Fırat Gazetesi: Yıkımların Faturası, Sağlığımıza Patlamasın!
24 Ocak Depreminin açtığı yaraları sarmak için kentimizin hızlı bir şekilde yapılanması gerekiyor. Lakin bu yapılanma koronavirüs pandemisinden dolayı biraz sekteye uğradı. Bundan dolayı da kentimizin yapılanma işleri son günlerde hızlandırıldı ve kentimiz şantiye alanına dündü.
Kentimizin dört bir tarafında yapım ve yıkım çalışmaları da sürüyor. Bu işler sadece gürültü ve toz kirliliğine de neden olmuyor. Özellikle yıkımlar sırasında açığa çıkabilecek olan asbest maddesini de unutmamak lazım! Neredeyse adım başı yıkım çalışmaları ile karşı karşıya kalıyoruz. Yıkımlardan kaynaklanan asbest maddesinin; sağlığımızı yıkıp yıkmadığının faturasını da önümüzdeki günlerde görecek gibiyiz. Oysa yıkım çalışmaları da en az yapım çalışmaları kadar hassas olmalı! Çünkü absest maddesi hem işçilerin hem de toplumun sağlığını tehlikeye sokabilir. Bunun için yıkımlar yapılmadan bu maddenin yapılarda kullanılıp kullanılmadığı tespit edilmeli! Yoksa yıkımların faturası pahalıya patlayacak!
Yerel idarecilerimize çok mu çok sorumluluk düşüyor. Şehrimizin şantiye alanına dönüşmesi yerel idarecilerimizin işini her geçen gün biraz daha zorlaştırıyor. Yıkımlar sırasında zarar gören; su boruları, elektrik, internet ve telefon kabloları, köstebek yuvasına dönen yollar ve daha çabası…
YIKIMLAR SADECE GÜRÜLTÜ VE TOZ BIRAKMIYOR!
Yıkımın sadece gürültüsü ve tozu yok! Ayrıca yıkımlar sırasında açığa çıkan en zararsız şey bunlar galiba… Esas tehlike yıkımlar sırasında açığa çıkabilecek olan asbest maddesi. Peki bu asbest maddesi ne? Asbestin zararları neler? Bu bilgileri haberimizin detayında bulabilirsiniz.
ASBEST NEDİR?
Asbest; ticari adıyla amyant, jeolojik olarak lifsi kristal yapısına sahip silikat (magnezyum silikat, kalsiyum-magnezyum silikat, demir-magnezyum silikat) bileşimindeki bir grup mineralin ortak adıdır. Asbest sahip olduğu fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bir sonucu olarak gösterdiği izolasyon özelliği nedeniyle çok uzun yıllardır kullanılmış ve ‘sihirli mineral’ olarak bilinmiştir.
2010 YILINA KADAR ÜLKEMİZDE DE ASBEST KULLANILMIŞTIR!
Antik çağdan bu yana insanlığa faydası kadar zararı da olan asbest, kimyasal ve fiziksel özellikleri sebebiyle inşaat, gemi, otomotiv, tekstil ve diğer sanayi alanlarında tercih edilen bir ürün olmuştur. 20. yüzyıl başlarından itibaren yaygın bir şekilde endüstride kullanılan asbestin üç binden fazla kullanım alanı vardır. 2010 yılına kadar Türkiye’de de kullanılan asbest; marley, boru, levha, fren ve debriyaj balatası, conta ve asbestli iplik üretiminde kullanılmıştır.
YIKIMLAR, SAĞLIĞIMIZI DA YIKIP GEÇİYOR?
İlimizde yıkımı yapılan binaların birçoğunun tarihinin 2010 yılından eski olduğu da göz önüne alındığında sağlığımız için tehlikeli olan asbest maddesinin havaya karışması da kaçınılmaz. Peki bu maddeyi solumamızın önüne geçecek yeterli tedbirler ne denli alınmakta? İnsanımızı , sadece yıkımlar değil, yıkımların sağlığımız üzerinde bıraktığı etkisi de endişelendiriyor!
ASBEST; ÖLDÜRECEK KADAR TEHLİKELİ!
Herkesi endişeye sevk eden bu asbest maddesinin zararlarına da bakmakta fayda var. Asbest maddesinin zararları neler ve insan sağlığı üzerinde ne gibi etkileri var? Uzmanlar, asbest maddelerinin zararlarına ilişkin şu bilgileri vermekte: Asbest lifleri havada solunur hale geldiklerinde tehlikelidir hatta öldürücüdür. Solunan lifler akciğerlerde birikir ve zarar verir. Bu durumda akciğerde zedelenmeler başlar ve bu da akciğerin çalışmasını engeller ve kansere yol açar. Asbestli malzemelerin gerek üretiminde gerekse sökümünde çalışanlar, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda, farkında olmadan bu maddeye maruz kalabilirler.
YIKIMLARDA TEDBİRLER ÜST DÜZEY OLMALI!
