Son birkaç gündür çeşitli basın yayın organlarında yer alan üç yıl önce yapılan orduevi üst geçidi yıkımı ile ilgili haberler göze çarpıyor.
Böyle bir şey olabilir mi ya da madem yıkılıcaktı niye yapıldı gibisinden haklı sorular soruluyor ..v.s.
Elazığ da olan Türkiye de olanın bir iz düşümü sadece. Öncelikle şunu hatırlamakta fayda var; Türkiye de siyasetin finansmanını çoğunluğunu inşaat işi yapan iş insanları, müteahhitler yapar.
Seçimleri kazanan siyasetçi, destek aldığı müteahhitlere kamu ihalelerini açar. Bu durum yıllardır böyle ancak on sekiz yıldır iktidarda olan parti de bu açıkça ve yaygın bir şekilde yapılıyor.
Nereden mi biliyoruz?
Son on altı yılda 186 kez değiştirilen 4734 sayılı kamu ihale yasasından. Yasa ortalama ayda bir defa değiştiriliyor.Yasaya göre mi ihale yapılıyor yoksa ihaleye göre mi yasa yapılıyor ihalenin büyüklüğüne ve ihaleyi alan kişiye göre değişiklik yapılabiliyor.
Minareyi çalan kılıfına uydurur misali.
Kamu ihalelerinde zarar etmek yok.
Kamu ihaleleri, zengini daha da zengin yapan bir mekanizma.
Hazine garantili projeler bunun en güzel örneği. Hasta garantili şehir hastaneleri, geçiş garantili köprüler ve yolcu garantili hava limanları ve daha niceleri.
Kamu ihalelerinin bütçesi halktan alınan vergilerle oluşur. Kaybedeni, zarar edeni halk olur ama işini düzgün yapamayan bunun bedelini ödemez, bedelini ödemek yine halka kalır.
Ordu evi üst geçidini yapan kazanıyor, yıkan yine kazanıyor.
16 trilyon harcanarak yapılan bir kavşak üç yıl sonra lüzumsuz yapıldığı anlaşılıp yıkım kararı veriliyor ve boşa harcanan 16 trilyon.
Ortada bunun sorumlusu yok, bedel ödeyeni yok. Elazığ için on altı trilyon büyük bir kaynak.
Verimli bir şekilde kullanılabilirdi.
Yazık, çok yazık.
Halktan toplanan vergilerle oluşturulan bütçe nerelere harcanıyor,kimlere peşkeş çekiliyor,halk nasıl sömürülüyor ve kimlerin değirmenine su taşınıyor.
Vefatının 29. Yılında rahmetle andığımız büyük şair Ahmet Arifin dizeleriyle bitirelim yazıyı:
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza ve ekmeğimize,
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü
Kalın Sağlıcakla...