Benim Yönettiğim Bir Belediyede;
İş, aş, ihale vermek için insanlara hangi partilisin, hangi cemaattensin, hangi köylüsün, bizim düşüncede misin, bizim aşiretten misin, bize oy verdin mi, hangi mezheptensin, Türk mü, Kürt mü, Zaza mısın? gibi sorular sorulmaz!
Sorulacak sorular;
Diploma puanın nedir, liyakat sahibi misin, makamına katma değerin, topluma faydan ne olur, yapacağın işin ehli misin, çalar çırpar hak yer vebal alır mısın?
Benim yönettiğim bir belediyede;
Güzel kaldırımlardan önce o kaldırımların üzerinde güvenle, huzurla yürünüp yürünmediği, yarınlara umutla bakılıp bakılmadığı güvenin, huzurun, umudun hakim olacağı bir yaşam tesis edilir.
Güzel yollardan önce, o yolların dürüstlük, şeffaflık ilkeleri yandaşlık gözetilmeden ihale edilip edilmediği gelir.
Benim yönettiğim bir belediyede;
güzel parklardan, bahçelerden, kamu binalarından önce insanların işini, aşını, geleceğini, çocuklarının ikbalini düşünmediği gülerek, oynayarak, yarınlarına ümit ve güvenle bakabileceği bir şehir oluşturmak gelir.
Benim yönettiğim bir belediyede;
güç, makam, mevki sahibine iltimas geçilmez, ayrıcalık tanınmaz. Hak sahibi kim ise hak ona teslim edilir. Kimseye gücü, parası, makamı öncelik ve ayrıcalık sağlamaz..
Benim yönettiğim bir belediyede;
Fakir fukaranın, garip gurebanın, öksüzün yetimin hakkı yenmez! Yiyenden hesap sorulur 1 dakika görevinde bekletilmez...
Bina dikmek, kaldırım yapmak, yollar sermek vatandaştan toplanan paralar ile ihale edilen 10 dakikalık sıradan rutin ve basit işlerdir...
