Prof. Dr. Naci Görür açıkladı! Çevre illerde beklenen depremler Elazığ'ı nasıl etkiler?

İstanbul'da İşbirliği ve Proje Platformu tarafından Deprem Odaklı Kentsel Dönüşüm Programı düzenlendi.

Programa konuşmacı olarak Elazığlı Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür katıldı.

İşbirliği ve Proje Platformu Başkanı Gürkan Özensoy, Platform olarak yaptıkları programlarda ülke meselelerini ele aldıklarını söyledi. Özensoy, “Ülke meseleleriyle alakalı konularda siyasetsiz bir şekilde her konuya el atmaya çalışıyoruz. Deprem odaklı Kentsel Dönüşüm Programı ile bugün karşınızdayız” dedi.

GÖRÜR: “BİNGÖL-KARLIOVA BÖLGESİNDE BİR DEPREM MEYDANA GELSE BİZİM İÇİN ŞAŞIRTICI OLMAYACAK”

Elazığlı Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Bingöl Karlıova Bölgesinde bir depremin şaşırtıcı olmayacağını söyledi. Görür, “Mesela Bingöl Karlıova özellikle Karlıova-Göynük arasında Karlıova-Erzincan arasında 7 su fayı noktasında sıkıntı daha arttı diye düşünüyoruz. Yani oralarda bir deprem meydana gelse bizim için şaşırtıcı olmayacak. İstanbul bölgesi hariç tutarsak. Yani sizin dediğinize o faylarda kimi faylarda stres alanında değişiklikler olmuştur” dedi.

YAŞANACAK DEPREMLER ELAZIĞ'I NE KADAR ETKİLEYECEK?

Kanal 23 Genel Yayın Yönetmeni Arif Çakmak'ın Ayrıntı Programında konuşan Elazığlı Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Elazığ çevresinde beklenen depremlerin Elazığ'ı ne kadar etkileyeceği ile ilgili bilgi verdi.

Görür, “Elazığ'ın Sivrice ile Malatya arasında olan o fay hattı kırıldı. Enerjisini büyük ölçüde boşalttı. Elazığ'ın Kuzey Doğusuna doğru gidildikçe yani Elazığ'dan Sivrice'den başlayıp da Bingöl'e kadar gittiğimiz zaman orada da çok sayıda depremler var.

Yani 1971 var yanlış hatırlamıyorsam 2003 veya 2002 var Bingöl depremleri var, Karakoçan depremi var, Okçular var, Palu var yani orası da önemli ölçüde enerjisini boşalttı.

Dolayısıyla ben Bingöl-Göynük'ten Elazığ-Sivrice'ye kadar olan fay hattının öyle büyük depremler üreteceğini düşünmüyorum bu saydığımız depremlerden dolayı önemli ölçüde stresi boşalttı.

Sivrice ile Malatya arasını da boşalttı öyle olunca neresi stresli kaldı, şimdi kalan Göynük-Karlıova arası var. Orada deprem olabilir orada deprem olduğu zaman normal olarak Elazığ'dan birkaç yüz kilometre uzakta yani şuanda ne kadar uzakta bilmiyorum ama 200 kilometre civarında. 200 kilometre civarında olan deprem Elazığ'a gelinceye kadar büyük ölçüde sönümlenir öyle çok büyük hasara neden olmaz.

Elazığ'da pamuk ipliğine bağlı eften büften bir bina varsa belki yıkılır ama Elazığ bu son depremlerde TOKİ orada deprem dirençli binalar yaptığını söylüyorum bu Elazığ'ı çok etkilemez ama Elazığ o depremi duyar.

Yani şimdi Elazığlılar her depremi duyunca yıkılıyoruz diye bir telaşa da lüzum yok yani Elazığlıya da yakışmıyor yani biraz bilim var bir dinler eder.

Her depremi herkes hisseder mesela Maraş'ta deprem oldu Mısır'da Kahire'de depremi hissettiler bir şey mi yıkılacak.

Deprem oldu sallandı orası da biraz hiçte korku olmamıştır yani. Dolayısıyla Elazığ'ın o doğu Anadolu fay hattı bizlerin durumu bu. Şimdi bu Maraş depremleri özellikle 7.7 ondan sonra 7.6 deprem. O deprem biraz Elazığ tarafına doğru olan faylara stres transfer etmiş olabilir zaten ben bu depremlerden sonra uyardım orayı.

