Vehbi Coşkun

Elazığspor'da Olan Biten?

Vehbi Coşkun

2016 Mayıs ayında gerçekleştirilen kongre sonucunda; Elazığspor kapısına kilit vurulup da kapatılmaktan son ânda kurtulmuştu...

“Bırakın kapansın!..” diyenler vardı?
“Amatör’e düşsün ki Elazığspor’u borca sokanlar avuçlarını yalasın!..” diye öfkesini dile getirenler de çoğunluktaydı? 
Bir de bu iki savı birleştirip; “Elazığspor’u düşürecekler, yerine de Belediyespor’u çıkaracaklar!..” diye senaryo yazanlar vardı?..
Bir yıl sonra; 100 Milyon’u aşkın borca, 2 dönem transfer yasağına, yetmezmiş gibi bir de yarısı sonradan iâde edilen 12 puan silme cezasına rağmen, tüm engelleri aştı Sedat KARATAŞ Başkanlığı’ndaki mevcut yönetim…
FİFA Dosyaları yapılandırıldı, silinen 12 puanın 6’sı uzun uğraşılar sonunda geri alındı, transfer yasağı kaldırıldı, borç 39 Milyon tl’ye indirilirken, birçok hususta ülke çapında ilklere imza atıldı, hepsinden daha önemlisi de kurumsal alanda bozulan îmaj düzeltildi ve kaybedilen îtibar yeniden kazanıldı!.. 
Ağır tabloya rağmen TFF 1. Lig’de tutunmayı başaran bordo-beyazlı takım, teknik heyetin bariz hataları olmasa istikrar sağlar, iç saha maçlarını kazanır, en azından Play-Off oynardı? 
Tablo tozpembe olarak görülürken hiç yoktan ve sırf güç gösterisi sebebiyle yaşanan sorun ne kadar örtbas edilmeye çalışılırsa çalışılsın Elazığspor’a büyük darbe vurdu ve hiç beklenmedik biçimde kaosa sebep oldu!
Kongrede “aday liste” çıkmadığı için göreve devam edip “Elazığspor’u kurda kuşa yem etmeyiz!” ifâdesiyle kararlılıklarını gösteren ve kulübü ortada bırakmayan Sedat KARATAŞ ile arkadaşlarının yönetimi yeniden sahiplenmesiyle birlikte bugün herkes ortamı tozpembe görüyor ve yaşanan durgunluğa bir anlam veremiyor ama, gerçek olan şu ki kaynak umutları tükenen bordo-beyazlı temsilcimiz hiç kimsenin tahmin bile edemeyeceği ölçüde büyük sorunlarla boğuşuyor!..
Doğrusu, yönetim konusunda “tehlike” geçmiş değil ve her ân bir taraftan patlak verebilir?.. 
***
Böylesine bir ortamda Kaleci Çağlar, Hakan BİLGİÇ, TRAORE, KEHINDE gibi elde tutulamayan isimlerin yanı sıra, yaşı ilerleyen ve bu nedenle 2. Lig’e transfer olan Murat KALKAN’ın da hoş görülmesinin dışında, başta Çağrı ve Ozan olmak üzere Mesut, Timur, YOUSSEF, yabancı kontenjanından CAJIC, BINYA, DIARRA’yla da ister disiplin açısından, ister sergiledikleri performans bakımından anlaşmayı düşünmeyen Elazığspor, ister istemez neredeyse büyük bölümünü yitirdiği oyuncuların ardından yeni bir kadro oluşturmaya çalışıyor şimdi?
Kadro istikrarının bozulması sonucu Elazığspor’un en büyük handikapı “uyumsuz” yeni oyuncular olacak? 
Soner ŞAHİN’i geçen sezon Boluspor’un başarısında büyük pay sahibi olan, TFF 1. Lig’in en iyi ve de tecrübeli 3 kalecisinden biri olarak transferde “kazanç” diye değerlendiriyoruz… 
Kadir BEKMEZCİ de tecrübeli, ama ötekileri tanımıyor, bilmiyoruz?
TOM ile yeni transfer Jeffrey SARPONG dışında kontenjan boş olsa da Türkiye’de yüzlerce örneği bulunan benzer özellikteki alelade isimleri sırf “yabancı” futbolcu diye transfer etmemek lâzım? 
Yani, yabancı oyuncu, hem yetenekli, hem bütçeye, hem bünyeye uygun, özetle “özellikli” olmalı!..
Bu arada geçen sezondan kalan ve belli bir sayının üzerinde forma giyme ortalamasına sâhip oyuncularımız kadar, Adem, Alparslan ve Murat KAYALI gibi hakkı yenen ve şans tanınmayan futbolcularımız da yeni transfermişlercesine Elazığspor’a güç katacaklardır!..
Transferde birkaç hamle yapan yönetim elbette inisiyatif kullanma yetkisine sâhiptir ama, teknik direktörle istişâre ve işbirliği içerisinde yürütülecek transferlerin hem yanılgı payı az olacak, hem de takıma katkı oranlarında yüksek rakamlara ulaşılacaktır… 
***
Yönetim ve transferde olan bitenlerden sonra bu şartlarda Elazığspor’un Teknik Direktör olarak Mehmet ALTIPARMAK tercihinden duyduğumuz memnuniyeti dile getirmeli, riyâkâr davranmamalıyız! 
