Vehbi Coşkun

Ümraniye Kriterleri!..

Vehbi Coşkun

Türkiye’de alt liglerdeki stadyumlarda “UEFA Kriterlerine uygun mu?” diye bir de denetleme yapmaz mı şu TFF?
Sözde, TFF 1. Lig “üst kategori” diye daha bir özen gösterilmez mi?

Ümraniye’deki altyapı tesislerine diyecek yok ama, Ümraniyespor-Elazığspor Maçı’nın oynandığı stada gülesi geliyor insanın!
Protokol ve basın tribününden sahanın ancak ¾’ünün görülebildiği bir stat, bırakın UEFA’yı semt sahası kriterlerine bile uygun olamaz!
3 tarafı çevrili olan oyun alanının batı bölümü bir başka sahaya açılıyor?
Oyun alanı doğu-batı doğrultulu konumlandırıldığı için, öğleden sonra oynanan her maçta doğu tarafındaki kaleyi savunan her takım, rakibinin yanı sıra tam cepheden gelen ve gözleri kör edecek tesirdeki güneşle de mücâdele etmek zorunda!
Güvenlik “özel” ama özellikle soyunma odasına kapalı tribün altına giden oyuncular ile yedek kulübesinde yer alan başta teknik adamlar olmak üzere tüm görevliler, saldırı da dâhil her türlü tehdite açık durumda!
Basın tribününde yer alan basın mensuplarından sadece bir arkadaş isim listesi alabildi, ben hayatımda ilk kez bir resmî maçı liste alamadan izledim ve maalesef telefonumuzdan internet aracılığıyla TFF sitesine girerek, maç notlarımızı teyid edebildik?
Bunca garipliğe karşılık, geçen sezon kar temizleme çalışmaları esnasında kazınan çim örtüsünün yenilenmesiyle bu stadın tek tutar yanı Ümraniye Belediyesi’nin imkânlarıyla yapılan “halı” misâli mükemmel zeminiydi…
Ülkenin ücrâ bir köşesindeki değil, TFF’nin Merkezi’nin bulunduğu İstanbul’daki bir sözde stadyumdan bahsediyoruz ki, Elazığspor’un ve taraftarının konsantrasyon sağlayamadığı ortam ile “dezavantaj” teşkil eden şartlardı bunlar maalesef!..
***
Gözlemci Tolga ÖZKALFA hakemlik döneminde Elazığspor’u ince ince doğrayan maçlar yönetmiş, son olarak da Adana Demirspor’a Play-Off Finali’nin yolunu açan, uzatma dakikalarında yediği golle bordo-beyazlı takımın Adana’da Süper Lig şansını yitirmesine sebep olan berbat bir yönetim sergilemişti?
Hakem Mustafa ÖĞRETMENOĞLU, G. Antep’te Elazığspor’un kale çizgisini geçen bir topun ağlara gitmesiyle haksız puan kaybına yol açmış, buna rağmen Elazığ’dan aşırı tepki görmemişti?
Ümraniyespor-Elazığspor Maçı’nda; ÖZKALFA tribünde, ÖĞRETMENOĞLU sahadaydı!..
Görüntülerle de sâbit olduğu biçimde; Elazığspor’un net bir penaltısını veremeyen, TOM’un yaralanmaya yönelik şiddetli ve kasti hareketle durdurulmasına karşılık Ümraniyesporlu oyuncuya kırmızı kart çıkaramayan ve rakibi 10 kişi bırakamayan Hakem Mustafa ÖĞRETMENOĞLU, maçın neticesine olumsuz yönde etki etti!
Gözlemci ÖZKALFA sizce Hakem ÖĞRETMENOĞLU’na hakettiği “yetersiz” puanı verebilir mi, yoksa ahbap-çavuş ilişkileriyle yönetilen TFF ile MHK’nin dönen çarkı paralelinde bu önemli kusurlar geçiştirilir mi?
Bu 2’li de gerçekten “dezavantaj” oldu İstanbul’da Elazığspor için…
Elbette Elazığspor Yönetimi, bu konuda somut delillerle TFF’yi de MHK’yi de topa tutmalı ve hiç değilse bundan sonra benzer tutumlarla gaspedilebilecek hakkımıza engel olmalı!..
***
Ortam, hava ve saha şartları, ayrıca hakemin kusurlu kararlarıyla aleyhimize dönen maçta Ümraniyespor’a yenilen Elazığspor’un hiç mi kusuru yok?
Elbette var!
