenleri tek tek anlattı.

İşte Eren Kurnaz’ın Elazığ Fırat Gazetesi’ne yaptığı çarpıcı açıklamalar;

“BAŞKA ŞANSIMIZ OLMADIĞI İÇİN ESKİ OYUNCULARI GERİ ÇAĞIRDIK”

Transfer tahtasının açılamayacağı ihtimaline karşı eski oyuncuları geri çağırdıklarını dile getiren Kurnaz, bu durum karşısında bazı yöneticilerin tepki gösterdiğini dile getirdi. Anlaşma sağlanan bazı oyuncularla geçtiğimiz sezon aldıkları ücretin %35 ile %45 oranında daha düşük bir oranda anlaşıldığını ve böylelikle kulübün yaklaşık yarım Milyon TL gibi bir kazancı ile birlikte kulüp lisansı önündeki engelin bir kısmının kalktığını  ifade etti. Eren Kurnaz; “Göreve başladığımda hayal bile edemediğim, çok karışık bir ortamla karşılaştık. Transfer görüşmeleri yaparak, ne kadar erken bir süreçte neler yapabileceğimizin muhasebesini yaptık. Federasyon nezdindeki  özel kurallara uygunluğumuzu araştırdık. Bir baktık ki 13 tane yerli oyuncunun esame listesinde mutlaka yazılı olması gerektiği kuralını sağlayamadığımızı öğrendik. Bu kadar kısa sürede transfer tahtasını açamayacağımızı da düşündük. Aklıselim birtakım yönetici arkadaşlarımızla birlikte  inisiyatif kullandık ve iç transferde kampta olmayan ya da Elazığ’da olmayan futbolcuları biran önce kulübe kazandırmamız gerektiğini, bunun kısa sürede yapılacak en sağlıklı bir hareket olduğunu düşündük. Bazı oyuncuları davet ettik. Elazığspor Kulübü’nde bir yönetici grubu, bir de spor komitesi var. Spor komitesi yani bizler transfer çalışmalarını gerçekleştiriyoruz.  Transfer tahtasının hem açılma hem de açılmama ihtimaline karşı bir çok olasılığı düşünmek zorundayız. Sorumluluklarımız var. Bunu tecrübesi olmayan bir yönetici düşünemeyebilir. Ancak biz düşünmek zorundaydık ve bunu da düşündük. Tahtanın açılamaması durumunda Sezgin, Kadir, Orhan,Soner, Diarra, Serkan gibi oyuncular dışında takıma farklı oyuncular getirme  şansımızın olmadığını gördük. Bu oyuncular farklı kulüplere gitmeden tahtanın açılamama ihtimaline karşı Elazığspor’a getirilmesi gerekiyordu. Daha önce de örnekleri var. Gönderilen oyuncuların tahta kapalı olduğu için geriye çağrıldığını Elazığlılar hatırlıyor. Başka çaremiz olmadığı için bazı oyuncuları çağırdık. Geçen sene kulüple anlaştıkları ücreti biliyoruz. Biz bu ücretlerin %35 ile 40% oranında daha düşük ücretlerle bu arkadaşlarımızla anlaştık. Yaklaşık yarım Milyon TL’nin üzerinde bir miktar Elazığspor’un kazancı oldu. Bunun ardından benim yönetici arkadaşlarım benim yanlış yaptığımı söyledi. Ben bu konularda, bu çalışmalarda bile engellendim. Yönetimden bazı isimler tarafından engellendim. Bu oyuncuların geri çağrılmasının yanlış olduğunu söyleyenler, 13 yerli futbolcunun esame listesinde yer alması gerektiğini bile bilmeyen kişiler. Böyle bir kural var biliyor musun dediğimde; bilmiyorum diye cevap aldım. Bazı yönetici arkadaşlarımız da transfer tahtasının açılamayacağı ihtimali için eski oyuncularımızı kulübümüze mecburiyetten ötürü geri getirme konusunda ya da diğer konularda her zaman yanımızda oldular. Bu oyunculara hemen lisans çıktı ama zaten başka da şansımız yoktu. Kendilerine de teşekkür ediyorum. Bu formülü mecburen uygulamamızı neden bazı insanlar istemedi onu da anlamış değilim. Eğer bir yönetici ben bunu istemiyorum diyorsa eğer, tahtayı açmış demektir. Ama hani nerede? Tek çözüm noktamız eğer eski futbolcuları getirmekse, eğer bu oyuncuları geri çağırmamanın ne anlama geldiğine ben hala bir anlam veremedim. Boluspor maçında Orhan hoca oyuncu değişikliklerinde stoper, önlibere ve yine stoper bir oyuncu oyuna dahil etti. Bir tane hücum oyuncusu kulübemizde yok. Ben futboldan gelen bir insanım ve böyle bir anlayışa, böyle bir yapıya dayanamadım. Lamine Diarra ile görüştük, Serkan Kurtuluş ile görüştük. Bu noktaya kadar taşıdık. Tahtanın açılamayacağı olasılığını düşünerek bu alternatif olarak gördüğümüz çalışmalarımızı yaptık.  Ben bu zihniyet ile çalışamam.”dedi.