Özellikle ekonomik sıkıntı ve siyasî baskı altındaki Sayın Sedat KARATAŞ Yönetimi’nin hiç kimseye aldırmadan kendi tercihini kullanarak anlaştığı Mehmet ALTIPARMAK, teknik adam seçiminde bilhassa “aday” olan öteki isimlere bakıldığında da kanaatimizce en isâbetli olanıdır…
Ancak, ALTIPARMAK’ı yeterince tanımayan ya da ön yargılı olan bir kısım zevat, sosyal medyada sadece; “Elazığspor’un Teknik Direktörü Mehmet ALTIPARMAK…” şeklinde paylaştığımız bir son dakika haberini dahi sindiremeyerek ne yazık ki hemen karalama kampanyasına girişmişlerdir?
Şu hususu belirtelim ki Sayın ALTIPARMAK’la bir kan bağımız bulunmadığı gibi, herhangi bir çıkar ilişkimizin olmadığını ve olamayacağını, bizim bu taraklarda bezimizin bulunmadığını herkes çok iyi bilir!..
Öncelikle ve özellikle bir teknik adamda bulunması gereken; Liderlik özelliği, hitâp, iknâ, inandırıcılık ve bu unsurlara bağlı olarak motivasyon kabiliyeti, pedagojik formasyon, teorik ve pratikte antrenman bilgisi, teknik-taktik faktörler, başta medya ile olmak üzere sosyal ilişkilerde aktiflik ve tutarlılık vb. vasıflara bakarak “Mehmet ALTIPARMAK doğru tercih” diyoruz...
***
Mehmet ALTIPARMAK genelde destek buldu ama, bugün ona karşı çıkanlar “3 Büyükler” patentine sâhip olan ama teknik adamlık alanında yetersiz olanlara neden karşı çıkmadılar, anlayamıyorum?
Daha önce de “örnek” verdiğim gibi sırf “3 Büyükler” hayranlığı yüzünden bu memlekette türlü gariplikler yaşanmış, Sergen YALÇIN’ın kardeşi diye 1996-1997 Sezonu’nda Beşiktaş’tan Elazığspor’a transfer edilen Gürsoy YALÇIN, Kömürhan köprüsünde klarnet-davul eşliğinde karşılanmış, Elazığ ayağa kalkmıştı!..
Şu memlekette sırf “3 Büyükler” hayranlığı yüzünden; transfer hovardalığıyla Elazığspor’u milyonlarca zarara uğratan Bülent UYGUN’a, Serdar ÖZKAN ila Serdar GÜRLER’i G. Saray Maçı öncesinde yedek bırakıp Elazığspor’u küme düşüren Okan BURUK’a, Elazığspor’da yaşanan maddi sorunlar nedeniyle futbolcu alacaklarının ödenmeyişini protesto etmek amacıyla oyuncuları örgütleyip bordo-beyazlı formayı yere serdiren İbrahim ÜZÜLMEZ’e, Yardımcı Antrenörlükten gelip Elazığspor’da Teknik Sorumlu olan Stajyer Bayram BEKTAŞ ile Ogün TEMİZKANOĞLU’na ses çıkarmayan, itiraz etmeyenler şimdi nasıl Mehmet ALTIPARMAK’ı eleştirip karşı çıkabiliyorlar?
Mehmet ALTIPARMAK 3 sezon bordo-beyazlı formayı şerefle taşımış, Elazığspor’un Kaptanı olarak bordo-beyazlı armayı Ankara 19 Mayıs, İstanbul İnönü Stadyumlarında dalgalandırmış, her maçtan sonra; “Biz geliyoruz, biz inandık, siz de inanın!” sloganıyla inancını hem takım arkadaşlarına, hem Elazığspor Taraftarı’na aşılamış, 35 yıllık özlemimizi dindiren ve Elazığspor’u tarihinde ilk kez Süper Lig’e taşıyan o efsane kadroya adını altın harflerle yazdırmıştır!
Mehmet ALTIPARMAK, ağırbaşlılığıyla, beyefendi kimliğiyle, “adam gibi adam” olmasının yanı sıra Elazığspor’a emeği ve hizmetiyle bu memleketin evlâdı sayılır, onu “yabancı” olarak nitelendiremezsiniz?
Kaldı ki Alanyaspor’u Şampiyon yapan, Denizlispor’u herkesin “küme düştü” dediği bir ortamda ipten alıp ligde tutmayı başaran ALTIPARMAK, ötekiler gibi stajyer değil; TFF 1. Lig’de Kartalspor, Konya Selçuk, Altay, Kocaelispor gibi takımları çalıştıran ve yeterli deneyime sahip olan bir teknik adamdır!..
Mehmet ALTIPARMAK başarılı olursa, elbette Elazığspor da başarılı olmuş olacaktır...
Biz bu tercihin “doğru” olduğunu ifâde ederken, mutlaka teknik anlamda gördüğümüz yanlışları ve hataları dile getirecek, eleştiri hakkımızı her zaman saklı tutacağız!
Elazığspor’a gelmek için aracılara başvurmayan Mehmet ALTIPARMAK’ı da, her türlü siyasî baskıya karşın kendi tercihini kullanan yönetimi de kutluyoruz...
Biz Elazığspor’dan umutluyuz, ancak; Önce yönetimin elini zayıflatanların sebep olduğu “maddi” sıkıntılar nasıl aşılacak, sonra da transferlerle oluşacak yeni kadro “uyum” sorununu ne zaman atlatacak, özellikle bu iki hususu merâk ediyoruz?

Yazarın Diğer Yazıları