Üzüm üreticisi sorunlarına çözüm istiyor
İlimizin en önemli tarım ürünü olan üzümde hasat dönemi yine sorunlarla başladı.
İlimizin en önemli tarım ürünü olan üzümde hasat dönemi yine sorunlarla başladı. Üzüm üreticileri adına açıklamalarda bulunan Elazığ Üzüm Üreticiler Birliği Başkan Yardımcısı Cengiz Öz, sorunlarına çözüm bulunmasını istedi.
İlimizin en önemli tarım ürünü olan üzümde hasat zamanı başladı. Hasat dönemine girdiğimiz şu günlerde üreticiler bin bir emek vererek yetiştirdikleri ürünlerinin bu yılda pazarda hak ettiği değeri görmemesinden kaygılanıyorlar. Elazığ Üzüm Üreticileri Birliği Başkan Yardımcısı Cengiz Öz bu yıl da üzüm hasadının sorunlarla başladığını ifade etti. Üzüm alımlarında firmaların fiyat belirlemesinin çiftçilerin temel sıkıntısı olduğunu belirten Öz, “Türkiye’de ziraat ile uğraşan halkımızın durumu gerçekten çok zor. Üreticiler üzümden istediği parayı kazanamıyor. Elazığ’da iki bin yılı bulan bir bağcılık tarihi vardır. Elazığ’da çok güçlü bir bağcılık kültürü bulunmaktadır. Bunun en açık delili orciktir. Üzümden üretilen orcik Elazığ’a hastır. Elazığ’a has bu ürün ile ilgili coğrafi tescil belgesi almak için Valiliğimiz öncülüğünde yaptığımız çalışmalar bulunuyor. Elazığ kırka yakın üzüm çeşidine sahiptir. Ancak en çok bilinen üzüm çeşidimiz tüm dünyada da kabul gören öküzgözü çeşididir. Öküzgözü çeşidimiz hem sanayi alanında hem de sofralık alanda çok önemli bir yeri olan üzüm çeşidimizdir. Ancak üreticilerimiz bu üründen istediği ücretleri kazanamamaktadır.” dedi.
‘BİR SANAYİ KURULUŞU KURULMALI’
Elazığ’ın üzüm çeşitliliği ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Öz, “Öküzgözü üzüm çeşidimizde resveratrol maddesi bulunmaktadır. Bu madde anti kanserojen ve anti oksidan bir maddedir. Tekirdağ Bağcılık Enstitüsü tarafından yapılan incelemede bu maddenin en çok öküzgözü üzümlerinde bulunduğu tespit edilmiştir. Bu maddenin saf olarak elde edilebilmesi için bir sanayi kuruluşunun kurulması gerekmektedir. İlimizde beyaz üzümde de çok önemli bir değer olan Ağın beyazı denilen bir üzüm çeşidimiz bulunmaktadır. Bu üzüm çeşidimiz de ülkemizin en önde gelen üzümlerinden biridir. İlimizin sahip olduğu ve pazar değeri çok yüksek olabilecek bu üzüm diğer üzüm çeşitlerinin de araştırılması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı
‘ÜRETİCİLERİMİZİN EMEĞİ KARŞILIK BULMUYOR’
İlimizde yetişen üzümlerin hak ettiği değeri görmediğini ifade eden Öz, “Üzümlerimiz bu kadar değerli olmasına karşın kıymetleri halkımız tarafından bilinmiyor. Buna bağlı olarak üreticilerimizin emeği karşılık bulmuyor. Birlik olarak 2007 yılında Elazığ’ın dağı taşı üzüm bağı olacak diye yola çıktık. O gün üzüm alıcıları; ‘Ne kadar ekerseniz ekin biz bütün üzümleri alacağız’ diyorlardı. Ancak üzüm alımı gitgide düşmeye başladı. Firmalar üzümlerimize karşı kota uygulamaya başladılar. Elazığ üzümü diyerek başka illerden üzüm aldılar. Bu sıkıntılar üzerine birlik olarak çareler aramaya başladık. Bir üzüm bağına on yıl boyunca emek verilmektedir. On yıl boyunca emek verdiğiniz bağlardan istediğimizi alamadığımız takdirde bağları söktüğümüzde on yıllık emeğimizi çöpe atmış oluyoruz. “ şeklinde konuştu.
