Covid-19 'kaygı ve uyku' bozukluklarını arttırdı

İnsanlar bedensel şikayetlerini hemen Koronavirüse (Covid-19) yorumlamaya başladığını belirten Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Hakan Balıbey, 'Ağrılar, baş ağrıları, en ufak bir boğaz ağrısı, nefes alamama gibi başka bir grip belirtisini Covid-19'a yorup gerçekten endişelenmeler art safhaya yükseldi' dedi.

Elazığ Mediline Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Hakan Balıbey, Covid-19 nedeniyle insanlarda oluşan ruh sağlığı etkilerini anlattı.

Ruh sağlığının çok önemli olduğunu dile getiren Doç Dr. Hakan Balıbey, “ Pandemi dolayısıyla vakalarımızda hem artış hem de azalma oldu. İnsanlar korkuyor, hastanelerden uzak durmaya çalışıyor ama başvuru sayısında gelenlere oranladığımız zaman gerçekten kaygı ve uyku bozuklukları arttı. İnsanlar bedensel şikayetlerini hemen Koronavirüse yorumlamaya başladı. Ağrılar, baş ağrıları, en ufak bir boğaz ağrısı, nefes alamama gibi başka bir grip belirtisini Korona virüse yorup gerçekten endişelenmeler hat safhada. Bazen hastalık hastası dediğimiz hastalar olabiliyor. Ya da bu konuda çok takıntılı insanlar olabiliyor. Korona dediğimiz nefes darlığı baş ağrısı eklem ağrıları gibi hastalıkları abartılı hissedip gelen vatandaşlarımızda olabiliyor. Biz buna yalancı korona diyebiliyoruz” diye konuştu.

"Kaygı bozuklukları alanında bir artış söz konusu"

Sağlık denilen olayın psikolojik, sosyal ve bedensel açıdan tam bir iyilik hali olduğunu aktaran Doç.Dr. Balıbey, “Ruh sağlığında duygu, düşünce ve davranış alanındaki problemlerden bahsediyoruz. Buradaki denge ve kişiler arasındaki ilişkilerimizle sağlıktan bahsetmiş oluyoruz. Ruh sağlığı son zamanlarda hastalıklar, depremler, salgın hastalıklar, göçler ve savaşlar çok önemli derecede etkiyor. Korona virüsle birlikte de çok etkilenen vatandaşlarımız hastalarımız var. Gerçekten kaygı bozuklukları alanında bir artış söz konusu. Uyku bozuklukları, huzursuzluk, endişe ve nefes alamama ile birlikte kaygı karışması durumları oluyor. Gerçekten bu alanda artış söz konusu. Bizde vatandaşlarımıza ve hastalarımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ruh sağlığı gerçekten önemli, destek sistemlerimiz azaldı" ifadelerini kullandı.

"Sosyal mesafeyi kısaltalım fiziksel mesafeyi arttıralım"

Sürekli sosyal mesafeden bahsedildiğini fakat bunun yanlış olduğuna da değinen Balıbey, “Bence bu yanlış. Sadece fiziksel mesafemizi koruyalım uzaklaşalım ama insanlara olan sosyal mesafemizi yakınlaştıralım. İletişimimizi arttıralım ve yalnız kalmayalım. Özellikle destek sistemleri etkileniyor. İnsanlar daha önceden görüştükleri arkadaşlarıyla görüşemeyip dışarı çıkamıyorlar. Bunlar da sorunları, kaygıları ve endişeleri arttırıyor. Sosyal mesafeyi kısaltalım fiziksel mesafeyi arttıralım” diye kaydetti.

Evinden ayrılıp kendi şehir hayatın da insanların iş güvencesi gibi problemleri de olduğuna değinen Balıbey,"Annemiz, babamız ve kardeşlerimiz yanımızda değil. Gelecek kaygılarımız arttı. Dolayısıyla bu alandaki problemler artışta. Bir çok alandaki hastalıklar azalırken ruh sağlığındaki hastalıklar özellikle travma ile ilişkili hastalıklar madde kullanım bozuklukları, kişilik bozuklukları maalesef artış göstermekte. Bu konuda ciddi tedbirler alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Ruh sağlığı alanında tedavilerde değişik tekniklerin olduğunu aktaran Balıbey, “ İlaçlı tedavilerimiz söz konusu bunun dışında ilaçsız tedaviler söz konusu. İlaçsız tedavilerde terapiler yapmaktayız. Terapilerde birçok alan var buna da hastanın durumu sonucu karar vermekteyiz. Bunun dışında birde nöromodülasyon dediğimiz ilaçsız tedavimiz söz konusu. Özellikle ilaç almak istemeyen yada kullanamayan hastalarımızda nöromodülasyon kullanabiliyoruz. Manyetik alan oluşturup beyinde bazı uyarılar yapıp ilacın ya da terapinin yaptığı etkiyi rahat bir şekilde alabilmekteyiz. Buda çok büyük konfor sağlanmasının yanında tedaviyi de hızlandırıp bir kolaylık sağlıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Bakmadan Geçme