Bu nereye transfer etmiş olabilir oradaki Malatya fayına. Bu Malatya'nın kuzey batısından geçen bir fay bir de Ovacık fayı var bir de Tunceli yakınlarından geçip de asıl kuzey Anadolu fayına bağlanan Nazimiye ve Karakoçan fayı var.

Bu Nazimiye ve Karakoçan fayına öyle çok stres transfer olduğunu düşünmüyorum ama önemli ölçüde muhtemelen Malatya fayı ile Ovacık fayına belli miktarda stres transfer edilmiş olabilir. Burada herhangi bir hareketlenme olursa ben o maksatla Malatyalıları uyardım.

Yani bu doğu Anadolu fayından gelmeyecek tehlike, doğu Anadolu fayında hareket olsa ben onu biraz Adıyaman ve Güneyine doğru beklerim yani Elazığ'a yine fazla gelmez” dedi.

GÖRÜR: “ELAZIĞ BANA GÖRE ÖYLE BÜYÜK DEPREM TEHDİTİ ALTINDA DEĞİL”

Elazığ'ın büyük bir tehdit altında olmadığını düşünen Naci Görür, bundan sonraki süreçte vatandaşın kentin güçlendirilmesi noktasında bir talebinin olması gerektiğini dile getirdi.

Görür, “Dolayısıyla Elazığ bana göre öyle büyük deprem tehditi altında değil. Depremlerin olduğu bu zamanda sağında solunda o komşuların depremini hissedebilir konumda.

Şimdi bu depremlerde kaç kişi öldü Elazığ'da 1 kişi öldü. Yani buda gösteriyor ki en fazla böyle şeyler olabilecek Elazığ'da.

Yani Elazığlıların çok endişe etmesine gerek yok. Böyle korkup da şöyle mi oldu böyle mi oldu yerine şimdi Elazığlılar kendileri kendi kentlerini yönetenlerden Belediye Başkanı ve Valiliklerden talepleri olması lazım o da kentin daha güçlendirilmesi, alt yapısının yenilenmesi, Elazığ ekonomisinin hasar görmemesi için önlemlerin alınması, Elâzığ'ın alt yapısının yapı stokunun usulüne uygun bir şekilde deprem dirençli hale getirilmesinin peşinde olmaları lazım onu izleyip, yöneticilerden talep edip gözetim ve denetim altında bulunmaları lazım. Yani halk olmanın da sorumluluğu bu yoksa korkup öyle mi böyle mi demenin ne anlamı var? Elazığ'ın sahibi Elazığ'da yaşayan insanlar. O idareyi yönetenler halkın seçtiği bir şey bugün var yarın yok ama sahip Elazığ dolayısıyla ağırlık o yöne konulmalı” şeklinde konuştu.

GÖRÜR: “2020 YILINDAKİ DEPREM ELAZIĞ'IN YAPI STOKONU YORDU”

Prof. Dr. Naci Görür, 2020 yılında yaşanan depremin Elazığ'ın yapı stokunun önemli bir kısmını yorduğunu söylerken yerel yönetimin bunu fırsata çevirmesi gerektiğini İfade etti.

Görür, “Son Elazığ depremi Elazığ'da güzel çok sevindik şans eseri büyük bir yıkıma neden olmadı ama kentin statiğini bozdu yani yapı stokunun önemli bir kısmı bir anlamda yaralı, yorgun. Yani böyle büyük depremlerden sonra bir takım artçılardı zaten eski dolayısıyla işte en iyi zaman illa deprem olup yıkması mı lazım bir şeyi yıkmak için.

İşte Elazığ yerel yönetimleri bunu fırsat bilip şimdiden hele bir de Elazığ depremi bölgesi ilan edildi ondan yararlanarak Elazığ'ın en ücra köşesinden başlamak kaydıyla Elazığ'daki alt yapıyı, Elazığ'daki yapı stokunu, ekonomiyi ciddi ciddi inceleyip olası büyük bir depremde zarar azaltıcı şekle getirmek, dirençli hale getirmek için gerekeni yapmalılar.

Kentler ebediyen dirençli hale getiriliyor belirli zamanlarda da deprem dirençlilik yönünde ilerletiliyor daha da iyileştiriliyor yani o yola girmesi lazım” dedi.