Vehbi Coşkun

Elazığspor ve İki Çekince?

Vehbi Coşkun

Tatil öncesinde Elazığspor Yönetimi’nin teknik direktör tercihini yorumlamış, Mehmet ALTIPARMAK’a olumlu bakışımın gerekçelerini ve duyduğum güveni belirtmiştim...
“Elbette o başarılı olursa, Elazığspor başarılı olacak” derken; yeni sezondan umutlu olduğumu ifâde etmiş, ancak; iki konuda çekincemi dile getirmeyi de ihmâl etmemiştim!
Bugün de geçerli olan iki çekincemi tekrarlıyorum...
Önce yönetimin elini zayıflatanların sebep olduğu “maddi” sıkıntılar nasıl aşılacak, sonra da transferlerle oluşacak yeni kadro “uyum” sorununu ne zaman atlatacak, özellikle bu iki hususu merâk ediyorum?
***
Elazığspor maddi-mânevi “destek” ararken, hiç yoktan ortaya çıkan fuzûli krizle eli kolu bağlanan yönetimin çâresizliği, geçen sezon oluşturulan oyuncu kadrosundan çeşitli kayıplara yol açtığı gibi mevcut yönetimin revize edilerek güçlendirilmesine de engel olunca, yeni sezon plânlaması da alt üst oldu böylece!..
Bereket versin ki “Elazığspor’u kurda kuşa yem etmeyiz” felsefesiyle doğru bir strateji izleyen Sedat KARATAŞ ile birkaç arkadaşı, kamuoyunun çok büyük bir bölümünün sahiplenmesiyle birlikte kongre salonlarındaki el kaldır el indir yönteminden çok farklı bir biçimde aleni olarak güvenoyu aldı toplumdan âdeta...
İşte bu olumsuz şartlarda alternatîf tüm yönetim arayışlarının boşa çıkmasıyla birlikte göreve devam eden yönetimin kararlılığı, 50 Yıllık geçmişe sâhip bir çınarın “fetret” devri yaşamasına engel oldu!..
***
Teknik direktör tercihi, öncesinde ve devamında yapılan takviye transferlerle oluşturulan oyuncu kadrosu, Erzurum’da gerçekleştirilen sezon öncesi hazırlık çalışmaları ve bugün gelinen seviye, Elazığspor’un duygusal olmaktan ziyâde “akılcı” ve “realist” tutumuna işârettir...
Bordo-beyazlı takımı değerlendirirken Haziran’dan Temmuz’a geçiş sürecini unutursak, gerçekten haksızlık etmiş oluruz...
Bu kadar hengâme arasında yarım asırlık çınar Elazığspor’un 50. Kuruluş Yılı’nı unutmayan ve 1967’de sahaya çıktığı ilk gün de göğsünde taşıdığı 3 mumla bordo-beyazlı formayı giyen futbolcularından bu güne varıncaya dek armayı taşıyan efsane isimlere büyük vefâ gösteren yönetimi, eksiklerine aldırmadan gönülden alkışlamak gerek...
Umuyoruz ki gelecekte kuruluş tarihi doğru belirlenmiş, hizmeti geçen fedakâr yöneticileri de dâvet edilmiş, sinevizyonla 50 yıllık geçmişi özetlenmiş, eksikleri ve aksaklıkları giderilmiş ve geleneksel hâle getirilmiş nice yıldönümleri yaşarız... 
***
Biliyoruz ki Elazığspor Yönetimi her ne yaparsa yapsın “sportîf başarı” sağlanamadığı taktirde bugün cılız olduğu için yankılanmayan çatlak sesler her geçen gün artarak yükselecektir...
Geçmişte Elazığspor’u Süper Lig’den düşürdüğü yetmezmiş gibi üstüne üstlük tarihinin en ağır borç batağına sürükleyenlere ses çıkarmayanlar, doğal eleştiri hakları bir yana “karalama” kampanyasına girişecektir! 
Hazırlık döneminde “ölçü” alınması yanlış olsa bile 5 maçta elde edilen 1 mağlubiyete bakıp karamsar tavırlar takınanlara skorun “ölçü” olamayacağını, ancak ortaya konan futbolun belli veriler dikkâte alınarak pekâlâ “ölçü” olabileceğini hatırlatalım!.. 
***
Elazığspor-Erzurumspor Müsabakası’nın sonucunu hiç dikkâte almadan sadece sergilenen futbolu değerlendirecek olursak, gelecek için bize “veri” olabilecek özellikleri şöyle özetleyebiliriz...
Berk’in performansı geçen sezona göre kat kat artmış durumdaysa, bu durum teknik heyetin oyuncusundan bireysel bakımdan azâmi verim aldığının belirgin bir göstergesidir!..
Ama, gerçekçi bir durum tespiti yaparsak; Elazığspor bireysel özelliklerden ziyâde “takım oyunu”na daha yatkın bir görünüm sergiliyor...
Savunma anlayışı, alan daraltma ve pres uygulamasıyla geçen sezona oranla daha kollektif ve gelişmiş düzeyde...
Orta alanda topa sâhip olacak, dolayısıyla oyuna hâkimiyet sağlayacak oyuncu sayısı; Elmar, Murat KAYALI ve özellikle TATOS’la artış gösterirken yine geçen yılla kıyaslanmayacak ölçüde “oyun kurma” vasfına hâiz isimler dikkât çekiyor...
Elmar’ın bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, TATOS ile Murat KAYALI’nın pas trafiğine katkılarıyla birlikte oyunu iki yönlü oynayan bu orta alan, Berk, Tom ve SARPONG’la kanat bindirmelerini hücum aksiyonlarına dönüştürecek, orta alanı çabuk geçen, zamanla da yüksek tempoda mücâdele edebilecek bir Elazığspor izlenimi veriyor...
Alternatifli kadro yine geçen sezona oranla büyük avantaj!..
Ancak, teknik heyetin dillendirdiği gibi tandemin 2’lisine bir stoper, hiç gündeme getirilmese de mutlaka Soner'i zorlayacak bir kaleci ile bir “golcü” takviyesi bu takıma olmazsa olmaz gibi şart!
Hedefi yüksek tutmak iyi de “şampiyon olacağız” söylemi, Elazığspor’u baskı altına sokar? 
Zirâ böylesine pozîtîf görünüme rağmen, bugün de geçerli olan iki çekincemi tekrarlıyorum...
Önce yönetimin elini zayıflatanların sebep olduğu “maddi” sıkıntılar nasıl aşılacak, sonra da transferlerle oluşacak yeni kadro “uyum” sorununu ne zaman atlatacak, özellikle bu iki hususu merâk ediyorum?

Yazarın Diğer Yazıları