'Buradan giriyor, buradan çıkıyor'
CHP Elazığ Milletvekili Erol, yine Elazığ'ı gündeme getirdi. TBMM'de konuşma yapan Milletvekili Erol, önemli açıklamalarda bulundu.
AK Parti'nin Türkiye siyasi hayatına katıldığı günden bugüne kadar Elazığ'daki değerlendirmesini yapan Milletvekili Gürsel Erol, “ Elazığ’ın siyasi hayatı, AK Parti'nin Türkiye siyasi hayatına girmesiyle birlikte bir değişim yaşıyor. 2002 yılında yapılan seçimlerde ilin milletvekili sayısı 5 ve 4 milletvekilini AK Parti alıyor, 1 milletvekili bağımsız seçiliyor. Bağımsız seçilen milletvekili de şu anda yine AK Parti milletvekilimiz Tolga Ağar'ın babası Mehmet Ağar. 2007 seçimlerinde 5 milletvekilinin 5'ini de AK Parti alıyor. 2011 seçimlerinde 5 milletvekilinin 4'ünü AK Parti, 1'ini de MHP alıyor. 2015 seçimlerinde ilin milletvekili sayısı 4'e düşüyor, 4 milletvekilini de AK Parti alıyor. 2018 seçimlerinde ilin milletvekili sayısı yine 5'e çıkıyor; 4 milletvekilini AK Parti alıyor, 1 milletvekili de Millet İttifak'ından Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak ben seçiliyorum” dedi.
AK PARTİ'YE BU KADAR DESTEK VEREN BİR İLE AK PARTİ NE YAPTI
Elazığ’da toplam 20 belediyesi olduğunu aktaran Milletvekili Erol, “Bunlardan 10 tanesi ilçe belediyesi. 10 ilçe belediyesinin 7 tanesi AK Parti, 3 tanesi Milliyetçi Hareket Partisidir. 9 belde var, 9 beldenin 6'sı yine AK Parti'nin. Yani toplamda 20 belde ve ilçe belediyesinin 16'sı AK Parti'nin, 3'ü MHP'nin. Bizim bu 20 belediyede bir tek belediye meclis üyemiz de yoktu, ilk defa bu seçimde merkezden 2 belediye meclis üyemiz oldu. Yani CHP olarak bırakın belediye başkanlığını, belediye meclis üyesi düzeyinde bile hiçbir ilçede belediye meclis üyemiz yoktu. Şimdi, böyle bir ilde siyaset yapıyoruz. Bu il, AK Parti'nin kurulduğu günden bugüne kadar AK Parti'ye inanılmaz destek verdi. Sayın Cumhurbaşkanına inanılmaz destek verdi. Sonuçlar da onu gösteriyor. Ama dönelim, AK Parti Elâzığ için ne yaptı. Esas sorum burada, yatırımlardan bahsetmiyorum. Yalnızca, siyaseten o ile verilen değerin yansıması, bir ili siyaseten temsil eden bakandır veya o ilden birinin bakan yapılmasıdır. Şimdi, çevre illerimizi değerlendirelim yani AK Parti'ye bu kadar destek veren bir ile AK Parti ne yaptı” diye konuştu.
ELÂZIĞ'DAN BAKAN OLMAYAN TEK İKTİDAR DÖNEMİ AK PARTİ DÖNEMİ.
Çevre illerle ilgili değerlendirme yapan Erol, “Malatya'dan AK Partili bakanımız vardı, Erzincan'dan vardı, Sivas'tan vardı, Diyarbakır'dan vardı, Bingöl'den vardı. Yani çevre illerimizin hepsinden, komşu illerimizin hepsinden AK Parti'li bakanlar vardı. 1980 sonrası kurulan hükûmetlerde Elâzığ'dan bakan olmayan tek iktidar dönemi AK Parti dönemi. Mesela, Anavatan Partisi iktidar, Anavatan Partisinden bakan var. Refah Partisi iktidar, Refah Partisinden Ahmet Cemil Tunç Bey bakan. Mehmet Ağar Elâzığ'dan bakanlık yaptı. Ahmet Cemil Tunç Bey bakanlık yaptı. Bakanlık verilmeyen tek dönem, Elâzığ'da AK Parti'nin en güçlü dönemlerdir ve AK Parti dönemleridir. Şimdi, buradan nereye gelmek istiyorum. Elâzığ, AK Parti'ye siyaseten her zaman inanılmaz bir destek verdi. Peki, ne aldık, siyaseten bir şey alamadık” şeklinde konuştu.