Özellikle ilk haftalarda ofansîf zenginlik ve mücâdele benzeri seyirciye zevk veren varyasyonlarla dikkâtleri çeken Elazığspor, savunma olgusunun ağırlık kazanmasıyla birlikte hücumda yetersizlik yaşamaya başladı?
Meselâ; ilk maçında Altınordu’ya 2 farklı mağlup olmasına rağmen sayısız gol pozisyonu üreten bordo-beyazlı takım, 6 hafta sonra Ümraniyespor’a yine uzatma dakikalarında yediği golle yenilirken, duran toplar dışında gol pozisyonu bulamadı?
Korner, frikik ve penaltı vuruşlarına çalıştığı belli olan Elazığspor’un, beğeni kazanan ve sonuç elde edilen bu varyasyonlar dışında hücum etkinliğini azaltan nedenler, sadece rakibin kanat oyuncularımıza önlem almasıyla izâh edilemez?
Futbolcuları suçlamak, bireysel hataları büyüterek bugünden ve bu ekonomik tabloda “transfer”den söz etmek hayâlcilikle eşdeğerdir!
Henüz 10. Dakika dolarken kornerden gelip karambol oluşturan topta kale alanı içinde üst üste 3 mükemmel kurtarış yapan ve DROLE’yle karşı karşıya kaldığı pozisyonda mutlak bir golü daha önleyen Kaleci Soner’i 90+3. Dakika’da önlenemeyen bir şut sonucu yediğimiz gol için suçlamak neyin nesi?
Ç. Rizespor’a gol attığı için “neden oynatılmıyor” diye eleştiri konusu olan Ahmet ARAS’ı bu maçta da skora bakarak “neden sonradan tercih edilmedi” diye gündeme getirmek çözüm mü?
Elbette oyuncular etkendir ama, “Elazığspor neyi yapıyor, neleri yapamıyor?” diye takım olarak ele alınır da sistemdeki aksamalar giderilirse sorun o zaman çözülür!
Yani tespit ve teşhis doğru olursa tedâvi sonuç verir, aksi taktirde hastalık bünyeyi kemirir ve eritir!
***
Elazığspor; Çift önlibero Alpaslan ile Elmar’ın defansîf direnciyle rakibe karşı koymaya çalışırken, bu 2’li oyunu iki yönlü oynamada ve topu iyi kullanarak takımı yönlendirmede zaaf yaşadıkları için bordo-beyazlı takım, orta alanı çabuk geçemiyor, hücum varyasyonları ve pozisyon üretmede sıkıntı çekiyor...
TATOS yardıma gelip bu 2’liyle üçgenler kurduğu zaman Elazığspor top tutup oyuna hâkim olabiliyor, aksi taktirde Ahmet ARAS oyunda kalsa da topla buluşturulamadığı taktirde, büyük efor sarfederek kazanıp sonra rakibe verdiğimiz her top, tazelenen bir atakla tekrar kalemizde yeni bir tehlike olarak beliriyor?
Geçen hafta Ç. Rizespor karşısında etkili olan ayaklar, Ümraniye Maçı’nda aşırı top kaybıyla takıma katkıda bulunamazken, Ümraniyespor; DROLE, eski oyuncularımız Serdar ÖZBAYRAKTAR ve CLEYTON, ile hakemin ısrarla sahada tuttuğu ve rakibin 2 golüne imza atan İbrahim’le, Elazığspor’un yapamadığı oyun kurgusunu oluşturup hücumda iyi organize oldu!
Oysa, Elazığspor; Alpaslan’ın kazandırdığı penaltı, TATOS’un Ç. Rize Maçı’ndaki gibi topa dokunuşu ve Alpaslan’ın frikik vuruşu, TOM’un kullandığı serbest vuruşta TATOS’un (gözüne güneş geldiği için) 6 pasın içinden dışarı attığı topla 2. Yarıda elde edilen gollük pozisyonların tamamını duran (ölü) toplardan buldu?
Oyuna giren oyuncuların Mertan’ın rakip savunmaya presi dışında takıma katkı sağlayamamaları, uzatma dakikalarında yenilen golden sonra gayrete gelseler de bordo-beyazlıların skoru eşitledikten sonra oyunu rölantiye alıp 90 dakika sahada dolaşmaları ve vâkit varken kazanma arzusunu ortaya koyamamaları, maçı daha çok isteyen Ümraniyespor’un kazanması için yeterli unsurlardı!

Yazarın Diğer Yazıları