“BEN BÖYLE BİR MANTIĞIN İÇERİSİNDE OLAMAM”

Kulüp lisansının da mutlaka alınması gerektiğini aksi bir durumda temsilcimizin eksi 3 puan cazası ile karşı karşıya kalacağını da sözlerine ekleyen Eren Kurnaz, bu durumu bazı öneticilere aktardığında; “İmzalamazlarsa imzalamasınlar, eksi 3 puan cezası da yiyelim.”gibi tepkilerle karşılaştığını açıklarken; “Transfer tahtasını açsak da açamasak da kulüp lisansını almamız gerekiyor. Transfer tahtasını açmamız çok zor. Bu konuda maddi sıkıntıları gördüğüm için tahta konusunda da umudumu yitirdim. Dolayısıyla kulüp lisansı için de eski futbolcularımızla görüşmem gerekiyordu. İlişkilerimizi de iyi tutmamız gerekiyor oyuncularımızla ki muvaffakiyetleri imzalamaları  gerek. İmzalamadıkları takdirde eksi 3 puan cezasına çarptırılacağız. Bunları söylediğimde; “İmzalamazlarsa imzalamasınlar, eksi 3 puan cezası da yiyelim.” gibi tepkilerle karşılaştık. Böyle bir mantık yok. Ben böyle bir mantığın içerisinde olamam.”şeklinde konuştu.

“FUTBOLCULARA PRİM ÖDENMEDİ”

Futbolculara 10 Bin TL prim belirlendiğini ve bunun çok fazla bir miktar olduğunu söyleyen Elazığspor Kulübü Eski Basın Sözcüsü Eren Kurnaz; ”Oyunculara kişi başı 10 bin TL prim açıklandı. Ben de rakamın çok yüksek olduğunu ve danışılması gerektiğini dile getirdim. İlk maçta Adanaspor deplasmanından çocuklar 1 puanla döndüler ve yarım prim hak etiler. Yönetici arkadaşlarımın hepsine diğer maça yani Boluspor maçına kadar ilk primlerin ödenmesi gerektiğini söyledim. Daha ilk maçın ardından prim vermemek yeni gelmiş bir yönetimin bütün imajını alt üst edeceğinin bilincindeydik. Bu oyuncular da gerçekten çok iyi mücadele ettiler. Bu primlerin Boluspor maçına kadar ödenmezse istifa edeceğimi defalarca söyledim. Boluspor maçının oynandığı gün akşam 17:00’ye kadar bekledim. Şu an Elazığspor yönetiminin yanında duran tek yapı futbolculardır. Buna rağmen bu primler ödenmedi.”ifadesinde bulundu.

“MUHTEMELEN  TRANSFER TAHTASI AÇILAMAYACAK”