DEPREMDE GELEN PARALAR VE KAYNAKLAR DOĞRU KULLANILMADI
Elâzığ tarihinde dönüm ve kırılma noktalarının olduğunu belirten Milletvekili Erol, “Mesela, bunlardan birisi tarihî bir fırsatı kaçırmışız. Elâzığ'da Keban Barajı'nın yapılması. Rahmetli Süleyman Demirel'in Başbakanlığı döneminde, Elâzığ'da Keban Barajı yapılırken verimli topraklarımız su altında kalmış ama ülke ekonomisine bir enerji kaynağının sağlanmasıyla ilgili dünyada örnek gösterilecek bir proje hayata geçirilmiş. Bu proje, rahmetli Süleyman Demirel'in Genel Müdürlüğü döneminde projelendirilmiş, başbakanlığı döneminde hizmete sunulmuş. Millî kaynaklarla ama biz o dönemi doğru değerlendirememişiz, kaynaklarımızı doğru değerlendirememişiz, kamulaştırmaları doğru değerlendirememişiz, kente bir değer katamamışız. Şu anda o yatırımın Elâzığ'a hiçbir getirisi yok. İkinci tarihi fırsatı ne zaman kaçırdık. Allah Elâzığ'ın yüzüne baktı, 2020 yılındaki depremde Elâzığ inanılmaz hasar gördü ama can kaybımız az oldu. 3 bina yıkıldı, 40'a yakın can kaybımız oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şehirde 25 bin konut yaptı. Devlet gerçekten, Elâzığ'a müthiş bir kaynak aktardı. Şimdi kalkıp buradan dersek ki ‘Devlet Elâzığ'ı mağdur etti, para aktarmadı’ vicdansızlık ederiz. Para geldi mi, geldi. Kaynak aktarıldı mı, aktarıldı. Peki, bu gelen paralar ve kaynaklar doğru kullanıldı mı, kullanılmadı. Deprem alanları yalnızca barınma alanları olarak planlandı, bir yaşam alanına dönüştürülmedi. Kent yeniden bir çekim merkezi, bir cazibe merkezi yapılmadı. Şehre yeni bir değer, yeni bir vizyon katılmadı. Yalnızca konutlar yapıldı, müteahhitlik sektörü. Hâlbuki bu kadar kaynak, müthiş kaynak geldi. Doğru kullanılsaydı Elâzığ, geçmişte anıldığı gibi yeniden ‘Doğu'nun Paris'i olarak anılırdı” dedi.
