Her atık çöp değil, metali sanata çeviren 'Demir Adam'

Elazığ'da 49 yaşındaki öğretim görevlisi Rüçhan Keçeci, 13 yıldır metalleri işleyerek birbirinden farklı 100'ü aşkın eser yaptı, bir çok ödül aldı. 'Her atık çöp değil' diyerek, metali enstrümanına çeviren Keçeci, şimdi metalle birlikte atık silah ile plastik, kumaş gibi malzemelerle de çalışmalar yapmaya başladı

Her atık çöp değil, metali sanata çeviren 'Demir Adam'

Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Rüçhan Keçeci (49), 13 yıldır atölyesinde "Metal benim enstrümanım oldu" dediği doğada ki atık metalleri sanat eserine çeviriyor. 2 çocuk babası Keçeci, atık metal ve demirlerden heykel, masa, sandalye, bank ve birbirinden farklı 3 boyutlu tasarımlar yapıyor. Yurt içi ve yurt dışı birçok ödül alan Keçeci, eserlerini işlerken sosyal ve kültürel mesajlar vermeyi de ihmal etmiyor.

"Hayali kendi müzesini oluşturmak"

Uzun süredir bu sanatla uğraştığını anımsatan Rüçhan Keçeci, “Sanatın 2 boyutlu farklı çalışmalarını yaptım. Sanatçının kendi içerisindeki yapısı gibi bende 3 boyutluluğa ister istemez bir yerde kaçtım. Metal kendi enstrümanım oldu. Metalle özdeşleştim. Bana çok fazla metal isimler taktılar. Bunla da gurur duydum. Son 13 yıldır atık malzemelerle eserler yapıyorum. Yapmış olduğum eserlerle de Türkiye’yi dolaşan bir sanatçı oldum. Yapmış olduğum eserler ilk başta sayılıydı. Zamanla birikti ve sergiler açmaya başladım. Şuan sayısını bilmediğim kadar 100’den fazla eserlerim oldu. Bu eserlerle minik sergiler, etkinlikler yapmaya başladım. Hayalim kendi müzemi oluşturup kendi müzemde eserlerimi sergilemek” dedi.

“Her atık çöp değildir”

Birçok alanda ödüller aldığını aktaran Keçeci, “Yurt içi ve dışı, uluslara arası ödüllerimde oldu. En çok etkileyen ödüllerimden bir tanesi, Hocalı katliamını anlatan eserim oldu. Uluslararası bir yarışmaydı. Bu yarışmada ödül almak bir sanatçı için çok mutluluk veren bir şeydi ama biz hüzünlü bir şey yaptığımız için çok sevinemedik. Bununla birlikte Expo 2016’ya katıldım, yılın en iyi tasarım ödülünü aldım. Atık malzemeleri değerlendiriyorum. Her atık çöp değildir, benim bir sloganım oldu. Yapmış olduğum etkinliklerde bunların üzerine dura dura basarak dile getiriyorum. Konferanslarda, gittim söyleşilerde, sergilerde ve davetlerde hep bunları dile getiriyorum. Metaller benim için çoğunlukta olan bir malzeme. İlk başlarda sadece metal çalışıyordum, şimdi metalle birlikte atık silahlardan oluşan malzemeler, plastik malzemeler, kumaş, hatta hayvan kemikleri buna benzer atık diyebileceğimiz aslında çöp olmayan atıklardan eserler yapıyorum” diye konuştu.

“Metal benim enstrümanım oldu”

Eserlerini Yunus Emre’nin aşkı gibi yaptığını dile getiren Keçeci, “Ben eserleri yaparken o aşk ile yapıyorum. Bu sevgi farklı bir aşka dönüştü. Zaten bunları da aşk olmadan yapamazsınız. Metal benim enstrümanım oldu. Klarneti çok iyi çalan bir müzisyeni düşünün. Hayatı ve aşkı odur. Kalp ile çalar. Bende metal ve atık malzemeler ile özdeşleştim. Artık atık malzemelerden ne yapabilirim dediğim anda elimde bir mıknatıs varmış gibi malzemeler bir araya geliyor ve şekil ortaya çıkıyor. Bunun ben aşkla olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Atık malzemelerle en çok yapmak istediğinin genç nesillere örnek olabilmek olduğunu dile getiren Keçeci, “Atık malzemelerin çöp olmadığını, geri dönüşümün ne kadar önemli olduğunu anlatmak istiyorum. Evinizde kentse bir atığınız var. Metal, plastik, cam, yağ gibi.Bunun ülke ekonomisine kazandırdığımız kadar doğaya da bir kazanım sağlayacağız. O anlamda sanatçı olarak gençlere böyle bir ruhla bu yapmış olduğum eserlerle anlatmaya çalıyorum. En büyük hayallerimden biri de kendi müzemi oluşturmak. Bir sanatçının zirvesi böyle bir hayaldir. Ben de bu hayale kavuşmak için eserlerimi yapıyorum"şeklinde konuştu.