Bir oklavayla hayatını değiştirdi: Yarım asırlık marangoz ustası şimdi çırak bulamıyor
Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde yaşayan 70 yaşındaki marangoz ustası Zihni Engin, 50 yıl önce bir oklava yapımıyla başlattığı mesleğini severek sürdürüyor. Engin, şimdilerde çalıştıracak çırak bulamamaktan şikayetçi.
Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde yaşayan 70 yaşındaki marangoz ustası Zihni Engin, 50 yıl önce bir oklava yapımıyla başlattığı mesleğini severek sürdürüyor. Engin, şimdilerde çalıştıracak çırak bulamamaktan şikayetçi.
İstanbul'dan 1974 yılında memleketi Çemişgezek ilçesine dönen 70 yaşındaki Zihni Engin, marangoz bacanağının yanında yardım etme maksadıyla çalışmaya başladı. Engin'in el emeği olan oklavanın beğenilmesi, kendisini marangoz ustası olmaya teşvik etti. Engin, ustasından öğrendiği mesleğini ilerleyen yaşına rağmen 51 yıldır aralıksız sürdürüyor. Mesleğe ilk başladığı yıllarda, gençlerin meslek sahibi olmak için çıraklık eğitimi de aldığını aktaran Engin, çırak bulmanın artık çok zorlaştığını dile getirdi.
Yardım etmek için geldi, marangoz oldu
Gençlerin akademik eğitimleriyle birlikte, bir sanat dalına ya da bir meslek dalını öğrenmelerini, üretimden yana olmalarını öneren 70 yaşındaki marangoz ustası Zihni Engin, 'Marangozluk mesleğine 1974 yılında başladım. O dönemde İstanbul'dan geldim. İlk iş olarak marangoz olan bacanağımın yanında çalışmaya başladım. İstanbul'dan geldikten sonra, kahve alışkanlığımız çok yoktu. Bir arkadaşım da bacanağımın yanında çalışıyordu. Bu mesleğe onların yanında başladım. Aslında yardım etme maksadıyla işe devam ettim. İşe devam ederek marangozluk mesleğine ilk adımımı orada attım. Meslekteki ilk tecrübem bir oklava oldu, bir tane oklava yaptım. Bacanağımın yanında çalıştıktan sonra 1975 yılında askere gittim. O dönemde memur olmak çok kolaydı. Memur olmamı istiyorlardı. Fakat benim memurluğa hevesim yoktu. Benim marangozluk mesleğinde ilk kendi dükkanımı açmam 1977 yılında oldu. O yıl vergi mükellefi oldum. İlk marangozluk yaptığım zamanlar marangoz işleri ile ilgili çok hayal kuruyordum. Yani yattığım yerde bile, bu işi böyle yapsam böyle olur diye işimi kurguluyordum. Marangozluk mesleğine hevesim çok vardı. İşe bir planya ile başladık ve Allah verdi. Çok çalıştık, uğraştık. 1980 yılında evlendim, 4 çocuk sahibi oldum. Onları yetiştirdim ve evlendirdim. Hanımım bir rahatsızlık yaşadı ve sonrasında vefat etti. 5 senedir yalnız yaşıyorum. Ben marangozluk mesleğini yarım asırdır devam ettiriyorum. Hala hevesim var, fakat artık gücümüz kalmadı o kadar'' dedi.
''Çırağa ihtiyacımız var ama bulamıyoruz''
Marangozlukta ilk olarak oklava yaptığını dile getiren Engin, ''Yaptığım oklava çok beğenildi. Çok güzel oldu. Bu benim marangozluk mesleğine daha çok teşvik etti. Daha çok heveslendim. O günden sonra, yarım asırdır bu memlekette insanlara hizmet etmeye çalışıyorum. Önceden mesela çıraklar oluyordu. Çırak rahat bulunuyordu. Gençler çırak olmak için yanımıza geliyorlardı. Mesela benim yetişmiş 4 çırağım vardı. Şimdiki gençlerde hiç heves yok. Herkes hazır memur olmak istiyor. Kahve köşelerinde vakit geçirmeye çalışıyorlar. İnternette, şurada, burada vakit geçiriyorlar. Şimdi herkes memur olmaya, hazır para, rahat para kazanmak için uğraşıyorlar. Ama alın teriyle çalışıp da para kazanmak için uğraşan pek az. Şu an ben 70 yaşındayım. Çırağa tabi ki ihtiyacımız var, ama yok, bulamıyoruz. Gençler okusunlar, fakat farklı meslek sahibi de olsunlar. Farklı iş, farklı meslek öğrensinler, üretsinler. Yani üretime katkıları olsun' diye konuştu.