Sözlük anlamı olarak çocuk; küçük yaştaki oğlan ya da kız olarak tanımlanır. Küçük deyip geçmeyin, çocuklardan öğrenecek çok derin konular var.
Kaç yaşına gelirsek gelelim, hangi konumda olursak olalım; bir çocuğun davranışı bizi düşünmeye sevk edebilir.
Örneğin; çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi kin duygusu yoktur. Arkadaşıyla ciddi anlamda kavga eden bir çocuk aradan 15 20 dakika zaman geçtiğinde (bu süre bazen daha kısa da olabilir.) tartıştığı konuyu unutup arkadaşıyla oyun oynamaya devam eder. Buradaki davranıştan yola çıkarak çocukların o an için ne kadar hiddetli olursa olsun; yaşadığı durumu unutup hayata kaldığı yerden devam etme eğilimini görmekteyiz.
Çocuk anda kalır ve o anın gerektirdiği nüktelerle süsler kendini. Özellikle küçük çocuklar zihinlerini, dikkat ve enerjilerini o an üzerine yoğunlaştırırlar. Bu sebeple onları geçmişte yaşadığı bir andan koparıp ana ulaştırmak yetişkinlere göre daha kolaydır. Doğuştan gelen harika bir yaşam becerisi anda kalmak.
Çocukların harika bir yaratıcılığı ve hayal gücü vardır. Zamanla çeşitli sebeplerden dolayı bu hayal gücü baltalanır, işlevini yitirir. Küçük bir çocuk sizden bağımsız olarak nesneleri farklı renklerle ve farklı özelliklerle nitelendirebilir.
Çocuğun hayal dünyasına göre bir insan uçabilir, bir karınca konuşabilir, uzaya kolayca yolculuk yapılabilir.
Çocuklar bazen çok fazla soru sorabilirler. Bu sorular bazen anlamlı bazen de anlamsız gelebilir biz yetişkinlere. Her ne olursa olsun çocukların sorduğu sorular onun anlam arayışı ve merak duygusu içinde olduğunun göstergesidir. Şimdiki çocuklar soru sorma konusunda daha yürekliler. Eskiden sorduğum soruya arkadaşlarım güler mi kaygısı güden çocukların yerini artık kendini daha rahat ifade edebilen soru sormaktan çekinmeyen çocuklar aldı. Soru sormak merak ve araştırma duygusunu perçinlediği için yeni öğrenmelerin de kapısını açacaktır.
Çocuklar her ne olursa olsun oyun oynama ve hayatın tadını çıkarma eğilimindedir. Mutlu olma formülünü küçük yaştaki çocuklara bakınca görebiliyoruz. Sıkıntılarla ve zorluklarla karşılaşan çocuklar bile o sıkıntılardan kurtulup gerçek bir özgürlük ve mutluluk deneyimi yaşayabiliyor.
Tüm bu yazdığım özelliklere bakacak olursak çocuk ruhumuzun zamanla nasıl değiştiğini ve bizi farklılaştırdığını görmekteyiz.
Çocuğun güler yüzlü hali zamanla asık suratlı, günlük koşturmadan yorulmuş, bezgin bir yetişkin halini alıyor. Karşı konulamayan bir olgu zaman. Her şeyi değiştiriyor. Tıpkı küçük bir çocuğu zamanla değiştirdiği ve farklılaştırdığı gibi.
Her ne olursa olsun çocuklarla zaman geçirip biz de içimizdeki o çocuğu beslemeli, geleceğin yetişkinlerinden hayata dair dersler çıkarmalıyız.
Bir öğretmen olarak çocuklardan her gün farklı bir konuda aydınlandığımı söylemeden geçemeyeceğim.
Paulo Coelho’nun dediği gibi: ‘’Bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır;
1-Nedensiz yere mutlu olmak…
2-Her zaman meşgul olabilecek bir uğraş bulmak…
3-Elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak.”