Eriyen stent uygun hastada yüksek başarı sağlıyor

Prof. Dr. Bilal Boztosun, eriyen stentlerle ilgili, 'Eriyen stentleri takarken uygun damar yapısına sahip hastalarda ve kullanım kılavuzunda belirtildiği şekilde bu stentler takıldığında en yüksek başarı oranına sahip olduğunu görüyoruz' dedi.

Eriyen stent uygun hastada yüksek başarı sağlıyor

Prof. Dr. Bilal Boztosun, eriyen stentlerle ilgili, “Eriyen stentleri takarken uygun damar yapısına sahip hastalarda ve kullanım kılavuzunda belirtildiği şekilde bu stentler takıldığında en yüksek başarı oranına sahip olduğunu görüyoruz. Hastalarımızın takiplerini da yakından yapmaktayız ve olumsuz sonuçlarla çok düşük oranda karşılaştık” dedi.

Eriyen stent, ilaçlı metal stentlere benzemekle birlikte içerik olarak metalden değil, PLLA denilen, kendiliğinden eriyen dikişlerin de yapısında kullanılan bir maddeden yapılıyor. Kalp damar hastalığını tedavi edebilmek amacıyla tasarlanmış olan bu stentler, üzerinde ihtiva ettikleri ilaç sayesinde, damar içerisindeki darlık oluşturan plakların, damarı yeniden tıkamasını engelliyor. Bu stentler, damar açılıp tedavi edildikten sonra, 2-3 yıl içinde biyolojik olarak tamamen kaybolmakta ve yerleştirilmiş olduğu damarın sağlıklı ve yabancı materyalden arınmış olmasını sağlıyor. Eriyen stentler, hastanın hayatının daha sonraki bir aşamasında kalp damarına tekrar müdahaleye ihtiyaç olursa, damarda kalıcı bir metal stent bulunmadığından, tekrar müdahalede aynı bölgeye tekrar stent takabilmede kolaylık sağlıyor. Ayrıca ileride gerekebilecek bir by- pass ameliyatında metal stentin olduğu bölgeye bypass yapılması güçken eriyen stent sayesinde, damar içerisinde yabancı bir materyal bulunmadığından tıkalı olan damara bu müdahale daha kolay oluyor.

Medipol Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Bilal Boztosun, bu stentlerin çapı 2.5 mm üzerinde olan damarda uygun olduğunu vurgulayarak, “Kireçlenmiş, çatal damarlarda kullanılması eriyen stentin metal stentlere göre daha kalın yapıda olması, bu tür müdahalesi zor olan damarlarda uygun değildir” dedi.

Prof. Dr. Boztosun; eriyen stentin Amerika Gıda ve ilaç Kurumu'nun (FDA) 2016 yazında stent teknolojisinde devrim niteliğinde olan bu yeni kuşak stentlerin kullanımını onayladığını kaydederek, “Bu stentlerle ilgili yeni bilgiler ve uzun dönem çalışma sonuçları bu süre zarfında gelmeye devam etti. Son çalışmalardan gelen yeni bilgiler eriyen stentlerde damarda pıhtılaşma riskinin diğer ilaçlı metal stentlere göre zaman içerisinde arttığı yönündeydi. Son verilere bakıldığında ilaç salınımlı stentte pıhtılaşma riski yüzde 0.8 iken, eriyen stentte yüzde 1.9” diye konuştu.

Prof. Dr. Bilal Boztosun, FDA’in bu bilgiler ışığında 2017 Mart ayında eriyen stentlerle ilgili bir uyarı metni yayınladığına dikkat çekerek, “Bu metinde eriyen stentlerin özellikle küçük çaplı damarlarda kullanılmasından kaçınılması gerektiği ve eriyen stentin takılması esnasında kullanım kılavuzunda önerilen uygun stent yerleştirme tekniğinin kullanılarak bu işlemin yapılması gerektiği belirtilmekteydi. Eriyen stentlerin tamamen yasaklandığı, kullanılmaması gerektiği bilgisi bu yüzden doğru olmayıp bu stentleri kullanırken dikkat edilmesi gerektiği şeklinde bu haberler yorumlanmalıdır” dedi.

Prof. Dr. Boztosun, kliniklerinde yaklaşık 300’e yakın eriyen stenti başarılı bir şekilde hastalara taktıklarını ifade ederek, “Kendi klinik tecrübemizde de eriyen stentleri takarken uygun damar yapısına sahip hastalarda ve kullanım kılavuzunda belirtildiği şekilde bu stentler takıldığında en yüksek başarı oranına sahip olduğunu görüyoruz. Hastalarımızın takiplerini da yakından yapmaktayız ve olumsuz sonuçlarla çok düşük oranda karşılaştık. Kendi başarı oranlarımız metal ilaçlı stentlerle benzer düzeyde bulunuyor. Bu başarımızı da doğru hasta seçimine ve doğru yerleştirme tekniğinin kullanımına bağlıyorum. Eriyen stentlerin ilk kullanılmaya başlandığı dönemden itibaren yerleştirme tekniğinin de gelişmesiyle beraber , uygun damarda ve uygun stent yerleştirme tekniği kullanıldığında metal ilaçlı stentlerle benzer sonuçların elde edildiği görülmektedir. Tabi ki devam eden çalışmaların sonuçları açıklandıkça bu konudaki şüphelerin zamanla daha da azalacağını düşünmekteyim” ifadelerini kullandı.