Prematüre bebeklere 'anne şefkati' ile bakıyorlar
Prematüre bebeklere anne şefkatiyle baktıklarını aktaran Uzm. Dr. Nihan Hilal Hoşağası, anne sütünün prematüre bebeklerin beslenmesinde çok önemli olduğuna dikkat çekerek, 'Prematüre bebeklerde görülen nekrotizan enterokolit dediğimiz bir bağırsak iltihabı, bebeklerin hayatlarını tehdit edebiliyor. Bu iltihabın görülme riski, anne sütü ile beslenen bebeklerde 7 kat azalmaktadır' dedi.
Medical Park Elazığ Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Servisi'nde sağlık personeli prematüre bebeklere anne şefkati ile bakıyor. Uzun süre prematüre bebeklerle ilgilenen ve bebeklerle bağ kuran sağlık personelinin en büyük ödülü ise onların sağlıklı bir şekilde büyüyerek taburcu edildiklerini görmek oluyor. Prematüre bebeklerle yakından ilgilenen Uzm. Dr. Nihan Hilal Hoşağası da bebekleri özellikle anne sütü ile beslemeye çalıştıklarını belirtti.
Uzm. Dr. Nihan Hilal Hoşağası, “Hastalarımızın büyük çoğunluğunu prematüre bebekler oluşturuyor. Burada kadın doğum servisimizde doğan veya çevre illerden gelerek prematüre tanısı konan bebekler izleniyor. 37 hafta altında doğan tüm bebeklere ‘prematüre’ diyoruz. Ama 33-37 hafta arasında doğanlar sınırda prematüre bebeklerdir ve her zaman yatırılmaları gerekmeyebilir. Ancak 33. haftadan önce doğan ve 1800 gramın altındaki bebekleri mutlaka yatırarak izliyoruz. Sezaryenle ve normal doğumla dünyaya gelen bebeği uygun koşullarda yoğun bakıma getiriyoruz. Daha sonra kuvözlere alıyoruz. Bebeğe solunum desteği verip bakımlarını yürütüyoruz” dedi.
"Mümkün olduğu kadar anne sütü ile besliyoruz"
Prematüre bebeklerin bakımının çok özen isteyen bir iş olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Hoşağası, “Hem doktorların hem de hemşirelerin bu konuda uzmanlaşmış olması gerekir. Amacımız sadece bu bebeklerin yaşama tutunmasını sağlamak değil, aynı zamanda onları sağlıklı bir şekilde gelişimlerini tamamlamış bireyler yapmak istiyoruz. Bu yüzden bu bebeklere çok özenle bakıyoruz. Aileleri doğal olarak bebekleri buradan taburcu olana kadar büyük endişe içerisinde oluyorlar. Onları da çok iyi anlıyoruz. Bebeklerin beslenmelerini mümkün olduğu kadar anne sütü ile yapmaya çalışıyoruz. Aileleri de buna özendirmeye çalışıyoruz. Prematüre bebekler diğer bebeklerden daha fazla anne sütüne ihtiyaç gösteriyor. Özellikle bağırsak enzimleri gelişmeden doğdukları için mamayı sindirmeleri çok daha zor oluyor. Bu nedenle anne sütü prematüre bebeklerin beslenmesinde çok büyük önem taşıyor. Prematüre bebeklerde görülen ‘nekrotizan enterokolit’ dediğimiz bir bağırsak iltihabı, bebeklerin hayatını tehdit edebiliyor. Ancak bu iltihap, anne sütü ile beslenen bebeklerde 7 kat azalıyor” diye konuştu.
"En büyük ödülümüz prematüre bebeklerimizin büyüdüğünü görmek"
Aileleri anne sütü vermeye teşvik ettiklerini dile getiren Uzm. Dr. Hoşağası, “Anne sütü olmayan annelerin bebeklerine de ‘donör sütü’ kullanmaları için aileleri teşvik ediyoruz. Diğer bebekler için de anne sütü çok önemli. İçerisindeki antikor ve hücreler nedeniyle bebeklerin iyileşmesine doğrudan katkı sağlıyor. Antibiyotik kullanmak kadar anne sütüyle beslemeyi önemsiyoruz. Şehir dışından gelen aileler bile çok büyük özverilerde bulunarak anne sütünü bebeklerine sağlıyorlar. Bizim için en büyük ödül, prematüre bebeklerimizin büyüdüğünü görmektir. 600 gramlık bir bebeğin yaşama tutunduğunu görmek, büyümesine yardım etmek ve daha sonra ailelerin kucaklarına bu bebekleri sağ salim vermek bizim için tek ödül. Yenidoğan servisimizde tüm personel çok yoğun çalışıyor. Bu bebeklere kendi çocuklarımız gibi bakıyoruz. Bazı bebekler 2-3 ay burada kalabiliyorlar. Birkaç baktığımız prematüre bebeklere tamamen bağlanıyoruz. Giderken kendi ailemizden birini teslim edermiş gibi gönderiyoruz. Yaptığımız işle çok büyük gurur duyuyoruz. Çünkü burada bizim baktığımız bireyler çok küçük bebekler. Bu nedenle onlara hasta gözüyle bakmıyoruz. Onlar bizim büyütmemiz gereken, ailelerine verinceye kadar en iyi bakımı sağlamamız gereken bebekler. Biz burada tüm hastalarımıza mutlulukla bakıyoruz”ifadelerini kullandı.