Vehbi Coşkun

Kazanan Elazığspor ve Yaşanan İkilem?

Vehbi Coşkun

2019 Yılı Ocak ayının son günü, “Ara Transfer” ya da bir başka deyimle “2. Transfer ve Tescîl Dönemi”nin de son günüydü…

Elazığspor, transferin son gününde ve son saatte 22 oyuncuyu birden renklerine bağlarken; ertesi gün ajansların “rekor” olarak geçtiği haber, bırakın ülkemizi dünyada büyük yankı buldu!

O gün, Elazığ Valiliği ile Elazığ Ticaret Odası’nın gayretleri sonucu kayyum yönetimindeki Elazığspor için temin edilen meblağla açılan “transfer tahtası”, devam eden borçlar nedeniyle bir sonraki dönem için tekrar kapandı…

Elazığspor’un 2 Yıl önce 6’sı kiralık olmak üzere transfer ettiği 22 oyuncudan Murat CEYLÂN ve Tufan KELLECİ’nin de geçenlerde takımdan ayrılmaları sonucu, kadroda Kadir BEKMEZCİ, Yiğitcan ERDOĞAN, Cengizhan AKGÜN ve Muhammed ILDIZ olmak üzere bugün 4 isim kaldı!

Önceki sezondan başlayan transfer yasağıyla birlikte oyuncu kadrosunu sâdece altyapıdaki mevcut tescillî futbolcularıyla takviye edebilen Elazığspor, bu arada ödeme yapamadığı için alacaklarını tahsil etmek amacıyla TFF’ye başvurarak serbest kalan tecrübe kazanmış durumdaki Kaleci Ahmet DOĞAN, Onur ALSU ve Ömer YILDIZ’ı da kaybederken, yetiştirdiği ama borçlandığı bu oyuncularından bonservis geliri bile kazanamadı?..

***

2 Yıl önce Ara Dönem’de yaptığı 22 transfere rağmen TFF 1. Lig’den düşen Elazığspor, başta “yabancı” sonra “kiralık” oyuncularını kaybederken, toplumun ekseriyeti; transfer tahtasının açılması yerine o dönem ligin ilk yarısını 16 puanla tamamlayan kadronun alacaklarının ödenmesi ve korunması durumunda 2. Lig’e düşülmeyeceği görüşündeydi…

Şimdi de 2 yıl önceki ikilemi yaşıyor gibiyiz?..

Bu sezon 2. Lig Kırmızı Grup’ta yer alan ilçe takımlarını gözüne kestirenler, lig başlamadan evvel hiç düşünmeden Elazığspor’un Şampiyon olacağını, en azından play-off oynayacağımızı öne sürdüler.

İlerleyen haftalarda arzulanan sonuçlar alınamadı ama, birileri deplasmanda elde edilen bir galibiyetin ardından bordo-beyazlı takımı şampiyon ilân ettiler!

Özkaynaktan yetişen ve zorunlu olarak altyapıdan profesyonel takıma yükseltilen gençlerin haftalık performans başarısına aldananlar, Elazığspor’u “Altınordu” modeli ile kıyasladılar?

Lig’in ilk yarısı tamamlandığında ateş hattının içinde kalan takımın elde ettiği başarısız sonuçlara bakıp; 2 teknik heyetle yollarını ayıranlar, “istemezsek gitmezler” denilen 5 oyuncunun da başka takımlara imza atmaları neticesinde kadro niteliği bir yana, bugün nicelik bakımından da zor durumda kaldılar!

Şimdi 2 yıl önceki ikilemi yaşıyoruz yine?..

Transfer tahtası mı açılmalı?

Yoksa, mevcut kadrodaki oyuncuların alacaklarının düzenli olarak ödenmesi suretiyle Elazığspor’un 2. Lig’de tutunmasına mı çalışmalı?

Önce; Elazığspor’un Bayburt Özel İdarespor’u yenerek iç sahada elde ettiği 3. Galibiyeti yorumlayalım, sonra da yaşanan ikilemi ele alalım…

***

Teknik Sorumlu Ümit TEKOĞLU’nun sahaya çıkardığı 11’e bakıldığında, İlk Yarının son maçında Sivas Belediyespor’u deplasmanda yenen kadrodan sâdece 2 farklı isim vardı…

Takımdan ayrılan Kaleci Ahmet’in yerine Kaleci Ali, Tufan’ın yerine de Muhammed ILDIZ’ın forma giydiği Elazığspor’dan 5 oyuncu ayrılmamış olsa da; maçtan önce tercih edilen bu 11 yadırganmayacaktı!..

4’lü savunmada Eren, Yiğitcan, Ömer Faruk ve Hebat, önliberoda Kadir BEKMEZCİ, orta 4’lüde Cengizhan, Muhammed Umut, Kadir TAŞOĞLU, Yusuf Ensar ve ileride Muhammed ILDIZ’ın 4-1-4-1 dizilişiyle başladığı maçta, içe katetmeler, orta alana yaklaşıp top alma ve hücumda serbestiyet dışında Yusuf Ensar ile Muhammed ILDIZ da zaman zaman yer değiştiler.

