Mahalli idareler seçiminin boyu kısaldıkça heyecan artıyor, çarşı pazar dedikoduları alevleniyor.. Eski seçimlere nazaran seçim sinerjisinin halka geçmediği aşikar. Adayların şaşaalı seçim çalışmaları yürütmemesi bunun en bariz sebebi. Dipten sessiz sedasız yürütülen çalışmalar var. Herkes de aynı merak, aynı soru hakim acaba kim kazanacak? Bu suale bugünden cevap aramak söz konusu olsa da sonucu kestirmek zor.
Çünkü; bu seçim diğer seçimlerden çok farklı. Önceki seçimlerde ulusal gündem yerel gündemi etkiliyor, liderlerin söylemleri, politikaları halk üzerinde belirleyici rol alıyordu. ERDOĞAN merkezli çıkışlar sandığa direk yansıyordu.
Elazığ gibi muhafazakar seçmen profiline sahip şehirlerde geçmişte Sn BAHÇELİ çok kabul görmüyor saha tamamen Ak Parti'ye kalıyordu. Bugün beliren tablo bu manada çok değişti. Artık Sayın BAHÇELİ antipatik olmaktan ziyade ülkenin selameti, devletin bekası noktasında Sayın ERDOĞAN'a vermiş olduğu destekten dolayı Ak Partili seçmen üzerinde sempatik bir hal almış durumda. Hiç duyamayacağınız ağızlardan '' helal olsun sana BAHÇELİ '' sözlerini duymak pek mümkün..
Bu da Ak Partiyi zora sokacak gibi görünüyor. MHP bunu halka doğru anlatabilir, bu algıyı bilinç altına yerleştirecek olursa işin rengi çok değişecek. MHP şunu da unutmamalı; seçimi kendilerine kazandıracak kitle MHP seçmeninden ziyade Ak Parti kitlesidir. Kendi seçmenlerinin oy potansiyeli bu seçimi domine etmeye yetmiyor.
Bu vesile ile söylemler çok önem arz ediyor. Orta yol seçmeninde rahatsızlık yaratacak davranış ve söylemlerden kaçınmaları gerekiyor. Hilalkent'te kullandıkları jargonu Ulukent'te kullanacak olurlarsa siyasetin girdabında alabora olurlar. Ak Parti'nin kan kaybettiği, tepkili bir kitle oluştuğu, seçmenin arayış içinde olduğu gün gibi ortada.
EYT,( Emeklilikte Yaşa Takılanlar ) Rahip Brunson, zamlar, yerel yönetimlerde yaşanan nahoş durumlar insanları sandıkta tepkisel yaklaşmaya itiyor. Şayet bu konularda halk ikna edilemezse sessiz yığınların şefkat tokadı AK Parti'nin ensesine inecek gibi görünüyor. Bunlar parti merkezli dengeler ekstra aday profilleri ve oy yüzdelerini ekleyip konuşacak olursak şunları söyleyebiliriz; Sayın ŞERİFOĞULLARI partisinden dolayı yarışa bir adım önde başladı. 106 BİNLİK pasta dilimi kendisine sunulmuş durumda.
Her ne olursa olsun halkın ERDOĞAN sevgisi hala diri duruyor. 16 yılın kredisi azalsa da önemli bir kitle üzerinde canlılığını koruyor. Bu kitleyi koruyacak olması kendisine hali ile zafer getirecektir. Zira buradan kopuşlar sonucu direk etkileyecek. Kafaların çok karışık olduğunu söylemek mümkün. Bunun bir yerel seçim olduğunu, ülkenin bekasını ilgilendirmediğini, Elazığ'ın kaderini ilgilendirdiğini biliyor ve konuşuyorlar.
'' Artık yeter '' söylemi senfoniye dönüştü. O nedenle ikna kolay olmayacak, maharet ve söylemler etkili olacak. Yine projeleri ve aday performansını kriter alan oyunu ona göre verecek insanlar az değil. ŞERİFOĞULLARI bu noktada ne derece etkili olacak bekleyip göreceğiz. Kopuşlar sadece tepkili kitleden gelmiyor.
