Vehbi Coşkun

Kayyum ve Elazığspor'da Son Durum ?

Vehbi Coşkun

Elazığspor’un 11 Aralık 2018 Tarihi’nde gerçekleştirilen son kongresinde yaşanan gariplikleri sizlere aktarmış, tıkanan süreçten çıkma yolunu da ‘’olumlu bulduğum tek husus’’ diye vurgulamıştım…
Neydi o vurguladığım husus?
Okurlarım, kongrenin ardından kaleme aldığım yazımdaki şu ifâdeleri çok iyi hatırlayacaklardır;
‘’Kongrede ‘olumlu’ bulduğum tek husus, Elazığspor’un Eski Yöneticisi ve Belediye Meclis Üyesi Osman DİLEK’in, yıllar önce Mustafa URHAN Başkanlığı’nda oluşturulan “Yeni Oluşum Grubu” misâli bir modelle bordo-beyazlı kulübün hayata döndürülebileceğine dâir önerisiydi…’’
Evet, bugün Elazığspor için tek çözüm güçlü bir yönetimdir!..
Ne demek güçlü yönetim?
‘’Güçlü yönetim’’in ne anlama geldiği konusunda geçmişte yaşananları da şöyle tasvir etmiştim…

‘’Ancak, Sayın URHAN başta olmak üzere 1999-2000 Sezonu’nda “Yeni Oluşum Grubu” adıyla bir araya getirilen yönetimin büyük ekseriyeti gerek başkanlık yapabilecek vasıfta, gerekse kulübe çâre olabilecek miktarda meblağlar ödeyebilecek maddi güce sâhip şahsiyetlerden oluşuyordu!..’’
İyi de böylesine güçlü ve kamuoyunun tamamına yakını tarafından tasvip edilecek olan bir yönetim kendiliğinden mi oluşmuştu?
Elbette hayır!
Kimlere görev düştüğü konusunda ‘adres’ gösterirken de yine geçmişte yaşadıklarımızı ‘örnek’ olarak vermiştim şu satırlarla…
‘’O dönem Elazığ Valisi olan M. Lütfullah BİLGİN’in yanı sıra özellikle de Elazığ Belediye Başkanı Merhum Hamza YANILMAZ, bizzat organize ettiği istişâre toplantıları neticesinde; işadamları başta olmak üzere şehrin dinamiklerini aynı hedef uğruna birleştirmiş, belediye ile valilik sağladıkları maddi ve mânevi desteklerle Elazığ’ın hâmileri olarak Elazığspor’u kelimenin tam mânâsıyla sâhiplenmişlerdi…’’
Neticede çözüm önerimi de özetlemiştim;
Elazığspor’un kurtuluşu için bugün de“tek formül” budur ve yöntem bellidir!

Şimdi gelinen son duruma bakalım…
Bırakın çok eleştirilen ve toplumun her kesiminden tepki alan milletvekillerini, benim ‘şehrin dinamiklerini biraraya getirme’ konusunda geçmişteki gibi öncü olmalarını önerdiğim şehrin ileri gelenleri, özellikle belediye başkanı, sonra da vali bile ‘olumlu’ bir adım atmayınca ya da atamayınca süreç tıkandı?

Kayyum (kayyım) ataması, tıkanan süreçten çıkmak için tek yoldu elbette!
Elazığspor’u batıranların, sonra da ‘proje’ olarak son 6 ayda koltuğa oturtulanların ‘öcü’ olarak gösterdiği ‘kayyum’ sezon başında ve transfer dönemi sona ermeden atanmış olsa, bordo-beyazlı kulüp bugün sürüklendiği berbât duruma düşmeyecekti!..

Göreve geldikten sonra olan-bitenin bir ‘proje’ olduğunu farkettiğini itiraf eden son Başkan İrfan YUMAKGİL, verdiği ilk demeçteki ifâdesine uysa ve kendisine taahhütte bulunanların transfer tahtasını açamayacaklarını anladığı gün istifa edecek olsa, sorumluluğu üstlenecek kurumlar zorunlu olarak devreye girecekler, kendisi de eleştirilerin hedefi olmayacaktı?
Oysa, lig başladıktan sonra, ardından da transfer dönemi sona ermesine rağmen haftalık telkinlerle hâlâ koltukta oturmaya devam eden İrfan YUMAKGİL, farkında olarak veya olmadan Elazığspor’u sâhiplenmesi gerekenlere ‘kalkan’ vazifesi gördü!

Neticede 24 Ekim’de yazılı bir metinle istifa ettiği açıklansa dahi, 11 Aralık 2018 tarihinde gerçekleştirilen kongreye de istifa etmeden ‘başkan’ unvanıyla katılan YUMAKGİL, 19 Aralık’ta Elazığ Adliyesi’ne ‘kayyum’ başvurusunda bulundu ve 26 Aralık’ta nihâyet mahkeme Elazığspor Kulübü’ne kayyum atadı…
Şimdi hesaplayın bakalım Elazığspor ne kadar zaman kaybetti?..
***
Geçmişte formaliteler yerine gelsin diye rastgele ‘kayyum’ olarak atanan genel kurul üyelerine, hattâ istifa eden yönetim kurulu üyeleri arasından ‘kayyum’ olarak atananlara şâhit olduk!..
Benzer boşluklardan yararlanıp, durumu istismar ederek hakkında açılan dâvâları düşüren yöneticiler gördük?
En uç örneği verecek olursak, 18 kişilik bir yönetimin mahkeme tarafından toptan ‘kayyum’ olarak atandığını dahi biliyoruz!..
Şimdi, günümüze bakalım…
Mahkemenin ‘kayyum’ olarak atadığı Doç. Dr. Sebahattin DEVECİOĞLU, olumsuz örneklerin aksine Elazığspor’un her sorununu ayrıntılarıyla biliyor ve kulüpte yaşananları uzun süredir tâkip ediyor…
Elazığspor’a ilişkin konularda zaman zaman fikir ayrılığı yaşamış olsak da, bordo-beyazlı kulübün tüzüğünü tahrif eden ve bugünkü borç batağına sürüklenmesine sebep olan yöneticilere karşı birlikte verdiğimiz mücâdele biliniyor…
Kayyum olarak atandıktan sonra kamuoyuna yaptığı açıklamaları ve tespitlerini olumlu bulduğum Doç. Dr. Sebahattin DEVECİOĞLU, şâhsî ve fevrî davranmadan özellikle ‘istişâre’ ağırlıklı temaslar neticesinde Elazığspor’un güçlü bir yönetime kavuşmasına vesile olabilir.
Bunun için son 6 ayda olan bitenleri, siyâsîleri ve sahneden inmeyenleri bir kenara bırakmalı ve geçmişte kamuoyunun tamamına yakınının tasvip ettiği ‘Yeni Oluşum Grubu’ misâli güvenilir bir yönetim oluşturmayı amaçlamalı…
Evet, bugün Elazığspor’un kurtuluşu için tek çözüm siyasîlerin ‘proje’ olarak kullanamayacağı güçlü bir yönetimdir!..

Yazarın Diğer Yazıları