Başkan Mehmet Kangal: Hükümet halkı para babalarının önüne atmıştır
DEVA Partisi Elazığ İl Başkanı Mehmet Kangal, iktidar tarafından uygulanan kur garantili mevduat hesabını eleştirdi. Kangal, hayata geçen uygulamanın vatandaşların sırtına yük yükleyeceğini belirterek, iktidarın vatandaşları para babalarının önüne attığını kaydetti.
“Hükümet Halkı Para Babalarının Önüne Atmıştır”
İktidar tarafından ortaya konan uygulamanın, 50 yıl önce denendiğini vurgulayan Kangal; bu sistemin olumsuz etkililerinin, Turgut Özal'ın başbakanlık yaptığı döneme kadar devam ettiğini ifade etti. Ekonomik krizin çocukları bile etkilemeye başladığına dikkat çeken Kangal, çocukların ailelerine yük olmamak için kahvaltı yapmadıklarını belirtti.
“Ülkemiz İktidar Tarafından Çok Büyük Bir Bataklığın İçine Atıldı.”
İktidar tarafından ortaya konan ekonomi politikasını, halkı bataklığa atmak olarak yorumlayan Kangal, “Ülkemiz iktidar tarafından çok büyük bir bataklığın içine atıldı. Yanlış politikaların sonucu olarak, ipin ucunu kaçıran hükümet son dönemlerde sık sık yaptığı çark etmelere, bir yenisini daha ekledi. Son beş aydır, bütün telkinlerimize rağmen uygulamaya aldıkları; "dövizi artırıp ihracatımızı da artıracağız. Yabancı yatırımcı ülkeye akın edecek" politikaları tutmadı. Bu politikayı tutturmadıkları gibi beraberinde hem ucuz iş gücünü, hem de enflasyonu rekor seviyelere çıkartmayı başardılar. 9 liralarda seyreden döviz piyasalarını, birkaç hafta içerisinde 17-18 liralara kadar çıkaran bu yaklaşım; bütün sanayicileri, esnafı ve vatandaşı batırıp isyan ettirdi. Nihayetinde çözüm olarak ortaya koydukları reçete de, bu zamana kadar yaptıkları işler gibi eksik ve yanlışlarla dolu. İktidar modern ekonomik politikaları uygulamak yerine, 50 yıl önce denenmiş ve etkilerini rahmetli Turgut Özal' ın dönemine kadar his ettiren bir politikayı uygulamaya başlamıştır. Bu politika ilk kez uygulandığı dönemde, göreve gelen bütün hükümetlerin eli, kolu bağlanmıştı.” dedi.
“Vergileri Bu İnsanlara Vermeyi Taahhüt Etmiştir”
Uygulanan politika ile ilgili Turgut Özal'ın yaptığı açıklamalardan örnekler veren Kangal; “Özal, bilgisizliğin vesikası olarak tanımladığı sistemin; vatandaşın sırtına, inanılmaz bir yük bindirdiğini ifade ediyor. Sistemi yürüten dönemin hükümeti içinde; ‘Kendilerini akıllı, uyanık sananlar böyle bir yol buldular' diyor. Özal, bu politikanın 84-89 arası yaşanan, enflasyon-emisyonun ortalama yüzde 50'sinin DÇM ödemeleri yüzünden yaratıldığını, DÇM'lerin yükünün, yıllarca halka yüklendiğini vurgulayarak; ‘Benim memurum, işçim, esnafım diyenler, DÇM'nin yükünü vatandaşın sırtına yıktılar, orta direğin sırtına yıktılar. Bu borcu siz ödediniz' ifadelerinde bulunuyor. Hükümet, halkı faizcilerin, para babalarının önüne atmıştır. Banka da parası olanlar, hem faizden, hem de Dolar'dan gelecek olan kazancı devlet kasasına, hortumla bağlamıştır. O kasayı doldurmak için çalışan milyonlarca asgari ücretlinin, sanayicinin, esnafın, sokakta ki seyyar satıcının, vergilerini bu insanlara vermeyi taahhüt etmiştir.” İfadelerini kullandı.
“Çocukların Ailesine Yük Olmamak İçin Kahvaltı Yapmadıklarını Duymaya Başladık”
Açıklamalarını sürdüren Kangal, ekonomik buhranın çocukları etkilemeye başladığını vurguladı. Yaptıkları görüşmelerde, çocukların kitaba ulaşamadığını, hatta ailesine destek olmak isteyen çocukların kahvaltı bile yapmadıklarını kendilerine ifade ettiğini dile getirdi. Kangal açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “Milletimiz yanlış politikaların sonuçlarını, hayatının her kademesinde hissederken, bir de bunun eklenmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Vatandaşımız, ağır enflasyonun altında her geçen gün eziliyor. Esnaf dün sattığı ürünü, ertesi gün sattığı fiyattan toptancıdan ve üreticiden alamıyor. Orta okul çağında ki çocuklarımız bile, bu ekonomik buhrandan etkilenmeye başladı. Çocuklarımızla konuştuğumuz zaman, bir test kitabının 70-80 liraya çıktığını, bir romanın 40-50 lira olduğunu ailerine yük olmamak için, kahvaltı yapmadıklarını ve okullarına yürüyerek gidip geldiklerini duymaya başladık. Vatandaş, doğal gaz ve elektirik faturalarından dolayı, evlerini ısıtmaktan bile korkar duruma geldi. Bütün bunların sorumlusu mevcut iktidardır. Hükümet yetkilileri, vatandaşın içerisine girmekten o kadar uzaklar ki, bütün bu gerçekleri görmüyorlar. Görmedikleri için de, çare olma gayretine de girmiyorlar. Ama vatandaşımız içlerinde ki umudu ve azmi asla kaybetmesin.
Milletimizin ortak görüşü; genel başkanımız Ali Babacan ve DEVA Partisi kadrolarının, ülkemizin ekonomik sorunlarına çözüm olabilecek tek kadro olduğu, geçmişteki başarıların ve günümüzdeki güçlü söylemlerin, bunun en açık göstergesi olduğu yönündedir. Ülkemizin hızla toparlanma ve yükseliş sürecine girmeye ihtiyacı vardır. Bizler bu yolda; büyük bir özveriyle ülkemizin yeniden inşa aşamasında, baş mimar olacağımıza inanarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.”