Transfer tahtasının açılıp açılmayacağı ile ilgili Başkan İrfan Yumakgil tarafından net bir bilgi erilmediğini de kaydeden Kurnaz; “Kulüp başkanı, aldığımız kararları istememesine rağmen siz yaptıysanız bir şey demiyorum diyerek güven belirtti bizlere. Başkan bey bu konularda bize destek oldu. Başkan beyden sadece transfer tahtasının açılıp açılmayacağı ile ilgili net bir bilgi istedik ancak alamadık. Ama görünen o ki kendi düşüncem şu; muhtemelen transfer tahtası açılamayacak. Mesela Ankara’da Bodrum’da gerçekleştirilen toplantıların neticeleri ne oldu onu bile bilmiyoruz. Siyasiler kulübe somut bir destek veremedi. Çalışıyorlar, yapıyorlar deniliyor ancak yaklaşık 10 gündür ortada bir şey yok. Sorularımıza aldığımız cevaplar da net değil. Ne evet ne de hayır şeklinde. Zaman tükeniyor ve Elazığspor’un menfaatleri her şeyden önemli. Basına da bir açıklama yapılmadığı için bir çok konuda, bütün bu nedenlerden ötürü istifa kararı almak zorunda kaldım.”dedi.

Eren Kurnaz ayrıca; “Kongre öncesinde öyle bir rüzgar vardı ki, Elazığspor’un transfer tahtasını açmama ihtimali yoktu. Benim de yok, hiçbir yöneticinin de tahtayı açabilecek gücü yok. Elazığ’da hiçbir iş adamının bile bu tahtayı açabilecek gücü yok. Ortada şu zaman kadar olumlu veya olumsuz bir dönüş yok ve olmadı.  Ben şunu da teklif ettim; transfer tahtasını açamayacağımız kesinleşmişse bunu kamuoyu ile paylaşalım, eski oyuncularımızın da takıma katılmasıyla futbolcularımıza güvenelim… Böyle olunca en azından kulüp de borçlanmamış olur dedim. Bu da kabul edilmedi. Yazık. Eski bir futbolcu olarak bunları düşünmek zorundayım. Sorumluluklarım var. Bu yönetimin dürüstlüğünden, Elazığspor’un 1 kuruşunu bile çöpe atmayacağından adım gibi eminim ama bazı sportif konularda da çok acemi arkadaşlarımız var.  Başkanımız tahta açılacaksa eğer bunu bizimle paylaşmalıydı. Tahta nasıl açılacak ve kim ne yapacak? Bunu kulübün başkanının bilmesi gerek. Para konuşacak. Parayı ortaya koyacaksınız ve transfer tahtası öyle açılacak. Bunun dışında transfer tahtası açılamaz.”diye konuştu.

“BEN GÖREVDEN KAÇMADIM”

Görevden kaçmadığını, eğer etmeseydi o zaman Elazığspor’a ihanet etmiş olacağını ifade eden Eren Kurnaz; “Ben görevden kaçmadım. Bilakis gece gündüz işimi gücümü bırakıp elimden gerekeni yaptım. Taraftarımız, Elazığlılar bunu bilsin; destek yok. İlgileneceğim, arayacağım söylemleri olmuş fakat şu ana kadar somut bir destek görmedim. Eğer başkanımız bir destek aldıysa bunu açıklarsa insanlar, taraftarlarımız rahatlar. Ya da kimseden destek bulamıyoruz dese bu da netleşmiş olacak. Dediğim gibi, Elazığspor’a desteğin verilmeyeceğini, mevcut yönetimin de maddi gücünün yeterli olmayacağını düşündüğüm için ayrıldım ki insanlar biran önce gerçeği öğrensinler istedim. Belki de yönetimin maddi gücü vardır ya da destek veriliyordur fakat ben bunu bilmiyorum. Destek varsa hani nerede? “Bayramdan sonra” söylemleri dolaşıyor. Bayramdan sonra da bu destekler gerçekleşmezse iş işten geçmiş olacak zaten. Mevcut yönetimin bu takımı ileriye taşıyacağını göremedim. Dolayısıyla eğer istifa etmeseydim, takımıma ihanet etmiş olurdum.”dedi.

“ELAZIĞSPOR HALI SAHALARDA YAPILAN İSTİŞARELERLE YÖNETİLMEMELİ”

Eren Kurnaz sözlerini şöyle noktaladı; “Son olarak Elazığspor halı sahalarda yapılan istişarelerle yönetilmemeli, hiçbir görevi olmamasına rağmen full mesaisini kulüp başkanının yanında geçirenlerden etkilenip yönlendirilmemelidir. İstişare yeri Elazığspor Tesisleridir. Bunu insanların bilmesi gerekiyor.”

İbrahim KARAKULAK