Halk Oyunları Yarışmalarında Skandal Karar!
Elazığ'ı temsil eden ekibimize stilize dalda 2.'lik anonsu yapılıp 3.'lük madalyası verildi!
Türkiye Halk Oyunları Federasyonu müsabakaları 7 ilden 41 spor kulübünün katılımıyla Adıyaman’da 7 Mayıs tarihinde yapıldı. Müsabakaya ilimizi temsilen EHEMDER (Elazığ Halk Eğitim Merkezi Folklor Gençlik ve Spor Kulübü Derneği) katıldı. Müsabakada Elazığ’ı temsil eden ekibimize stilize dalda 2.’lik anonsu yapılıp 3.’lük madalyası verilirken, geleneksel dalda ise 7.’liğe layık görüldü.
Türkiye Halk Oyunları Federasyonu kulüplerarası büyükler halk oyunları müsabakalarına ilimizi temsilen katılan EHEMDER Halk oyunları stilize eğitmeni Cengiz Demir gazetemize müsabaka hakkında değerlendirmede bulunarak sorularımızı içtenlikle yanıtladı. Demir müsabaka sonucunda haksızlık yapıldığı iddialarında bulunarak “Biz ilimiz halk oyunlarının hak ettiği yere gelmesi için gayret ve çaba sarf ettik. Önemli olan ilimizi en iyi şekilde temsil etmekti. Biz bunu yaptık. Ekibimiz ile Elazığ’ımızı layığı ile temsil ettik” dedi.
KUPAYI GERİ İADE ETTİK
Yöresel oyunlarımızı profesyonel bir şekilde sergilemelerine rağmen müsabaka sonucunda haksızlık yapıldığını iddia eden Demir, “Genel provaların akabinde müsabakalar gerçekleşti. Bizim ekip olarak iyi bir performans sergilememiz ne yazık ki sonuçları değiştirmedi. Hatta ekibimizin 2. olduğu ilan edildi ancak 3.’lük kupası verildi. Biz de o kupayı geri iade ettik. Sonuçta biz Elazığ’ı temsilen orada bulunuyorduk. Saygımızı bozmadan, Elazığ insanına yakışır şekilde ağırlığımızı bozmayarak ilimize geri döndük. Müsabaka sonunda diğer illerin ekipleri tepkilerini insanlığa yakışmayan birtakım çirkin davranışlarda bulunarak tartışmalara girerek gösterdiler. Biz ekip olarak tepkimizi kupayı geri iade ederek, alkışlayarak gösterdik. İki yıl önce Bingöl’de düzenlenen müsabakalarda olsun, geçen yıl Urfa’da yapılan müsabakalarda olsun ve akabinde Adıyaman’daki müsabakada olsun aynı muameleyle karşılaştık. Diğer illerde nasıl bir izlenim yaratmışız anlayamıyoruz” diyerek sitem etti.
‘BU ŞEHİR İNSANLARIN ŞAHSİ MENFAATLERİ UĞRUNA PEŞKEŞ ÇEKİLMEMELİ”
Sözlerini sürdüren Demir, “Kültürüne sahip çıkmayan milletler başka milletlerin kültürüne esir düşerler. Maalesef nedense bizleri istemeyen bazı kişiler Elazığlı olmasına rağmen müsabakada bize değil Elazığ’ımıza sekte vurmuş oldu. Akıllarda Elazığlı olup Elazığ ekibine sekte vurması soru işaretleri bırakıyor. Jüri heyetinde olan bu insanın kendi şahsi menfaatleri memleket menfaatinin önüne geçmiş oldu. Biz çizgimizden yolumuzdan asla çıkmadık, çıkmayacağız. Alnımız ak. Gençlerimiz 7 ay boyunca çalışıp, emek sarf ettiler. Sonuçta gençlerimizin emekleri var.3 yıldır bu topluluğun vermiş olduğu emeğe nedense bazı insanlar tarafından sekte vurulmak isteniyor. Kişisel menfaatler ön plana çıkınca demek ki böyle oluyor. Ama bizim amacımız Elazığ’ı her yerde layığı ile temsil etmek. Elazığ’a sekte vuran insanlar birilerine yaranmak için bu şehri feda ettiler. Bu insanların şahsi menfaatleri Elazığ’ın menfaatinin önüne geçti. İnsanlar kendi çıkarları uğruna bu şehri peşkeş çekmemeli” diyerek son derece ciddi iddialarda bulundu.