30 MİLYAR DOLARLIK BİR REZERV ALANI
3'üncü bir fırsatın önlerinde olduğunu vurgulayan Erol, “Elâzığ için bu 3'üncü fırsatı eğer değerlendirebilirsek Elâzığ geçmiş yıllarına geri dönebilir. Eğer bu fırsatı da kaçırırsak. Bu da yine bir Allah vergisidir, bu kürsüde, bu konuyla ilgili buradan defalarca konuştum. Sayın milletvekillerim, ben size de hayret ediyorum. Yani grup ayrımı yapmadan hakikaten hayret ediyorum. Bakıyorum, Türkiye ekonomisini çok ilgilendirmeyen bir ihaleyle ilgili, bir konuyla ilgili çoğu zaman burada tartışmalar, kavgalar çıkıyor ama 30 milyar dolarlık maden alanının ihalesiyle ilgili süreci anlatıyoruz. Buradan giriyor, buradan çıkıyor. Hakikaten hayret ediyorum. Yani bu bir yol değil, bir köprü inşaatı değil. En az 30 milyar dolarlık bir rezerv alanı. Buradaki konuşmalarımız sonucunda, ilimizin milletvekillerinin, ayrım yapmadan tüm parti milletvekillerimizin AK Parti milletvekillerimizin de tüm belediye başkanlarımızın, siyasi parti il başkanlarımızın, hepimizin, herkesin emeği ve katkısı var. İhale 2 defa iptal edildi, daha doğrusu ertelendi. Ertelenme gerekçesi ne. Şartnamenin revize edileceği, katılımın daha yüksek olması, ihalenin daha şeffaf olmasına yönelik. En son yine ertelendi, şartnameler değişiyor, eski tas eski hamam. Değişen bir şey yok. 30 milyar dolarlık bir ihale süreci, Elâzığ bu süreci doğru yönetirse, redevans sistemiyle bu ihale yapılırsa Elâzığ'ın yararınadır. Yoksa Keban Barajı'nı, deprem sürecini nasıl doğru yönetmediysek bu süreçte Elâzığ'ın lehine dönen hiçbir süreç olmayacak. Ayrıca, kamu yararı da yok. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin, tarihimizin en büyük maden rezerv alanının tespit edildiği ve cumhuriyet tarihimizin en büyük ihalesi. Ben 2 dosya hazırlamıştım, bir dosyayı AK Parti Grup Başkan Vekiline verdim. Bir dosyayı Özgür Özel Bey'e, kendi partimin Grup Başkan Vekiline verdim. Bu kürsüden dedim ki, ihaleden sonra bu dosyayı açın, bu ihaleyi kimin alacağına dair iddialarla ilgili söylemler bu dosyada var. Şimdi, ayın 21'inde ihale var. Bakacağız, bu ihaleye kaç kişi katılacak, katılabilecek olan, cesaret eden var mı ve ihaleyi kim alacak” ifadelerini kullandı.
AK PARTİ'NİN 4 DÖRT MİLLETVEKİLİ 1'E DÜŞER
Seçimle ilgili değerlendirme yapan Erol, “Şimdi, gelelim önümüzdeki sürece. Sizin aslında Elâzığ'la ilgili ‘Ya, biz hizmet etsek de etmesek de, o kentle ilgilensek de ilgilenmesek de, bakan versek de vermesek de zaten bize oy verdiler. kime verecekler’ Vallahi bugüne kadar doğru. Bu tespit doğruydu. Bugüne kadar Elâzığ halkı sandığa gittiği zaman hizmet edilsin edilmesin hiçbir şeye bakmadan şartsız ve koşulsuz AK Parti'ye oy verdi. Ama önümüzde yapılacak Elâzığ'la ilgili ilk seçim sonuçlarını ben bu kürsüden açıklarım, açıklamak isterim. Bakın, ilimizin 5 milletvekili var, siz bizi böyle boşa alın, Elâzığ'ı adam yerine koymayın, ‘Bildiğimizi yaparız’ deyin, bakın Elâzığ ne yapacak. Ben yapacağını bugünden söylüyorum, iddiaya giren herkesle de iddiaya girerim. 1 milletvekili İYİ Partinin, 1 milletvekili MHP'nin, 1 milletvekili CHP'nin, 1 milletvekili AKP'nin, beşinci milletvekiline de yarışacağız. Bunu da bırakmayacağız, aramızda beşinci milletvekili için yarışacağız, bunu da yarışacağız. AK Parti'nin 4 dört milletvekili 1'e düşer. ikinci milletvekili için de yarışacağız. Ben o gün bu kürsüde olacağım, yeni dönemde bu kürsüde yine seçileceğim, geleceğim ama bana laf atanların bu kürsüde, burada olup olmayacağını göreceğim” dedi.