‘ÜZÜM MAALESEF KAYBOLUYOR’
Üzüm üretimindeki ve bağ alanlarındaki düşüşe dikkat çeken Öz, “Eskiden 148 bin ton üzüm üretimi gerçekleştiren Elazığ’da yüzde 40 oranında sofralık üzümde yüzde 50 oranında da şıralık üzümde rekolte düşüklüğü yaşanmaktadır. Bunun dışında Elazığ’da toplamda 2 bin 500 dekar bağ alanı kaybı yaşanmıştır. Üreticiler artık bağlarını sökmektedir. Eskiden bağcılık Elazığ’a çok önemli bir katma değer sağlıyordu. Bu değer yıllara bağlı olarak düşüyor. Her bağın ortalama olarak 30 işçiyle hasat edildiğini ve taşınmasında görev alan insanları düşündüğümüzde bağcılığın İlimiz için çok önemli bir istihdam alanı oluşturduğunu da görüyoruz. Her şeyi işlenen ve ekonomiye kazandırılan üzüm maalesef ilimizde kayboluyor.”dedi.
‘ESKİ VALİ, ELAZIĞ’DA ÇOK CİDDİ BİR İSTİHDAM ALANI OLUŞMASINI ENGELLEDİ”
Öz, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamadan tutunda geçtiğimiz yıllarda hazırlamış oldukları ancak sonuçlandıramadıkları proje ve yeni hazırladıkları projeye kadar geniş bir alanda da değerlendirmelerde bulundu. Öz, “Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanımız Eşref Fakıbaba’nın üzüm ile ilgili olarak yaptığı açıklamayı çok önemsiyoruz. Bakan beyin tavsiye ettiği üzüm şırası ile ilgili çalışmalarımız bulunuyor. Elazığ’da bir üzüm suyu tesisi kurulması ile ilgili olarak hazırladığımız bir projemiz var. Bu projemizi ETSO ortaklığında yürüteceğiz. İnşallah tesis projemiz kabul görür. Bu tesisin kurulmasıyla resveratrol maddesinin üretimini gerçekleştirerek tüm dünyaya sunabileceğiz. Bunu gerçekleştirebilmemiz için özverili sanayicilere ihtiyacımız var. Bu vesileyle geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirmemiz an meselesiyken o dönem ki Valimiz Muammer Erol tarafından engellenen projemize de değinmek istiyorum. Geçtiğimiz yıllarda Koruk köyünde toplamda 6 milyon lirayı bulan bir projemiz vardı. Projemiz kabul görmüş olmasına rağmen o dönem İlimiz Valisi olan Muammer Erol tarafından proje rafa kaldırıldı. Bu projemizin rafa kaldırılma gerekçesi ise projenin yüzde 10’nunda alkol bulunmasıydı. Oysaki projenin bütün gereksinimleri karşılanmıştı. Projenin giderlerinin yüzde 75’i yabancı fonlardan sağlanacaktı. Muammer Erol bu projeyi rafa kaldırmamış olsaydı, Elazığ’da üretilen bütün üzümler işlenecekti. O yıllarda Elazığ’da tam 4 bin üreticimiz vardı. Bu projenin Muammer Erol tarafından rafa kaldırılmasından dolayı üzüm üreticimiz 2 bin kişiye düştü. Bu projenin engellenmesi Elazığ’da çok ciddi bir istihdam alanın da oluşmasını engelledi.” iddiasında bulundu.