‘MÜSABAKADA EKİP OLARAK SAHİPSİZDİK’
Müsabakada sahipsiz olduklarını da dile getiren Cengiz Demir, “Diğer illerin ekipleri illerinin ileri gelenleri birlikte müsabakaları izlediler. Müsabakada biz ekip olarak sahipsizdik. Diğer illerin ekipleri ile birlikte o ilin ileri gelenleri eşlik ederken bizim Elazığ olarak yanımızda bize manen destek olacak bir büyüğümüz, şehrimizin bir ileri geleni dahi yoktu. 32 kişilik ekibimiz ile biz daima yalnız kaldık. Biz oraya yetim gibi gittik. Biz kimseden maddi bir şey beklemiyoruz. Manen yanımızda olmaları bizim için çok önemli. Bizim başka bir talebimiz yok. Adıyaman’a giderken sadece 4 hakem arkadaşım destek olarak geldiler. Onlar da bizden bağımsız bir şekilde geldiler. Ama başka iller yanlarında destek olan 15-20 kişi ile gelmişlerdi. Bizi yalnız bırakmak isteyen kişi Elazığ’a kötülük yapar. Bizim halk oyunları ekibimiz Elazığ’ın ulusal anlamda halk oyunları ekibi; bu anlamda zaten başka ekip yok” diyerek yalnız bırakılmalarına da sitem etti.
‘EN KISA SÜREDE EL ELE VERMEMİZ LAZIM’
Halk oyunları müsabakalarında ilimizin son 10 yılındaki başarısızlığının nedenlerine de değinen Demir, “Son 10 yıl içerisinde Elazığ Halk oyunları ekiplerimiz müsabakalardan eli boş olarak dönüyor. Bunun nedeni ise kişisel menfaatlerin ön plana çıkması; kişisel problemler, çıkarlar Elazığ’ın menfaatlerinin önüne geçmemeli. Önceki yıllarda müsabakalardan hep birincilikle dönülürken şimdi eli boş dönülüyor. Şimdi Karşılık beklemeden verilen bir emek yok, kenetlenme yok, birlik beraberlik yok, el ele vermek yok. Halk oyuncusu dediğiniz insan doğru, dürüst, Elazığ’ı seven insan olur. 27-28 yıldır bu camianın içindeyim. Büyüklerimizden, eğitmenlerimizden böyle gördük; bizlere bunları aşıladılar. Dün bizleri yetiştirenler bugün bizleri her ne hikmet ise bizi istemiyorlar. Biz daima halk oyunlarımızı gelecek nesillere nasıl daha doğru, nasıl daha iyi aktarabiliriz çabasındayız. İnşallah daha iyiye gider. Ancak bu el ele vermekle olacak bir şey. Birlikten kuvvet doğar. En kısa sürede birlik olmamız lazım” dedi.
‘OKULLAR SPOR SALONLARININ KAPILARINI BİZE KAPATTILAR’
7 aydan beri müsabakalar için çalışmalar yaptıklarını aktaran Demir çalışmalar yaptıkları süre zarfında okulların spor salonlarında çalışma yapmaları için müsaade edilmediğini de iddia ederek konuşmasına şu şeklide sürdürdü; “Biz 32 kişilik ekibimizle müsabakalar için çalışmalarımızı, hazırlıklarımızı yapmaya çalışırken okullar spor salonlarının kapılarını kullanabilmek için ricada bulunduk. Fakat bu ricamız reddedildi; okullar bizlere kapılarını kapattılar. Spor salonunun zeminine halı sermek şartı öne sürerek kabul edeceklerini söyleyen okullar dahi oldu. Bu anlamda okullara tepkimizi de dile getirmek isterim. Sadece GSB Elazığ Gençlik Merkezi bize kapılarını açtı. 7 ay boyunca Elazığ Gençlik Merkezi, salonunu gençlerimizin çalışma yapabilmeleri için kapılarını sonuna kadar açarak bize destek oldular. Bu konuda Elazığ Gençlik Merkezi Müdürü Serkan Sis’e, Oktay Arık’a, Akif Esen’e, Elazığ Halk Eğitim Merkezi Müdürü Kazım Atıcı’ya, Hamdi Öztürk’ e teşekkür ediyorum. Ben şahsen devletin malını herkesin kullanması gerektiği kanaatindeyim. Biz devletimizin malına zarar verecek değiliz. Bu anlamda dönüp hatayı kendimizde aramak amaçlı sualler sormaya başladık. Biz bu şehrin evladı değil miyiz? Biz bu şehrin menfaatini düşünmekle hata mı yapıyoruz?” diyerek sıkıntılarını aktardı.
