Vehbi Coşkun

Elazığspor İçin "Ele Diyiler"?

Vehbi Coşkun

Bir süre zorunlu olarak il dışında bulunmam dolayısıyla lig bitmeden yazılarıma ara verirken, Türkiye Profesyonel Futbol Ligleri’nde olduğu gibi son 2 hafta maçlarının oynanmasıyla birlikte TFF 1. Lig’de de 2016-2017 Sezonu tamamlandı…

Zorlu bir sezonu geride bırakan Elazığspor, tarihinin en ağır borç miktarını eritmeye ve finansal alanda hayatta kalmaya çabalarken, sportîf alanda da uğranılan tarihî cezalara göğüs germenin ve TFF 1. Lig’e tutunmanın zorunlu hedef olarak ortaya çıkmasıyla ayakta kalmaya çalıştı…

Sezon bitti, yapılandırılan ve hayli azalan borç miktarıyla tâbiri caizse okyanusu geçen ve artık dere misâli önündeki engelleri kolayca aşması ve her bakımdan atılım yapması beklenen Elazığspor’da, maalesef yine ekonomik krizle birlikte Başkan Sedat KARATAŞ’ın zorunlu istifa açıklaması neticesinde beklenilmeyen bir yönetim sorunu nüksetti?

Daha önce alınan “olağanüstü kongre kararı” gereği toplanacak genel kurul büyük ihtimâlle çoğunluk sağlanamayacağı için 29 Haziran’a ertelenecek…

***
Aslında tam ve net bir açıklama veya bilgilendirme yapılmadığı ya da yapılamadığı için, bilenin de bilmeyenin de, kulaktan kulağa yayılan fısıltılarla duyuma dayalı bilgilerle öğrendiği, eksik gedik demeden yazıp çizdiği ve konuştuğu bir ortamda her zamanki gibi peşin “hüküm” verenler çoğunlukta! 

Daha evvel kaleme aldığım Eczacı rahmetli Ünal AKBAY’ın bizzat yaşadığı ve bana aktardığı Elazığspor’a dâir bir kıssayı ayrıntısına girmeden hatırlayalım önce… 

Elazığspor’da Genel Kaptanlık görevinde bulunan ve bir süre önce yönetimden ayrılmış olan Eczacı Ünal AKBAY, o günlerde tesisleri olmadığı için bordo-beyazlı takımın sıkça kampa girdiği Elazığ’ın sayılı otellerinden birinde lobideki grupla sohbet hâlindedir…

Gruba sonradan katılan ve Ünal Ağabey’i tanımayan bir şahıs özellikle bir önceki Elazığspor Yönetimi’nin tüyü bitmemiş yetimin hakkını yercesine kulübün gelirini gaspettiğini ifâde edince; “Olur mu öyle şey kardeşim?” diye her zamanki gibi nezâketini bozmadan itirazda bulunur…

Şahıs, kendinden emin; “Siz bilmezsiz onları, hepsi Elazığspor’un sırtından kazandıklarıyla köşeyi döndüler efendi!..” diye ithamını sürdürür…

Başından aşağı kaynar sular dökülmüşçesine sinirlenen Ünal Ağabey, yine de nezâket sınırlarını aşmadan; “Sen beni tanıyor musun arkadaşım?” diye sorar…

“Yok beğim, seni tanimim…” diyen ama soruya da bir anlam veremeyen vatandaşa, çıkışırcasına verir cevabını…

“Ben, senin o köşeyi döndüler dediğin Elazığspor yöneticilerinden biriyim!..”

Şahıs, renkten renge girer ve kekeleyerek cevap verir Ünal Ağabey’e; “Ben demim beğim, ne bilem işte ele deyiler!..”

***
Bugün gelinen noktada, zamanında “testi kırılmadan” eleştiri yapan ve tehlikeye dikkât çeken bizlere ateş püsküren, ama Elazığspor’u uçuruma sürükleyenlere toz kondurmayanlar, ya da mâlum şahısların trolleri, şu günlerde sosyal medyada utanmadan “yerel medya niye sessiz” diye bir de her zaman ne pahasına olursa olsun Elazığspor’un yanında yer almış olan basın mensuplarını suçluyorlar? 

Ne yazık ki medyada sözde yorum yapan ama farkında olmadan aynı dili kullanıp, bu çirkin çabalara âlet olanlar da var!