Yıkımların büyüklüğü ve kontrolsüzlüğü göz önüne alındığında ise bu tehlikeli maddenin etkilerinden yıkım alanlarından geçen her bir bireyin etkileneceği de unutulmamalı! Böylesini tehlikeli bir maddeyi çalışanların da toplumun da solumaması adına gerekli tedbirler son derece titiz alınmalı . Yoksa yıkımların faturası direk sağlığımıza patlar.
ASBEST’İN KULLANIM ALANI ÇOK GENİŞ!
Asbestin özellikle inşaatlarda kullanımı son derece yaygın bu madde; tutuşmazlık, sıcaklığa ve pasa mukavemet, ısı izolasyonu, yüksek mekanik dayanıklılık, çimento ve diğer benzerleri ile yakınlık kurabilme vb. gibi özellikleri olması nedeniyle birçok alanda kullanılmaktadır. Özellikle asbest inşaat yapı sektörünün vazgeçilmezlerinden. Tavanlar, duvarlar, kirişler ve kolonlar üzerine püskürtme asbest, asbest çimentolu su tankı, gevşek dolgu izolasyon, kazan ve borularda kaplama, tavan kaplaması, klozet, bölme duvar, yangın kapısı, asbestli halatlar, contalar, marleyler, kazanın etrafındaki asbestli paneller, yangın battaniyesi, duvar ve tavanlarda dekorasyon amaçlı kaplamalar, eternit, asbestli çimento paneller, asbest çimento olukları ve boruları, üst eşi, asbestli çimento bacası ayrıca sigorta kutusunda, havalandırma sisteminde de kullanılmakta.
YIKIMLARDAN ÖNCE YAPILARDA ASBEST’İN KULLANILIP KULLANILMADIĞI TESPİT EDİLMELİ!
Bu maddenin 2010 yılından beri ülkemizde kullanılması yasaklansa da; ülkemizde inşaat/yapı sektöründe asbestin ne kadar kullanıldığına dair veriler oldukça sınırlı olmakla birlikte gerek bina gerekse endüstriyel birçok yapının üretim süreçlerinde kullanıldığı bilinmektedir. Bu nedenle bu yapıların yıkımı ve tadilatı gündeme geldiğinde, faaliyete başlamadan önce asbestin bulunup bulunmadığına ilişkin gerekli analizlerin yapılması hem işçi güvenliği hem de toplum sağlığı açısından son derece önemli.
ASBEST; ÇOK CİDDİ HASTALIKLARA YOL AÇMAKTA!
Çünkü bu madde ölümle sonuçlanabilen ciddi tahribatlara yol açmakta. Asbest’en kaynaklanan hastalıklar ise şöyle: Asbestoz: İlk olarak tersane işlerinde çalışanlarda tespit edilen asbestoz, asbest liflerini çözmeye çalışan vücut tarafından üretilen asidin akciğer zarında oluşturduğu yaralardır. Bu hastalığın kendini göstermesi 10-20 yılı bulmaktadır. Plevral Reaksiyonlar: Plevral plaklar, Benign asbest plörezisi ve Diffüz plevral kalınlaşma. Parenkimal Akciğer Hastalıkları: Rounded atelektazi, Transpulmoner bantlar ve Asbestin Neden Olduğu Dermatozlar. Kanserler: Malign mezotelyoma: Asbestin yol açtığı en önemli hastalık akciğer zarı ve karın zarı kanseri, yani mezotelyomadır. Batı ülkelerinde yılda her bir milyon kişinin 1-2’sinde saptanan mezotelyoma, ülkemizde yılda en az 500 kişide görülmektedir. Mezotelyoma’ya ait en sık rastlanan yakınmalar, ağrı ve ilerleyici nefes darlığıdır. Akciğer röntgeni ve tomografide tipik bulgular saptanabilirse de, kesin tanı için başvurulan standart yöntem akciğer zarı biyopsisidir. Mezotelyoma, erken dönemde tanınıp uygun cerrahi girişim uygulanamadığında, ilaç ya da ışın tedavisine iyi cevap vermeyen ve hastayı kısa zamanda ölüme götüren bir hastalıktır. Akciğer kanseri: Asbest, akciğer, gırtlak ve sindirim sistemi kanserlerine yol açmaktadır. Diğer tümörler (GİS, böbrek, larinks vs.) Ayrıca Hava yolu obstrüksiyonu, İmmünolojik değişiklikler, Perikardiyal sıvı-kalınlaşma, Üst zon değişiklikleri ve Retroperitoneal fibrozis vs.
YIKIMLARIN TAHRİBATI PAHALIYA PATLAMASIN İSTİYORSAK DENETİM ŞART!
Bu denli tehlikeli bir çok hastalığa yol açan bir maddenin kullanıp kullanmadığı tespit edilerek yıkımlar, sağlıklı koşullarda yapılmalı. Az öncede ifade etiğimiz gibi yeni bir kent oluştururken, toplumun sağlığının da düşünülerek hareket edilmesi gerekiyor. Diğer türlü bu yıkımların tahribatı çok mu çok pahalıya patlar. Yıkımlar pahalıya patlasın istemiyorsak, denetim şart!