GENÇLERİMİZİ MÜSABAKA PSİKOLOJİSİ İLE YETİŞTİRİYORUZ
Eğitmen Cengiz Demir, halk oyunlarımızın dejenere olduğu yönündeki sorularımıza da samimiyetle açıklama getirerek “Halk oyunlarımıza gençlerimizi yetiştirirken, müsabaka psikolojisi ile yetiştiriyoruz. Yarışma mantığı ile yeni nesli yetiştirmek yüzünden halk oyunlarımız da gittikçe dejenere oluyor. Yarışma psikolojisi ile halk oyunlarımızı öldürdük, körelttik. Düğünlerde oynayabilecek birkaç TL ücret alabilecek kadar öğreneyim zihniyetindeki insanlar tarafından da halk oyunlarımız köreliyor. Biz halk oyuncusu olarak yetişirken bir ritmi, bir hareketi yanlış yaptığımızda eğitmenlerimizden büyük azar işitirdik. Geçmişte yıllarda bir üniversitede halk oyunları hocası arkadaşım, Elazığ halk oyunlarının ayrı bir asaleti, ayrı bir tavrı olduğunu söyleyerek ‘Elazığ halkoyunları başlı başına bir cumhuriyet, biz oynayamayız. Oynasak dahi onu karşıdaki insana doğru enjekte edemeyiz’ derdi. Bu bakımdan Elazığ halk oyunlarını Elazığ dışında pek fazla oynatmak istemezler. Bizim halk oyunlarımızı gerçekten oyunculara enjekte etmek çok zordur” dedi.
Halk oyunlarımızın evrenselleştirilmesi konusundaki sorularımıza ise “Yöre müziğini kullanarak, hem dans hem de halk oyunları karışımı ile halk oyunlarımızı modernize hale getirilebilir. Tabi ki bazı kesimler buna karşı çıkabilirler. Fakat Halk oyunlarımızı evrenselliğe taşımak ve yeni nesile sevdirebilmek ve aktarabilmek adına tabularımızı yıkmak gerekir. Mesela İsfahan, Bıçak, Leblebici oyunlarımız tiyatral olarak oynanabilir. Bu şekilde halk oyunlarımızın tanıtımını yapabiliriz. Kültürümüzü gençlere sevdirerek enjekte edebilmek çok önemli… Kültürümüzün dünyaya açılabilmesi, evrenselleşmesi açısından modern şekilde icra edebilmek çok önemli bir şey…” şeklinde görüşlerini aktardı.
‘KİŞİLER İÇİN DEĞİL, ELAZIĞ İÇİN ÇALIŞMALIYIZ’
Demir, birlik beraberlik çağrısında bulunarak sözlerinin sonunda şunları aktardı: “Kültürümüzü bir noktaya taşıyabilmek istiyorsak, il dışında en iyi şekilde tanıtmak istiyorsak, kulüp olarak, eğitmen olarak kişiler şahsi menfaati düşünmeden; Elazığ için çalışarak, el ele vermemiz lazım… Kişiler menfaatlerini ön plana çıkardıkları takdirde bir yerlere gelemeyiz. Biz bazı şeyleri belli bir noktaya kadar yapabiliyoruz, bir noktaya kadar gücümüz yetiyor, bir noktaya kadar mücadelemizi verebiliyoruz. Daha fazlasına müdahil olamıyoruz. Biz bir olamadığımız müddetçe, el ele vermediğimiz müddetçe Elazığ’ımız kaybedecektir. Kafa kafaya verip kişiler için değil, Elazığ için çalışmalıyız.” Songül DURSUN