Şimdi bir önceki yönetimin 4 senelik icraatı sonucu olan biten her şeye sessiz kalanlar, Elazığspor’un her yönden iflasa sürüklenişine ses çıkarmayan hatta göz yumanlar, bugün batan gemiyi kurtarmanın telâşına düşmüş gibi feveran ediyorlar?

Sözüm bir kesime değil, tepeden tabana herkese!..

Kanal 23’ün kulüp tesislerine alınmayışı, o dönem başkan ve yöneticilerine olan şahsî husûmetimizden mi, yoksa Elazığspor’un göz göre göre borç batağına sürüklenişine itiraz edişimizden, eleştirilerimizle bugünleri öngörmemizden mi kaynaklanıyormuş?

Daha öncesinde 2010 Yılı Mayıs kongresinde Elazığspor Kulübü Derneği’nin Tüzüğü’nü değiştirenlere, Yüksek Divan Kurulu oluşumunu engelleyenlere karşı çıktığımızda, kulübü borçlandıranların bütçe fazlası borç miktarından şahsî olarak sorumlu tutulmaları maddesini kaldıranlara itiraz ettiğimizde neredeydiniz, neden sesiniz çıkmıyordu?

Tüzük değişikliğine el kaldıranlar bırakın 2/3 oranını, 1/3 bile değilken şikâyetçi olduğumuzda, Dernekler Masası’na ihbarda bulunduğumuzda neredeydiniz, neden sesiniz çıkmıyordu? 

2009-2010 Sezonu’ndan itibaren bizzat Elazığ Belediyesi Özel Kalemi tarafından yönetilen Elazığspor’un idâresi 2011 Kongresi’nde Asbaşkan’a devredilirken; “Elazığspor’un borcu 9 Trilyon’dan 21 Trilyon’a çıktı!” diyenlere ve el kaldır/indir yöntemiyle ibra edenlere, biz “13 Trilyon nereye gitti?” diye sorduğumuzda neredeydiniz, neden sesiniz çıkmıyordu?

Elazığspor’a Asbaşkan, 2. Başkan ya da çeşitli kademelerde yönetici olarak hizmet etmiş, para vermiş mesai tüketmiş 90 tane kongre üyesini “çoğunluk elimde olsun” mantığıyla defterden silen, ama tüzük değişikliğinden istifade ederek arkadaşlarını da bir gecede üye kaydedenlere mani olmaya çalışırken biz, neredeydiniz, niçin sesiniz çıkmıyordu? 

3 Yılda mûcize kabilinden bir kümede kalma, 2 şampiyonluk elde eden oturmuş ve uyumlu kadro bir çırpıda dağıtıldığında ve Bülent UYGUN’a teslim olunarak futbol dışındaki müşterek plânlarla Bordo-Beyazlı Kulübün uçuruma sürüklenmesi pahasına yanlış icraatlar başlatıldığında biz kötü olma pahasına eleştiriler yaptığımızda neredeydiniz, neden sesiniz çıkmıyordu?

“Hâkim hisse Elazığspor Kulübü Derneği’nin olmazsa şirketleşme felâket olur” dediğimizde, kulüp tesislerinin sözde “Elazığspor’a kalıcı gelir getirecek”

söylemiyle şahsî hâkim hisseli şirkete devri için çaba harcayanlara, bu amaçla il genel meclisine baskı yapanlara karşı çıktığımızda neredeydiniz, neden sesiniz çıkmıyordu?

Elazığspor Tesisleri müştemilâtı ve arsasıyla bugün 7-8 adet otobüs hattı misâli birilerine devredilmediyse ve Elazığspor Kulübü Derneği’nin intifa hakkı hâlâ devam ediyorsa, birilerinin çıkarına hizmet etmediği için bu memleketten alel acele gönderilen Elazığ Valisi Sayın Ömer Faruk KOÇAK sayesindedir. Allah O’ndan razı olsun, bu gerçeği bildiği hâlde susan ve bugün sahne alanlar o zaman neredeydiniz, neden sesiniz çıkmıyordu?

Süper Lig’de “süper” gelirlerle çarkı çevirmek dururken Akhisar örneğini gösterdiğimizde “onlar kasaba takımı” diyen, Elazığspor’u gereksiz “transfer tiryakiliği” sonucu Süper Lig’den düşüren, oyuncusuna ve teknik heyetine ödeme yapmayan, tek taraflı fesihlerle FİFA’da sayısız dosyalar oluşturanlara biz 4 yılda 120 transfer yapmanın sırrının ne olduğunu sorarken neredeydiniz, neden sesiniz çıkmıyordu? 

