ELAZIĞ gibiyim artık!
Gülmeyi ‘’HIRHIRİK’’’te,
Coşkuyu ’’HEYKEL’’de ,
Aşkı ‘’SÜRSÜRÜ’’de,
Mutluluğu ‘MORNİK’TE’’ bıraktım.
HARPUT’’ kadar yorgun,
KESRİK’’ kadar yıkık
SALIBABA’’ gibi belalı
HÜSENİK’’ kadar vedalara alışık,
GAZİ CADDESİ’’ kadar boş kalabalıklardayım şimdi.
Her şeye rağmen yıkılmadım ’’İZZET PAŞA’’ gibi dimdik ayaktayım desem de inanmayın siz bana.
YIĞINKİ’’ kadar berrak,
ARAP BABA’’ gibi inançlı.
ANKUZU BABA’’ gibi dertli,
'FET AHMET BABA gibi yorgun ve bitkinim ben!
Elazığ gibiyim artık!
MASTAR’’dağı gibi yüce gözüksem ve uzaktan bakınca ışıl ışıl parlasam da yaşadığım sevdaları kalbimde ama insanlığı çok eskilerde bıraktım.
Elazığ gibiyim artık!
Bir yanım yıkık dökük, bir yanım acı ve kederde…
Ne olacak sonu?
Bence 20 senede toparlanmaz bu şehir, harman makinası gibi savuranlar sayesinde.
Kimle neyi savuruyor hacı abiiii?
Görmüyor musunuz kardeşim,
Kapısının önünde fergusonu olmadığı halde savurmayı iyi yaptığı için kendini bay sizleri zay edenleri?
Eminim ki görüyorsunuzdur.
Ama korku imparatorluğu hâkim olduğu için ülkede susuyorsunuz.
Daha doğrusunu susturuluyorsunuz.
Yapmayın böyle. Azda olsa doğrulunda bu şehrin daha çok erimesine göz yummayın.
Yoksa bunun vebali ağır olacak kıymetli hemşerilerim.
Bizlerin ömrü heba oldu yazın tozu kışın çamuru bitmeyen bu şehirde, bari çocuklarımız rahat etsinler diyor saygı ve sevgilerimi sunuyorum.