Sezon başında; Beyaz Gruba oranla “zayıf” diye nitelendirilen 2. Lig Kırmızı Grup’ta Elazığspor’un Şampiyon olacağını söyleyenler vardı…
“En azından Play-Off oynarız!” diyenler, daha mütevâzı düşünüyorlardı şampiyonluğu garanti görenlere göre (!)
Bir yıl önce “deprem mağduru” olarak TFF’ye yaptığı başvuruyla ligden çekilen bordo-beyazlı takımın transfer yasağını hesaba katmadan, oyuncu kadrosunun yetersizliğini ve alternatifsizliğini düşünmeden grup ve fikstür değerlendirmesi yapanlar, lig başlayınca alınan sonuçlarla anladılar yanıldıklarını?..
Birkaç şehir takımı dışında semt ve ilçe temsilcilerinden oluşan, ismini telâffuz etmekte bile zorlandığımız sponsorları ya da mensubu oldukları belediyelerin isimleriyle anılan takımların toplandığı 2. Lig’de, kim derdi ki küme düşmeme mücâdelesi verecek “marka” olarak nitelendirilen Elazığspor?
Yarım asrı aşkın geçmişiyle köklü bir kulüp de olsa; nihâyetinde mevcut oyuncu kadrosu, teknik heyeti ve yönetiminin sâhip olduğu güç, yetenek ve beceri sonucunda o sezon için sergilenen takım performansı ve sportîf başarıyla değerlendiriliyor kulüpler!
***
Deprem mağduriyeti gerekçesiyle ligden çekildiği dönemde tecrübeli Teknik Direktör Levent ERİŞ’in önderliğinde sözde “gelişim” antrenmanları yapan Elazığspor’un kadro yetersizliği ve alternatifsizliği; “Altınordu Modeli’ni uygulayacağız!..” diye gerçekçi olmayan popülist bir yaklaşımla örtbas edilmişti?..
Sezon başlarken transfer yasağının kaldırılamayacağı / tahtanın açılamayacağı, bizzât Selçuk ÖZTÜRK tarafından yapılan açıklamayla; milletvekilleri, vali ve belediye başkanının katıldıkları toplantıda alınan ortak bir karar olarak duyuruldu kamuoyuna!..
Ardından, başlayan ligde alınan kötü sonuçlar, “nasıl olsa bu takım düşmez!” anlayışıyla hiç önemsenmedi ilk yarı sonuna kadar…
Bu arada teknik adam değişiklikleri de kötü gidişâta engel olamazken, kamuoyundaki beklentilere karşın başkanın; “Ben tahtayı açarım ama, istiyorum ki tek başıma kahraman olmayayım, katkıda bulunsunlar, onlar kahraman olsunlar!..” açıklamasıyla ilin ileri gelenlerine yollanan mesaj sonuç vermedi ve ara transfer dönemi sona erdi!
***
Transfer yasağının kaldırılamayışı / tahtanın açılamayışı kamuoyunda morâlleri bozarken, bu kez “Transferi açsak Play-Off oynardık, önemi yok açamadık ama, nasıl olsa bu takım düşmez!..” yaklaşımı, karşı karşıya kalınan tehlikenin farkında olunmadığının göstergesiydi âdeta!
Yetersiz ve alternatifsiz olan oyuncu kadrosunu güçlendirmek bir yana, bir de futbolcu alacaklarında dengelerin gözetilmemesi neticesinde ödemeleri yapılamayan biri kaleci 5 oyuncu; “Ben istemezsem bir yere gitmezler!” diyen başkanın teminat sayılacak ifâdelerine rağmen elden kaçırıldı ve Elazığspor’da son iki yılda belirgin şekilde kendini belli eden “futbolcuya dayalı düzen” herkesemuhtaç olunacak düzeye çıktı!
***
Elazığspor, ligin 2. Yarısı öncesinde sondan 3. Sıra’da olsa da Bayburt Öİ’nin 4 puan önünde, 1922 Konya, GMG Kastamonu ve Mamak’ın 1’er puan, Pendik’in 2 puan gerisindeydi ve tüm yetersizliğe rağmen bu takımlara üstünlük sağlayabilecek güçteydi…
Ancak, takviye transfer yapamadığı hâlde, 11’de oynayan 5 futbolcusunu kaybeden ve sâhip olduğu gücü de yitiren Elazığspor’da, istifa çağrılarının muhâtabı Başkan Selçuk ÖZTÜRK’ün, “ligde kalma reçetesi” olarak nitelenen bordo-beyazlı takımın “Yol haritası” diye sunduğu çözüm, Ankara’da; milletvekilleri, vali, belediye başkanının katıldığı bir toplantıda kabûl gördü; “Başkan ÖZTÜRK’e tam destek!” başlıklı bir haber olarak medyaya servis edildi!..
