Ekonomik buhran gençlerimizi depresyona iten sebeplerden ilkidir. Bunun yanında ilgisizlikte büyük bir etkendir, gençlerimize değer vermemekte.
Unuttum sanmayın kıymetli Elazığlılar. İşsizlikte bu şehrin gençlerini bunalıma sokuyor, gözlerinin içine baka baka haklarının yenildiğine şahit oldukları atamalarda.
Bir yanda çok güzel KPSS puanı alan genci düşünün öte yanda alkış çalmış diye bilgisiz, etkisiz ve gereksiz bir torpilli!...
Siz olsanız buna göz yumarsınız. Benimde başıma gelse bırak ulan Halis, rızkı veren Allah’tır. Ne bunlara mihnet edip başkasının hakkını yiyeceksin, git hamallık et ama bundan uzak dur diyerek kendi işimi kurmaya bakardım.
Ama gençler yapamıyorlar. Çünkü onlar zora alışmadılar. Zorla karşılaşmayan binlerce genç var bu ilde. Bunun sorumlusu da babalarıdır. El bebek gül bebek yetiştirdikleri çocuklar dara düşünce arkalarında bir el ve sırtlarını yaslayacak dağ arıyorlar.
Bulamayınca da bunalıyorlar…
Düzensiz ve aşırı derecede dışardan göç almamız da şehrimizde yaşadığımız olumsuzlukların ilk nedenlerindendir bozulan Türk aile yapısı da!
Babasının yanında çocuğunu kucağına almayan çocuklardan babasının yanında sevgilisini öpen çocuklar peyda olmamalıydı.
Ama zil takıp ekranlarda bunları gençlere çok güzel öğretenler oldu Buda gençlerimizi uçuruma sürüklemeye devam ediyor.
Kamusal ve toplumsal adalete olan güvenin bitmesi ve buna bağlı olarak herkesin kendi hakkını kendisi araması ve bundan dolayı herkesin amaç ne olursa olsun giden yolda her yol mübahtır, anlayışını benimsemesi de sorunlar arasındadır.
Maneviyatı hiçe sayanlar gençlerimizi Maddeye alıştırdılar.
Buda büyük sorunlardandır ve Bedenlerin yitik beyinlerin boş olmasını sağlayarak gençlerimizin geleceğimi yok etmiştir.
Soruyorum sizlere:
Kahrolmuş bedenler, mahvolmuş benlikler, yok olmaya yüz
tutmuş ruhlar nasıl tedavi edilir?
Kaçarak, gerçekleri görmeyerek, gönülleri kitleyerek, ruhlarına tuz serperek gençlerimizi bu hale bizler getirmedik mi?
Onlara kol kanat germek varken bizlere bunu yapmak farz iken bizler bu konuda neler yaptık?
Neden gençlerimizin ellerinden tutmak yerine onları fuhuş bataklığına iterek günü kurtarmaya baktık?
Geçelim uyuşturucu trafiğine.
Ülkemizin gençlerini uyuşturarak köleleştirenler ölmesin sürünsünler diyeceğim. Demesen olmaz mı? Demesem çatlarım canlar.
Uyuşturucu satarak ve uyuşturucuya göz yumarak insanları yok eden babamda olsa Allah belasını versin. Yatacak toprağı da olmasın inşallah. Bu sorunda gençlerimiz için büyük bir tehlikedir ve hergeçen gün daha da çoğalmaktadır. El atılması gerekir ve bu trafik içerisinde kimler yer alıyorsa icaplarına bakılarak bu pislik biran evvel bitirilmelidir.
Özenti, Kariyer, İtibar, Azimsizlik, İrade zayıflığı, Emek vermeden Hazıra konma isteği, Aile baskıları, Başarısızlık ve Kendi başına yaşayamama korkusu, Güvensizlik, Hedefsizlik, Umursamazlık, Benlik ve bencillik egosu, Haram ve Helal ayırmamak, Yanlış anlaşılma endişesi, Tedirginlik, Paylaşımcılıktan uzaklaşma gibi daha birçok sorunları var gençlerimizin.
Cinsel ve dinsel sorunlarını da unutmayalım. Bu sorunu en sona bırakmamdaki neden toplumun bu iki sorunu gündeme getirenlere faklı gözle bakmalarıdır. Ama ben, kimin bana nasıl baktığına bakmadan dile getirdim hep getirmeye de devam edeceğim.
Bu iki konuda da çok büyük eksikliğimiz var beyler.
Ne doğru cinselliği öğreten oldu gençlerimize nede dinimizin emirlerini kimse.
Bizde Kulaktan dolma bilgilerle geldik bugüne, bize neden birşey olmadı demeyin canlar. Bizim zamanımızla şimdiki zaman bir değil.
Bizler duygularımıza esir olmadık. Kader deyip sineye çektik. Ama şimdi öyle bir dünya yok. Gençlere bazı şeyleri güzel gösterip sapkınlaştırdılar. İstek ve arzular yaşanamayınca da geliyor ardından stres. Haliyle başlıyor bir doyumsuzluk. Ve ardından geliyor farklı eğilimler!!!
Dinsellik konusunda da şu sıkıntıları var gençlerin.
Dinini yaşamak isteyen kardeşlerimiz Kuran’dan öğrenmek yerine başlarına bir öğretici ararken kendilerini bir cemaat veya tarikatın pençesinde buluveriyorlar. Buralara düşen gençler de beyinleri yıkanmış bir halde çıkıyorlar karşımıza.
Çünkü bu gibi yerlerde indirilen dinden çok uydurulan din empoze ediliyor. Buna da dikkat etmemiz lazım. Ve kesinlikle gençleri buralardan koparıp gerçek dinimizi öğretmemiz lazımdır.
Kimse kusura bakmasın, terörü yaratanlarda terör kadar suçludurlar benim için.
Gencecik bedenlerin kalem tutması gerekirken silahla tanıştıran herkes, ama herkes alçaktır, namusuzdur, şerefsizdir ve toplumun yüz karasıdır.
Öngörülerim bu yöndedir benim.
Sizlerde bildiklerinizi ilave edip önümüzdeki günlerde yapacağımız girişimlerde bizlere yön verebilirsiniz.
Saygı ve sevgilerimler.
Sakin olun ve bu kardeşinizi birazda olsa dinleyin gençler. Sizlere çıkarsız, menfaatsiz ve gerçekçi eller atmak için bu hafta bir yerden başlayıp hepinize söz hakkı verecek gerçekleri ve bilmediklerimizi sizlerden dinleyim yönümüzü birlikte belirleyeceğiz.
Allah’a emanet olun gençler…