Yaklaşık iki ay kadar bir süre önceydi…
Gece geç saatlerde izlediğim televizyondaki haber kanallarının birinde ekranın altından akarak geçen haberlerden biri hayli ilginç geldi bana.
“Pakistan’da meydana gelen elektrik kesintileri dolayısıyla Pakistan Ordusu alarma geçti…”
Ordu alarma geçtiğine göre meydana gelen elektrik kesintileri, plânlı veya herhangi bir arıza dolayısıyla oluşan sıradan kesintilerden değil herhâlde, diye düşündüm kendi kendime?..
Pakistan’ın başkenti İslâmabad dâhil, ülke çapında birçok şehir ve bölgede yaşanan elektrik kesintisinin, elektrik santrallerindeki bir arızadan kaynaklandığı öne sürülse de ordunun, özellikle de hava kuvvetlerinin kesinti dolayısıyla alarma geçirilmesi, ister istemez Pakistan’a dışarıdan bir saldırı veya müdahâle mi var acaba diye düşünmenize yol açıyor elbette?
***
Olabilir, Pakistan’da meydana gelen bu olay, ülkenin geniş bir bölümünde başkent de dâhil birçok şehri etkilemiş olsa bile, nihâyetinde bir elektrik kesintisiydi…
Bu haberi “ilginç” kılan sebep, kuşkusuz Pakistan Ordusu’nun harekete geçmesiydi?
Ben bu düşünceler içerisinde, o günkü yazımı tamamlamaya çalışırken, elektriklerin kesilmesiyle âniden karanlıkta kalmanın şaşkınlığıyla, bir yandan şarj edilebilen aydınlatıcıyı ararken, öte yandan; “Pakistan ile Elazığ arasında elektrik kesintisi bakımından nasıl bir bağlantı olabilir?…” diye düşünmeye başlamıştım bile…
Yarım saat kadar sonra cep telefonuma gelen bir mesajın uyarı sesi, sabaha kısa bir süre kala vâkit itibariyle merâk uyandırıyordu.
Ânında baktım mesaja…
“FIRAT EDAS” başlığıyla gelen mesajın içeriğinde o güne kadar ilk kez gördüğüm, daha önce benzerini görüp duymadığım mâhiyette bilgiler vardı.
“Çağrı merkezimize bölgenizden kesinti ihbarları gelmeye başlamış olup, ekiplerimiz kontrol etmektedir.
Elektrikleriniz kesilmediyse bu mesajı dikkâte almayınız”
Bu saatte olsa da demek ki ayakta olan ve elektriklerinin kesildiğini ilgili kuruluş ve birimlerine ihbar eden vatandaşlar var diye yalnız olmadığımı hissettim âdeta.
Zâten elektrikler kesilir kesilmez şehrin 2/3’lik kısmını gören bir açıdan baktığımda ikâmet ettiğim bölge dışında elektriklerin var olduğunu görmüştüm.
Karanlıkta geçen ilâve bir yarım saat kadar sonra elektriklerin gelmesiyle, güneşin doğmasına kısa bir süre kala olsa da hayat normâle dönmüştü…
***
Elazığ’da meydana gelen elektrik kesintisinin, aynı gece daha erken saatlerde Pakistan’da ordunun alarma geçmesine sebep olan ülke çapındaki elektrik kesintileriyle bir bağlantısının olmadığı gün ağardıktan sonra gün yüzüne çıktı…
Ancak, o gece “FIRAT EDAS” başlığıyla ilk kez aldığım; “Çağrı merkezimize bölgenizden kesinti ihbarları gelmeye başlamış olup, ekiplerimiz kontrol etmektedir.
Elektrikleriniz kesilmediyse bu mesajı dikkâte almayınız” mâhiyetindeki notla iletilen mesaj, o tarihten itibaren her elektrik kesintisinde düzenli şekilde mutlaka cep telefonuma gelir oldu?..
“FIRAT EDAS”ın ilettiği mesajla en azından hangi gün meydana geldiği sâbit olan elektrik kesintisinin, gün ağardıktan sonra gün yüzüne çıkan bir sonucu daha var ki özellikle dar gelirli vatandaşlarımız bu konuda mağdur ve oldukça muzdaripler!
Elektrik kesintisi dolayısıyla mağdur olan komşum (ismi ve zarar gördüğüne dâir belgeler bende saklı) gibi belki onlarca insan, özellikle elektrikle çalışan beyaz eşyalarının elektrik kesintisi sebebiyle gördüğü zararla çalışamaz hâle geldiğini ve en azından onarıma ihtiyaç duyduğunu dile getiriyorlar!
Meselâ, 8 Mart 2021 tarihinde meydana gelen yine “FIRAT EDAS” tarafından iletilen;
“Çağrı merkezimize bölgenizden kesinti ihbarları gelmeye başlamış olup, ekiplerimiz kontrol etmektedir. Elektrikleriniz kesilmediyse bu mesajı dikkâte almayınız” şeklindeki mesajla Abdullahpaşa Mahallesi 332. Sokak civarında meydana gelen elektrik kesintisi neticesinde buzdolabı çalışamaz hâle gelen komşum, sorunu biraz da gecikmeli olarak farkederken, teknik ârızanın yanı sıra ayrıca derin dondurucuda muhâfaza edilen et ve yiyeceklerin de bozulması tehlikesine karşılık, yiyeceklerini kurtarmak amacıyla komşulara dağıtmak zorunda kalınca, böylece bizler de olan bitenden haberdâr olmuş olduk…
***
Komşumuzun mağduriyetine üzülmemek elde değildi.
Hiçbir suçu, ihmâli ve günâhı olmadığı hâlde, maddi mânevi zarara uğrayan komşum, ünlü yerli bir firmaya ait buzdolabına genel merkez sistemli servis müracaatı neticesinde çabucak onarım imkânı bulmuş, ancak kartı yandığı belirtilen dolaba garanti süresi dolduğu için servis ve işçilik ücreti ödemek zorunda kalmıştı?
Servis elemanlarına “tüketici hakları derneğine” müracaat etmesi ve belge sunması durumunda zararını tazmin edip edemeyeceğini soran komşumuza, servis elemanlarının; “Bir sonuç çıkmıyor!..” şeklinde verdikleri cevap da ne yazık ki ülkemizde mağdur olan, hele hele mağdur edilen vatandaşın hakkını araması konusunda oldukça mânidar ve düşündürücü bir cevap olsa gerek!..
Eh bu durumda dar gelirli vatandaş, ne yapıp, ne edecek, kimi kime şikâyet edecek?