Bir önceki dönemin belediyesinden her desteği gördükten sonra hem Elazığspor Başkanlığını sürdüren, hem de milletvekili adayı olup siyasetini yürüten; milletvekileri, milletvekili adayları, il teşkilatı dâhil neredeyse Elazığ’daki tüm iktidar partisi mensuplarına yemek veren, aşka gelip coşan, seçmenden de 400 milletvekili isteyenlere karşı çıkıp, Elazığspor partiler üstüdür politikaya âlet etmeyin dediğimizde neredeydiniz, neden sesiniz çıkmıyordu?

***
Şimdi, bugünkü ortama nasıl sürüklendi Elazığspor ve neler oluyor bugün bakalım?

Elazığ Belediye Başkanı Mücahit YANILMAZ’ın Elazığspor Süper Lig’deyken Bursasporla deplasmanda oynanacak bir maç öncesinde; “Yönetim bırakırsa biz sahip çıkarız ve Elazığspor’u da Süper Lig’de tutarız!” ifâdesi yukarıda aktardığım tüm bilgiler ve yaşananlar gibi arşivde mevcuttur, isteyen herkese de tarihiyle sunmaya hazırım…

Kabul görmeyen bu teklifin ardından, Süper Lig’den düşen Elazığspor’a yardım talebi ve suçlamalara karşılık; “Elazığspor’da bir yönetim var oldukça bizim müdâhil olmamız söz konusu olamaz, yönetim bırakırsa da Elazığspor sahipsiz kalmaz!” söylemini mütemadiyen tekrarlayan Elazığ Belediye Başkanı Sayın YANILMAZ, bu sözünü tuttu ve neticede 2016 Mayıs ayında gerçekleştirilen kongre sonucu Elazığspor kapısına kilit vurularak kapatılmaktan kurtuldu!..

***
Bugün, futbolu hâlâ “22 kişinin bir topun peşinden koştuğu bir spor dalı” olarak görenler, kusura bakmasınlar ama günümüz toplumuna önderlik edemezler!

Başakşehir’e dönüşen İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Osmanlıspor’a dönüşen Ankara Büyükşehir Belediyespor, Gazi Şehir Gaziantep FK’ya dönüşen Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, Yeni Malatyaspor’a dönüşen Malatya Belediyespor ve nihâyet TFF 1. Lig’e yükselen Erzurum Büyükşehir Belediyespor dün Belediye imkânlarıyla ayakta duruyorlardı, bugün aynı kaynaklarla besleniyorlar…

Daha sayfalarca örnekler verebileceğimiz benzeri kulüpler bugün iktidar partisine mensup belediyelerce finanse ediliyorlar, iktidarın spora, özellikle de futbola desteği ve bakış açısı da belli…

Yeni değil ki geçmişte; Şükrü KACAR, H. Behçet SUSMAZ, Hamza YANILMAZ, Süleyman SELMANOĞLU’nun Başkanlıkları döneminde Elazığ Belediyesi’nin Elazığspor’u sahiplenişi de belli…

Belediyelerin “dolaylı” olarak kullanılan imkânları ve kaynakları da belli!.. 

Şimdi Elazığspor’u sahiplenen Elazığ Belediyesi için birkaç müteahhit şikâyetçi olmuş, bu durum da iktidar partisine zarar veriyormuş? 

Elazığ’da kaç gündür koparılan fırtına da, fırtınaya sebep de buymuş?

Kim mi söylüyor?

Ne demişti vatandaş Ünal Ağabey’e; “Ben demim beğim, ne bilem işte ele deyiler!..”

***
Ben de diyorum ki Sedat KARATAŞ Başkanlığı’ndaki Elazığ Belediyesi destekli yönetime teşekkür etmek, destek olunamıyor ve ilâve kaynak sağlanamıyorsa da geçmişten bugüne süregelen ülke genelinden de örnekler verdiğimiz genel işleyişe engel olmamak gerek!..

Dedikodulara kanıp, “ele deyiler” anlayışından vazgeçelim…

Unutmayın ki kimse “Elazığspor kapansın!” demese bile, kaynak bulmak ve yaşatmak dururken, var olan imkânları kurutmak da bu şartlarda Elazığspor’un kapanmasına sebep olacak ve hâfızalara kazınacak bir büyük “vebâl” olarak hatırlanacaktır!

Yorumlar 1

Yazarın Diğer Yazıları