Çay ocağı sanat evi oldu
Elazığ'da korona virüs salgını nedeniyle kapatmak zorunda kaldıkları çay ocağını atölyeye çeviren iki arkadaş, topladıkları odun parçalarından çeşitli ürünler yaparak ekonomik kazanç elde etmeye başladı.
Keban ilçesinde yaşayan Ramazan Oruç, tüm dünyaya yayılan korona virüs (Covid-19) salgını tedbirleri nedeniyle çay ocağını kapattı. Oruç, yıllardır işlettiği bu süreçte kapalı kalan çay ocağını arkadaşı Ziya Kaya’nın fikri üzerine, atölyeye çevirdi. Burada ilk etapta zaman geçirmek için uğraşan iki arkadaş, kırılmış veya çürümüş, atıl durumdaki meyve ağaçlarından lambader, abajur ve avize gibi doğal ürünler yaparak sanat öğrendi. Hobi amaçlı stres atmak için ağaçları sanata dönüştüren 2 arkadaş, sosyal medyaya attıkları fotoğraflar sonrası talep gelince bunu ticarete çevirdi. Elazığ başta olmak üzere çevre iller dahil ülke genelinden ciddi talep alan arkadaşlar, yeni ürünler yaparak ekonomik kazanç elde etmeye başladı.
“Zamanla çıkan ürünler, dışarıda ciddi bir beğeni aldı ve ilgi çekmeye başladı”
Pandemi sürecinde eğlence olsun diye ağaç oyma işine girdiklerini belirten Ziya Kaya, “Pandemi sürecinde bir nevi terapi olsun diye ve dinlenmek amacıyla ağaç işine başladık. Zamanla çıkan ürünler, dışarıda ciddi bir beğeni aldı ve ilgi çekmeye başladı. Sosyal medyaya attığımız fotoğraflardan sonra özellikle Elazığ başta olmak üzere Bingöl, Malatya ve Tunceli’den ciddi bir talep oluştu. Bunu ileri ki süreçte ticari bazda büyük bir şirket haline getirip pazarlamasını yapmayı hedefliyoruz. Ürünlerimizde hiçbir katkı maddesi kullanmıyoruz, bunlar tamamen doğal. Orman ürünlerini kesmiyoruz, bahçelerde çürümüş veya kırılmış meyve ağaçlarından topluyoruz" dedi.
“İşin gerçeği, bize gelen taleplere de yetişemiyoruz”
Ürünlerinin tamamen doğal ve olası bir yangına karşı koruyucu sprey sıktıklarını aktaran Kaya, “Dediğim gibi yaptığımız ürünler ağacın tamamen doğallığını bozmuyoruz. Biz sadece bunun üzerinde olası bir ev yangınına karşı koruyucu spreyi sıkıyoruz. Orijinali bozulmasın, bakteri oluşmasın diye de koruyucu spreyler sıkıp koruyucu boyalar atıyoruz. Hazır hiçbir malzeme kullanmamakla beraber sanayisel makineler de kullanmıyoruz. Her şey tamamen el işçiliği. Ürünlerimizde ağırlıkta aydınlatma grubu var. Abajur, lambader, avize gibi ürünler var. İleri ki süreçte inşallah daha büyük ürünler de çıkaracağız. Son dönemlerde artık evlerde tercih ediliyor çünkü doğaya karşı bir dönüş var. Özellikle bu pandemi sürecinde gördük, bizim ürünleri hem uzun yıllar kullanabiliyorsunuz hem de bir daha geri dönüşümü var. Bu süreçte gördük ki çok güzel ürünler çıkıyor. Talep oluştu, biz de bu talebi ciddi anlamda ticari bazda düşünüyoruz. İşin gerçeği, bize gelen taleplere de yetişemiyoruz. İnşallah, ileri ki süreçte daha büyük bir ticarethane haline gelip en azından bu ürünleri de çevre illere veya Türkiye’de ciddi bir firma haline getirip pazarlamasını oluşturacağız” diye konuştu.
Arkadaşı Kaya’nın fikri üzerine ağaç oyma işine girdiklerini ve zamanla işleri büyütüp özellikle kadınlara istihdam alanı oluşturmak istediklerini belirten atölye sahibi Ramazan Oruç ise, “Uzun zamandır burada çay ocağı işletiyordum. Korona virüs etkiledi ve tezgahlarımız uzun bir süre kapalı kaldı. Bu arada canımız sıkılmasın diye Ziya arkadaşımız böyle bir iş teklifinde bulundu. Tamam deyip, el işçiliği sonucu olan ürünleri yapmaya başladık. Çay ocağı işinde gelir düzeyi çok düşük, bu işi de görünce çay ocağını iptal ettik. Şuan başladık ve ürünlerimiz çıkarıyoruz, beğeni de alıyoruz. İleri ki zamanda evlerinde oturan kadınlara örgü işleri gibi işler vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Atölyeye gelenlerden Coşkun Özdemir ise, “Arkadaşlar, burada ‘el emeği göz nuru’ güzel bir iş yaptılar. Bizler de eş, dosta tavsiye ediyoruz. Bir tane sipariş vermiştik, aldık götüreceğiz. Arkadaşlar da daha yeni açmışlar ama güzel bir iş yapıyorlar" şeklinde konuştu.