‘BU İŞİN RESMİLEŞMESİ GEREKİYOR’
Elazığ’daki üzüm üreticilerinin şarap üreticileri tarafından mağdur edildiğini ifade eden Öz butik şarapçılığın geliştirilmesi gerektiğini de belirterek, “İlimizde Dambüyük ve Esenkent bölgelerinde roze türü şarap için üzüm alımları başlamış durumda. Üreticilerle irtibat halindeyiz. Üreticileri arayıp üzümlerini verip vermediklerini soruyorum. Üreticilere bu yıl kayıplarının yarı yarıya olduğunu, alım fiyatlarının bu yıl iki katına olması gerektiği yönünde uyarıda bulunuyorum. Ancak şarap firmaları üzümü alırken fiyat vermiyorlar. Üreticilere; ‘kim ne verirse biz 10 kuruş fazlasını vereceğiz’ diyerek üzümleri alıp götürüyorlar. Bu duruma hiç kimse müdahalede bulunmuyor. Üretici malının elinde kalacağı korkusuyla bu duruma itiraz edemiyor. Üreticilerimiz mağdur ediliyor. Bugün her üreticimizin 350 litre üzüm işleme hakkı bulunmaktadır. Ancak işlemiş olduğu bir tacir gibi satamamaktadır. Bu noktada butik şarapçılığın geliştirilmesigerekmektedir. Geçtiğimiz dönemlerde butik şarapçılık ile ilgili bir kurs verildi. Ancak kursla yaş sınırı getirilmesi kursa ilgiyi düşürdü. Yeni bir butik şarapçılık kursunun yapılması gerekiyor. Kursiyerlerin üzüm üretimi yapan köylerin her birinden en az üç kişi olacak şekilde seçilmesi gerekiyor. Bu sayede ilimiz üreticisinin üzümü değerlendirilecektir. Şuanda bunun örneklerini görüyoruz. İlimizde Ağın’da bir tane, Koruk köyünde bir tane ve yine Kürk köyünde olmak üzere sadece üç tane butik şarap üreten işletme bulunmaktadır. Bu sayı Elazığ gibi üzümün başkenti olan bir yer için çok düşük bir sayıdır. Bu sayının arttırılması ve satış iznin verilmesi gerekmektedir. Madem devlet almıyor, bıraksın da üretici kendi ürününü satsın. Ama buna da müsaade etmiyorlar. Bin türlü zorluk çıkartıyorlar. Oysaki Avrupa’da bu işin örnekleri var. Bu örnek alınarak ülkemizde de uygulanabilir. Şuanda bu iş gayri resmi olarak yapılıyor. Bu işin resmileşmesi gerekiyor.”ifadelerini kullandı.
‘SOFRALIK ÜZÜM 3 LİRA, ŞARAPLIK ÜZÜM 4 LİRA OLMALI’
Üzüm üreticilerinin resmi kurumlardan beklentilerine de değinen Öz, “Üreticiler devletten bağın dikimden, verime kadar geçen zaman zarfı içerisinde danışmanlık hizmeti vermesini istiyor. Üretici iki bin yıllık bağcılık geçmişi bulunan Elazığ’ da bir bağcılık enstitüsü kurulmasını, ürün teşviki ve ürününün satılabileceği bir pazar istiyor. Üretici kimi yıllarda bin bir emek vererek yetiştirdiği üzümü 20 kuruşa satmak zorunda kalmaktadır. Devletimizin üzüm ile ilgili acilen bir plan yapması gerekmektedir. Plansızlık üreticinin belini kırmaktadır. Bu yıl rekolte kaybı yüzde 50’dir. Bu kayıp göz önüne alınarak üzüm alım fiyatlarının baştan yüzde 50 oranında arttırılması gerekmektedir. Bu şartlar altında şaraplık üzümün kilogram fiyatının 3 lira sofralık üzümün ise kilogram fiyatının 4 lira olması gerekiyor. Bu rakamlar üreticinin kar elde etmesini sağlamasa da en azından bir yıl sonraki üretimi gerçekleştirmesini sağlayacaktır. Sizin aracılığınızla üreticilerimize bir müjdede vermek istiyorum. Birlik olarak organize sanayi bölgesinde bulunan bir soğuk hava deposu ile antlaşma imzaladık. Bu depo sayesinde üreticilerimizin üzümlerini muhafaza ederek üzümü getirisi en yüksek olan dönemde pazara sunacağız. Bu noktada üreticilerimizin bize ulaşarak üzümlerini vermesini beklediğimizi ifade etmek istiyorum.” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.