İYİ Parti adayı Sayın ŞEKERDAĞ'ın da kökeni itibari ile Ak Parti tabanından oy alacağını ifade edebiliriz. Benim gözlemim ŞEKERDAĞ'ın yıllardır ticaret erbabı oluşu, ETSO gibi çok önemli bir STK ya başkanlık yapışı, Palulu oluşu kendi adına pozitif yansıyacak. Seçimi kazanmaya yeterli mi? Çok zor..
Öyle zannediyorum ki MHP'nin İYİ partiye kayan oy oranı AK Partiden kayan oy ile dengelenecek. İYİ Parti, MHP'ye tehlike unsuru olmaktan kısmen çıkacak. Sayın Bilal ÇOBAN'a gelecek olursak; sahayı en iyi bilen, halka en fazla temas eden aday. Bu yönleri birçok dezavantajı avantaja dönüştürüyor. Geriden gelişini tölare ediyor. Şayet 9 yıllık verdiği mücadeleyi halka anlatabilir, projelerini toplumun geneline yayarsa eli çok güçlenecek. Söylemleri kararsız kitle üzerinde çok belirleyici olacak.
Çünkü; insanlar endişe duyuyor. Halkın alıştığı iyi veya kötü 25 yıllık kemik bir yapı var. O nedenle kafalarda tedirginlik yaratan istifhamların giderilmesi lazım. Lakin kararsız ve tepkili kitlenin alternatif limanı olmayı başardı dersek yanlış olmaz. Makası daraltmaya müsait bir zemin oluşmuş durumda gerisi kendi yeteneklerine kalmış.. İYİ Partiye gelecek olursak; CHP ile olan ittifak söylemleri muğlaklığını korusa da birleşilmesi durumunda 3 kutuplu bir seçim olacağının sinyallerini veriyor.
Sayın Gürsel EROL faktörü devreye girecek olursa sağ seçmenden bile kayışları getirebilir. Sn ŞEKERDAĞ'ın nasıl bir kampanya yürüteceği, seçimi hangi söylemler üzerine oturtacağı sahanın nabzını etkileyecek. Her ne kadar genel seçimlerde MHP'den almış olduğu oyu çantada keklik görse de bana göre bu zor olacak.
Nedeni ise; İYİ parti seçmeni Sayın ÇOBAN ile doku uyuşukluğu içinde. AK Partiye tepkili seçmen, AK Parti kazanmasın düşüncesi ile hareket ederse ki bu çok mümkün, bu yaklaşım MHP'ye avantaj İYİ Partiye dezavantaj getirir. HDP seçmeninin de oyunun nereye kayacağı çok önemli ve dengelere etki edecek. Azımsanamayacak kadar oy kitlesi var. 20 BİN oydan bahsediyoruz. Ya kendi adaylarında kalacak ya da dağılım gösterecek. Şunu net ifade edebilirim MHP'ye kaymayacağı kesin. SAADET Partisi de gözardı edilmemeli.
Seçim başa baş gidecek gibi göründüğü için her oy önem teşkil ediyor. Bu yapının da AK Partiden oy alabileceği kanaatindeyim. Tabanlarında bir geçirgenlik yok denilse de bana kalırsa var. Büyük Birlik Partisi de seçime son anda sürprizle girerek dengelerde ciddi değişiklikler oluşturabilir.
Oy oranı az görünebilir ama kader oylarına etki edebilir. Son olarak seçimin sonucuna sirayet edecek en önemli etkenlerden biri de Belediye meclis listesidir. Bu seçim daha bir önem kazandı. Rekabetin üst düzey oluşu listeyi konuşulur hale getirdi. Bence adayların alacağı oya % 5 - 10 arasında katkı sağlayacak. Bu da kader oyu demek..
Ez cümle; Ortada giden bir seçim var, çok çalışanın, seçmene en çok dokunanın kazanacağı bir seçim olacak. Yazılacak çok şey var lakin uzatıp sizi yormak istemiyorum başka bir yazımda yazılmayanlardan devam ederiz..