***

Maça henüz 1. Dakika dolmadan kalesinde gördüğü şok bir golle âdeta yenik başlayan Elazığspor, sağdan gelişen rakip atakta 6 pasa yapılan ortayı izleyen savunma ve özellikle Kaleci Ali’nin bireysel hatası sonucu mağlup duruma düştü?

Daha önce Karacabey Belediyespor Maçı’nda da benzer bir gol kaydeden Muhammed Umut, duran toptan yapılan ortayı kafayla ağlara göndererek beraberliği sağlasa da, bir türlü toparlanamayan bordo-beyazlılar, Kadir TAŞOĞLU’nun gole çeviremediği bir pozisyon dışında rakip kalede etkili olamazken, kalelerinde farklı mağlup olacak kadar tehlikeler yaşadı!

Kadir BEKMEZCİ’nin kaptırdığı bir toptan yediği golle bir kez daha yenik duruma düşen Elazığspor, Kaleci Ali’yi geçen ama gol çizgisinden çıkarılan 2 mutlak gol pozisyonunun son ânda önlendiği ilk yarının ardından, soyunma odasına 3 farklı mağlup gitmekten kurtularak âdeta maça ortak oldu?

***

2. Yarı’ya iyi başlayan ve hücumda etkili olan Elazığspor, yine bir duran topta Yiğitcan’ın kafayla attığı golle bir kez daha skoru eşitledi ama, bu golü hazırlayan ceza alanına yapılan ortada topu kafayla Yiğitcan’a indirerek “al da at” dercesine başarılı bir “asist” yapan Ömer Faruk oldu.

İlk Yarı’ya oranla pozisyon kısırlığı yaşanan 2. Yarı, genelde bir orta alan mücâdelesine sahne olurken, Elazığspor herkesin berabere biteceğini düşündüğü maçı, 86. Dakika’da gelişen bir kontratakta Selim Enes’in topla buluşturduğu Cengizhan’ın mükemmel bir plase vuruşla attığı gol sayesinde kazandı!..

***

Şimdi daha önce yaptığımız gibi; elde edilen bu galibiyetle her şeyi tozpembe görüp, eksiklerimizi göz ardı etmeyelim!

Zirâ; Elazığspor, Elazığ’a gelen izlediğimiz rakipleri arasında, girdiği gol pozisyonlarına rağmen hücumda en etkisiz, direnç koyamayan ve organize olamayan hâliyle, puan cetvelinde bulunduğu yeri oyun olarak da yansıtan ölçüde “en zayıf görünen” bir takımla karşılaştı.

Duran toplarda ve kenar ortalarda Yiğitcan, Ömer Faruk ve Muhammed Umut’la çok başarılı olarak goller bulan bordo-beyazlı takım, aynı başarıyı gerek duran toplarda, gerekse akan oyunda kendi kalesini savunmakta neden gösteremiyor, düşünmek ve bu konuda önlem almak lâzım!

Geçen sezon bir maçta, bu sezon da Karacabey Belediyespor Maçı’nda kazanılan 3 puanda yaptığı kurtarışlarla büyük pay sâhibi olan Kaleci Ali, Kaleci Ahmet’in gidişiyle tam kaleyi devralmışken, neden bu denli özgüven kaybı yaşadı? Bu soruna ivedi çözüm bulunmalı!

Elazığspor’un tecrübeli ayaklarından özellikle Kadir BEKMEZCİ ile Muhammed ILDIZ, sonra da Cengizhan, her müsabakada topla gereksiz şekilde oynayıp bireysel hünerlerini sergilemek isteğiyle aşırı top kaybetme alışkanlığından vazgeçmeli, genç kardeşlerini oynatacak ve koşturacak basit pas trafiğini yönlendirme görevini üstlenmeliler artık!..

***

Elazığspor’un dün beni en fazla mutlu eden, en beğendiğim özelliği; iki kez yenik duruma düşmesine rağmen, mücâdeleyi bırakmaması ve zor da olsa maçı çevirmesiydi…

Ancak, müsabaka öncesinde baktığımız isim listesindeki “yetersiz ve alternatifsiz” görünüm, gelecek haftalarda oynanacak zorlu karşılaşmalarda “maçı kulübe kazanır” prensibi düşünüldüğünde, ister istemez çâresizliğe ve morâlsizliğe neden oluyor!

Ve tam da bu noktada 2 yıl önceki ikilemi yaşıyoruz yine?..

“Transfer tahtası mı açılmalı?” sorusu, altından kalkılamayacak bedeller içerdiği ve Elazığspor’un borcunun artarak daha da çoğalması demek olduğu için “güvenilen dağlara kar yağması” neticesinde gündemden düşmüş gibi görünüyor!

“Yoksa mevcut kadrodaki oyuncuların alacaklarının düzenli olarak ödenmesi suretiyle Elazığspor’un 2. Lig’de tutunmasına mı çalışmalı?” sorusu, her ne kadar ligin ilk yarısı için her bakımdan “olumsuz” olarak sonuçlansa da, başka çıkar yol görünmüyor?

Yazarın Diğer Yazıları