Sezonun bitimine 14 maç kala kamuoyuna yapılan açıklamada; “Sezon sonuna kadar Elazığspor’un futbolcu ailesine yapılacak olan ödemelerin yanı sıra prim ödemeleri için de Başkan Selçuk ÖZTÜRK’e tam destek verilmesi kararlaştırıldı” deniyordu?..
***
Bu sezon görev yapan 4. Teknik Direktör olan Cafer AYDIN idâresinde, İl Protokolü’nden “tam destek” almış olan Selçuk ÖZTÜRK’ün belirlediği “Yol haritası” doğrultusunda yol alan, ama arzulanan sonuçları bir türlü alamayan Elazığspor, bir de yarım düzine goller yediği Sakarya ve Karacabey Belediye Maçları’yla morâlleri bozarken, her geçen hafta ligde kalma umutlarını biraz daha tüketti!..
Şu bir gerçek ki Karabük, Mamak, GMG Kastamonu gibi zayıf rakipler olmasa bugün “matematiksel” olarak çoktan 3. Lig’e düşmüş olacaktı Elazığspor?..
Ancak, Pazarspor deplasmanından alınan 3 puan ve Teknik Direktör Cafer AYDIN’ın yanlışlarına rağmen Bodrumspor’u Cengizhan’ın son dakika golüyle yenmeyi başaran bordo -beyazlı takım, özellikle GMG Kastamonuspor’un aldığı kötü sonuçlar ve puan kayıpları sâyesinde matematiksel şansını ve kümede kalma umudunu son 3 haftaya kadar taşımış oldu!..
***
“Elazığspor ligde kalır mı?” sorularına tüm olumsuzlukları düşünerek cevap vermek gerek…
Dünkü maçta küme düşmüş olan Mamak FK’yı 7-1 mağlup eden Elazığspor’u izlerken, Karabük’e yenildiğimiz müsabakada yitirdiğimiz 3 puanın acısını duyduk haftalar sonra!
Tabii elde edilen bu farklı galibiyet, bordo- beyazlı takımın gücünden değil, rakibin “ununu elemiş, eleğini asmış” bir takım oluşundan kaynaklandı!
Şu maçta bile sahaya çıkardığı 11’le, yaptığı değişikliklerle yoğun eleştirileri hakkeden Cafer AYDIN, Elazığspor’u çorbaya çeviren türlü oyuncu tercihleri ve bırakın gençleri, tecrübeli oyuncuların bile özgüvenlerini yitirmelerine sebep olan kenar yönetimiyle, bordo -beyazlı takımın rakibi gibiydi?
Kaleci Ahmet’in ara dönemde serbest kalarak Sivas Belediye’ye transfer oluşu, genç kaleciler Okan ile Ali KARATAŞ’ın şans bulmalarına rağmen, takıma kazandırılmaları yerine aksine ayrılmaları, son 3 maçta kaleyi devralan İbrahim’in deneyimsizliği ve heyecânı Elazığspor için büyük handikap?
Cengizhan’ın kadro dışı bırakılması bir maç sonra affedilmesi, Yiğitcan’ın sakatlığı, Muhammed ILDIZ’ın bir maç var, bir maç yok oluşuyla istikrarsızlığı, oyuncuların forma dağıtımındaki adaletsizlik dolayısıyla mutsuz oluşları, Elazığspor’un 2020-2021 Sezonu’nun bitimine 2 hafta kala en büyük dezavantajları!..
***
Açık ve net söylemek gerekirse yetersiz, alternatifsiz ve deneyimsiz oyuncu kadrosuyla tarihinin belki de en zayıf takımına sâhip olan bu Elazığspor’un, Pendikspor’u deplasmanda, Sivas Belediyespor’u evinde yenmeye gücü yetmez!..
GMG Kastamonuspor’un da bizim şu durumumuzdan pek farkı yok?
Ancak, daha önce Lider Eyüp’ten deplasmanda puan alabilen GMG Kastamonuspor, deplasmanda oynayacağı Pazarspor Maçı’nı kazanırsa ligde kalmayı garantileyecek!
Olmazsa, deplasmanda oynayacağı Pazarspor ile evinde oynayacağı Sakaryaspor Maçları’ndan 1’er puan yâni toplam 2 puan çıkardığı taktirde; Elazığspor son 2 maçını kazansa bile rakip takım 2’li averajla Lig’de kalacak, biz düşen takım olacağız?
***
Pekâlâ, ne olur bu durumda 3. Lig’e düşer miyiz, 2. Lig’de kalır mıyız?
Gücümüz ve ihtimâller ortada…
Hani, nerede Başkan Selçuk ÖZTÜRK’ün, “Elazığspor’un Yol Haritası” diye sunduğu, milletvekilleri, vali ve belediye başkanının da “tam destek” verdikleri “ligde kalma reçetesi”?